« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

Nurullah KAPLAN

22 Ağu

2007

DEĞİŞİM Mİ GELİŞİM Mİ?

22 Ağustos 2007


18 Nisan 1999 seçimlerini müteakiben MHP'ye yönelik TV-gazete değerlendirmelerinin ana eksenine MHP'nin değiştiği teması vücut vermekteydi. O günlerde Devlet Bahçeli'nin kurmayları ile birlikte katıldığı bir TV programında kendisine tevcih edilen "…değiştiniz mi?" sorusuna "geliştik" diyerek mukabelede bulunduğu günden ABD'nin Irak müdahalesi için start verdiği döneme kadar geçen süre zarfında aferin yüklü, MHP değişti tiratlarını medya cambazlarından sıkça dinledik.. okuduk.

MHP yönetiminin iktidar sarhoşluğunu pekiştiren, iyi ki değiştiniz aferinleri MHP'nin değişimini ifade eden müşahedelerden ziyade, ülkücü-milliyetçi düşmanlığı ile malum kalemşorların arzu ettikleri değişim güzergâhının istikamet işaretlerinden ibaretti.

Türklüğe ait alelumum değerlere söverek bulundukları mevkilere yükselmiş bu zevatın MHP'yi değiştirme çabaları anlaşılabir bir tavırdı. Çünkü solcu olmaktan liberal olmaya dair hızlı değişimlerinin bir yenilgi olmadığını, geçmişteki muhasımlarının da değişmesi ile ispat etmiş olacaklardı; sadece kendileri değil muarızları ile birlikte bütün dünya da değişmişti(!) Savundukları tezler iflas etmiş, taşıdıkları bayraklar solmuştu. MHP'nin milliyetçi söylemi, üç hilalli bayrağı ile karşılarında durması yenilgilerinden kaçamayacaklarını ihtar etmekteydi… Ve bu dayanılmaz hal MHP'nin değişimi ile hafifleyip, unutulabilirdi.

Karşı cephenin değişime zorlayan bu psikolojisinin yanı sıra bizim cenahta da açıkça ifade edilmemesine rağmen değişimin zaruret olduğuna dair, farklı saiklere istinat eden kanaatler yönetim kademelerinde kendini göstermekteydi.

Özellikle hükümet ortağı olduğumuz dönemde mevcut ekibinden muzdarip olan Devlet Bahçeli, 2002 ve 2007 seçimlerinde hazırlamış olduğu listelere ve seçim beyannamelerine akseden değişim arzusunun hangi gerekçelere dayandığını izah etmemiş olsa da, değişim ya da gelişim yönünde yeterince ipucu vermektedir.

Son seçimde milletvekilliği listelerinde seçilebilecek yerlere konulan ve genel başkanın Türkiye'yi yönetmek üzere oluşturduğu ekipte yer alan Deniz Bölükbaşı, Mithat Belen, Gündüz Aktan, Bekir Aksoy, Hasan Özdemir, Behiç Çelik, Cihan Paçacı, Zeki Ertugay, Gürcan Dağdaş ile önceki dönemden Tunca Toskay, Faruk Bal, Oktay Vural, Ertuğrul Kumcuoğlu gibi çoğunluğu bürokrat olan zevat MHP'nin sadece vitrinini oluşturmakla kalmayıp, siyasetine de yön verecek isimlerdir.

Yukarıdaki isimlerin devlet kademelerinde sahip oldukları tecrübe, ihtisas alanlarındaki uzmanlık bilgisi devleti yönetmeye talip olan bir parti için olmazsa olmaz bir ihtiyacı karşılamaktadır. Ancak, düzenin işleyişini temin eden bürokratik yapıda en üst makamlara gelinceye kadar 20-30 yıllık bir dönemi bu çarklar arasında geçiren kişilerin ideallerinin törpülendiği, içinde yer aldığı yapı ile benzeştiği gerçeği bu kişilere parti yönetimini teslim etmenin neticesinde yolun nereye varacağı hakkında da ip uçları vermektedir.

MHP'nin temsil noktasındaki sıkıntısını teknik becerileri yüksek, milliyetçi siyaset ile devlet idaresi arasında köprü olabilecek bürokratlarla aşma düşüncesi yukarıda zikrettiğimiz handikapı aşacak bir uygulama ile birlikte olmalıydı. Bir dünya görüşünün siyasete taşındığı MHP zemini, geçmişi ve geleceğe dair beklentileri çerçevesinde bu isimleri ülkücü değerlerle tanıştırıp, ülkücü düşünce dünyası ile hemhal kılacak bir "tanışma-kaynaşma" projesini de hazırlamış olmalıydı.

Yaklaşık iki asırdır, bilhassa cumhuriyet döneminde yaşanan millet-bürokrasi çatışmasında Türk Milletinin değerlerine sahip çıkarak tavır alan Ülkücülerin oligarşik bürokrasi ile olan mücadelesinin hangi kulvarda seyredeceği Ülkücülüğü inhisarına hapseden MHP'nin tavrı ile belirlenecektir ve.. şüphesiz ki MHP yönetimi de bunu bilmektedir.

Sadece milletvekili tercihi ve parti yönetiminin teşkili değil, uygulanan parti politikaları göstermektedir ki, MHP gelişimi değil değişimi seçmiştir.

Değişen dünyaya ve Türkiye'ye paralel MHP'nin de değişmesi normal değil midir? Eğer değişim arzusu ve niçin-nasıl değişileceği kararı, MHP'yi var eden ve bugünlere taşıyan "irade"nin istediği istikamette tecelli ediyor ise elbette ki normaldir. Ama, değişim bu "irade"nin arzusu hilafına gerçekleşiyor ise, zorlama veya dayatmalarla işliyorsa bu normal bir değişim değildir. Ve bu değişime muhalefet etmek, direnmek, karşı çıkmak Ülkücüler ve MHP'liler için elzemdir.

Yazarın tüm yazılarını okumak için tıklayınız.

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

15 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Halim Kaya

22 Nis 2024

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 102,98 M - Bugn : 5903

ulkucudunya@ulkucudunya.com