« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

Nurullah KAPLAN

08 Kas

2006

KÖR ÖLÜR BADEM GÖZLÜ OLUR!

08 Kasım 2006

Milletimizin binlerce yıllık tarihi tecrübelerinden süzülüp bizlere ulaşan " ata sözlerimiz" hayat anlayışımızın, dünya görüşümüzün mahsulüdür. Bülent Ecevit'in ölümü üzerine yazılanlara bakıp, söylenenlere kulak verince bu ata sözlerinden birisini hatırladım: " Kör ölür, badem gözlü olur"

Sayın Ecevit'in ne kadar muhterem bir insan, değerli bir şair, kıymetli bir politikacı, eşine az rastlanır bir devlet adamı olduğuna dair beyanların ardı arkası kesilmiyor. Kendisine kan kusturan partili arkadaşları, daha doğrusu muhalifleri; partisini kapatıp, cezaevine gönderen Kenan Paşa, bir zamanlar elini bile sıkmayan Süleyman Demirel v.s… Hepsi de methiyeler dizmekte.

O'na en mesafeli olanlar bile sözlerine başlarken " Ölülerinizi hayırla yad edin." hadisine atıfta bulunuyorlar.. daha doğrusu arkasına sığınıyorlar. Şahsen ben Sayın Ecevit'i hiç kendimizden birisi olarak görmedim… Göremedim. Onun içindir ki, Allah rahmet eylesin demektense toprağı bol olsun demek geliyor içimden.

70'li yıllarda biz Ülkücüler O'nun için faşisttik.. ırkçıydık.. kafatasçıydık.. katildik. O'nun ağzından hiç eksik olmayan ithamlardı bunlar. Her kürsü konuşmasında, her basın toplantısında bıkmadan, usanmadan tekrarlardı bunları. Çok değiştiği söylenen 80'li-90'lı yıllarda, görünüşe bakılırsa hakikaten Ecevit o eski Ecevit değildi. Lâkin, 1999 seçimleri sonrasında hükümet kurma aşamasında MHP'yi "elleri kanlı katiller" diye aşağılayan eşi -
genel başkan yardımcısı Rahşan Hanım'ın sözlerinin ardındaki Ecevit; meclise başörtüsüyle gelen bir milletvekiline karşı "…haddini bildirin" diye yırtınan Ecevit ise işte ben buyum diyordu. Gerçek Ecevit , ne kadar değişse de O'ydu.

1980 Sonrasında Türkiye'yi dizayn edenler 2,5 gazete, 2,5 parti oluşturmak için bütün şartları hazırlamışlardı. Demirel'in " tapulu arazime gecekondu yaptırmam" diye uğraştığı o günlerde, Sol alan önce Necdet Calp'e daha sonra Aydın Güven Gürkan'a parsellenmişti. Ecevit'in Ulusal Sol söylemi, parsellenmiş Sol alanda kendisine yer açabileceği uygun bir zemini işaret ediyordu. insanlar 60 yaşından sonra ne kadar değişebilirse Ecevit de o kadar değişmiş, o nispette ulusalcı olmuştu.

Basının Türkiye'deki gücü 1999 seçimlerinde bir kez daha ortaya çıkmıştı: 1978'de AP'den ve bağımsızlardan ayarttığı 11 milletvekili ile Güneş Motel'de hükümet kuran ve 8'ini verdiği bakanlık rüşveti sözüne binaen bakan olarak atayan Ecevit unutulmuş, doğruluk-dürüstlük timsali Ecevit yolsuzlukların, vurgunların panzehiri olarak pompalanınca seçimlerden birinci parti olarak çıkıvermişti.

Rahşan Hanım'ın -eli kanlı katiller- sözlerine karşı " özür dilesinler" çıkışını yapan parti yöneticilerimiz,R. Ecevit'in -sizi kastetmemiştim- demsinin üzerine balıklama atladılar. Öyle ya , O'nun kast ettiği MHP ile bugünkü MHP'nin, Türk Milliyetçileri ile bugünkü Milliyetçilerin bir ilgisi yoktu ki(!). 1999-2002 Yılları arasındaki Ecevit Hükümetinde yer alan MHP ve sayın yöneticilerimiz Ecevit'ten çok şey öğrendiler(!). Ecevit'in şahsına ve makamına olan saygısından dolayı önünde ceketini ilikleyip, yanında sigara dahi içmeyen Sayın Genel Başkanımız " Ecevit'ten çok şey öğrendim" diyordu. Evet, kılavuzu Ecevit olanın…

70'li yıllardaki kıyım ve sürgünlerde kaç Milliyetçinin, gök ekin biçer gibi biçilen kaç Ülkücünün vebali omuzlarındadır Ecevit'in? Acaba her hangi birinden dolayı nedameti var mıdır?

Ecevit, bize 70'li yıllarda yaptığı ile kalmadı… 1999-2002 yılları arasında yedeğine aldığı MHP ve Genel Başkanı sayesinde bizi yolumuzdan etti. Kendi partisini % 20'lerden % 1,5'lara düşürmekle kalmadı bizi de %18'lerden %8 lere düşürdü, Bu 3,5 yıl içerisinde fikir ve dava partisi olmaktan epeyce uzaklaştı MHP. Yaşadığımız değişimde Ecevit'in payını inkar etmemeli, hakkını teslim etmeliyiz(!).

Hal böyle olunca sormadan edemiyor insan: Çok değişti denilen Ecevit mi, yoksa biz mi çok değiştik?

Yazarın tüm yazılarını okumak için tıklayınız.

M. Metin KAPLAN

15 Nis 2024

14 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Halim Kaya

11 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 102,78 M - Bugn : 23820

ulkucudunya@ulkucudunya.com