Gediktepe baskını sonrasında Devlet Bahçeli'nin dile getirdiği "olağanüstü hâl uygulaması" başta hükümet olmak üzere malum çevrelerce tepkiyle karşılanmıştı… Sanki Anayasada yer alan bir uygulamayı değil de, Anayasal düzeni ortadan kaldıracak bir talebi dile getirmişti MHP Genel Başkanı. Demokrasi düşmanlığı, diktacılık, faşistlik, militerlik suçlamaları birbirini takip etti. OHAL sözünün edilmesine bile tahammül edemeyen bu demokrasi sevdalıları(!) yaşananları olağan, hem de çok olağan görüyor olmalılar!
Bir askeri birliğe saldırı düzenlenmesi, on bir askerin şehid edilmesi olağan bir hâl midir? Şehit cenazeleri 500-1.000 kişilik katılımlarla kaldırılırken, terörist cenazelerinde 15-20 bin kişinin toplanması ne kadar olağandır? Bu ülkenin on beşten fazla vilayetinde devlet otoritesi yerini silahlı bir terör örgütünün baskısına terk etmişse, olağan hâlden bahsetmek için bolca miktarda afyon tüketmek iktiza etmez mi?
Gazete ve televizyon haberleri mayın patlamaları, roketli saldırılar, karakol baskınları, molotof yangınları ile dolup taşıyor… "03.08.2010 Siirt'in Eruh ilçesinde bir grup PKK'lı terörist, önceki gece saat 22.00 sıralarında İlçe Emniyet Amirliği'ne saldırdı. İlk ateşte polis memuru Ahmet Mutlu şehit olurken, bir polisle bir vatandaş da yaralandı. Teröristler, Ordu'da Uzman Çavuş Hacı Emin Pişkin'i şehit etti, 2 askeri yaraladı."
"02.08.2010 Nusaybin'de çatışma.. Askeri araç taşıyan trene mayınlı saldırı",
"01.08.2010 Batman'da mayın patlaması sonucu 4 kişi hayatını kaybetti"
"31.07.2010 Pervari'de mayın patlaması: 4 uzman çavuş yaralandı"
"28 Temmuz 2010 Şınak'ın Beytüşşebap İlçesi'nde Kaymakama taş yağmuru"
"27 temmuz 2010 Hatay'da polise pusu: 4 şehit. Osmaniye'de mayın: 4 asker yaralı"
"26.temmuz.2010 BURSA'nın İnegöl İlçesi'nde olaylar.. 39 kişi gözaltına alındı, 21'i polis 30 kişi yaralandı. Diyarbakır'ın Lice ilçesinde, askeri aracın geçişi sırasında, terör örgütü PKK üyelerince yola döşenen mayının patlatılması sonucu 6 asker yaralandı. Şırnak'ta teröristlerce döşenen mayının patlaması sonucu 1 astsubay ile 3 er yaralandı."
"24.temmuz.2010 Ağrı Doğubeyazıt 'ta mayın patlaması: 4 asker yaralı"
"23.temmuz.2010 Yaralı Piyade Yüzbaşı Barış Yurtsever şehit oldu" V.S… Olağan hâlin(!) sürdüğü memleketimizin gazete manşetlerine akseden olağan hadiseleri(!).
Başbakan'ın beş bin kişilik koruma ordusuyla, özel harekât birlikleri, Kobra helikopterler eşliğinde ancak gidebildiği, güvenlik endişesiyle açık hava toplantısı yapamadan, programını yarıda keserek terk ettiği il de en olağan şehrimiz seçilmeliydi.
Terör örgütünün gövde gösterisine dönüşen koyun kırkma festivalinde, kimlik kontrolü yapmak isteyen güvenlik güçleri taş yağmuruna tutuldu, güvenlik güçleri ile birlikte kaymakam da taş yağmurundan kaçarak kurtuldu. Güvenlik güçlerinin kimlik yoklaması yapamadığı ilimize de, en olağan iller sıralamasındaki yerini Sayın Başbakan bildirmeliydi.
Bu yaşananların olağan olduğu ülkeler var mıdır? Vardır tabii ki... Pakistan gibi… Irak gibi… Sudan gibi… Ama bunların hiç birisi demokratik yönetimlerle idare edilmediği gibi, böyle bir iddia da bulunacak kimseyle de karşılaşmazsınız. Lâkin, bizim ülkenin politikacısı da, aydını da, genelkurmay başkanı da arz üzerinde eşi menendi bulunamayacak kadar özeldir(!). Onlar bunca olağan hâlin demokrasiyle mümkün olduğunu iyi bilirler(!).
Eh, bu kadar olağan bir ülkede, generallerinin yarısının darbeci olarak takibata uğraması, rutin bir işlem olan yıllık YAŞ toplantısında komuta kademesinin, genelkurmay başkanının seçilememesi de olağan sayılmalı.
Bunlar bizim olağan halimizse, olağanüstü halimiz de kıyametimiz olur ancak!…
Yazarın tüm yazılarını okumak için tıklayınız.
