Yukarıdaki başlığa bakıp, matematik formülü sanmış olabilirsiniz; ama öyle değil, matematikle bir ilgisi de yok… Bana kalırsa formülle de ilgisi yok, ancak millete siyaset satarak servet ve şöhret sahibi olanlara bakacak olursak, bilge liderin son formül harikası…
Bilge lider, yapılacak mahalli seçimler için, çılgınca alkışlanan “mahalli seçimlerde ittifak yok” açılamasından sonra, yine aynı çılgınca alkışlar eşliğinde cumhur ittifakının devam ettiğini buyurmuş, müteakiben de yukarıdaki formülle bizi aydınlatmıştı.
Bilge lider IQ seviyemizin formülü anlamaya yetmeyeceğini bildiği için gazeteciler vasıtasıyla bütün efkârı umumiyeyi tenvir eylemek lütfunda bulunmuştu; açıklaması tamı tamına şöyleydi: “31 Mart seçimlerinde Cumhur İttifakı X+Y=Z formülü ile Zillet İttifakı'nı alt edecektir. Formülün açılımını şöyle yapabiliriz: AK Parti'nin 24 Haziran'da aldığı oy X, MHP'nin aldığı oy da Y. Buradan hareketle X+Y= Z. Yani Cumhur İttifakı, yani yüzde 52. Buradan devam edecek olursak; X+Y=Z formülü Zillet İttifakını yenecektir. Yani biz Cumhur İttifakı olarak 31 Mart seçimlerinde en az yüzde 52 ve üstü alarak Zillet İttifakı'nın oyununu bozacağız.”
Oyun bozmanın üstad-ı azamı bilge lider, bir oyunu daha bozmak için bize yol gösteriyordu. Bilge liderin bütün tenviratına rağmen zillet ne, ittifak kim, hangi oyun, hangi oyuncular anlayamadık. Önceki formülleri de anlayamamıştık…
Anlayamadığımız bu harika formüllerle 2009’da tanışmıştık. MHP’nin 40.yılı yaklaşırken 15 Ocak 2009 tarihinde Antalya'da partililere seslenen bilge lider, "2009 yılındayız. 2009'un sıfırlarının üzerine çarpı koyun, atın. Ne kalır, 2 ile 9. 2 ile 9'u toplayın 11 eder. Şimdi de 29'la 11'i toplayın, 40 eder. Bunlar tesadüf olamaz...” buyurmuştu. Televizyon ekranındaki görüntü hâlâ gözümün önündedir; suyun kaldırma kuvvetini keşfeden Arşimet coşkusuyla, sert el kol hareketleriyle perçinleyerek, parlayan gözlerle ve tabii ki alkışlar eşliğinde haykırmıştı: “Bunlar tesadüf olamaz!...”
Normal bir ülkede, normal bir partide, normal partililer bu sözleri şaka mahiyetinde dahi söyleyen genel başkanı o makamda oturtmazlar; hele de ciddiyetle söylemişse ruh ve sinir hastalıkları uzmanlarına teslim ederler. Ancak bizim memleketimizde anormallikleri fevkalâdelik addetmek ahir zaman hastalıklarımızdan olduğundan hareketin liderinin bilgeliğine nişane sayıldı. Koskoca MHP’nin genel başkanı söylüyorsa arkasında bir şey vardır anlayışıyla ebcedden, cifirden dem vuruldu; matematik profesörü Ali Nesin ise bu hesabın “numeroloji” olduğunu söyledi.
Hâl böyle olunca da formül harikalarının devamı geldi…
Bilge lider 2011 Seçimlerinden önce yeni bir formül açıkladı, 24 oy formülü: “Her ülküdaşıma bir görev düşüyor. Hayatında MHP’ye hiç oy vermemiş ilkokuldaki 5 arkadaşını bulacaksın. Ortaöğretimde 5 arkadaşını bulacaksın. Askerliğinizi yaptığınıza göre 5 asker arkadaşınızı bulacaksın. Mahalleden 5 arkadaşını bulacaksın, sokaktan da 4 arkadaşını bulacaksın. Toplayın 24. 49 milyon seçmen var, bunu 24’e bölerseniz ortaya çıkan rakam ülkücülerin oy temin etmesini gerektiren hane sayısını verir. Demek ki 19 milyon alabilirsek MHP iktidar olur. Bu inandırıcı olmayan bir hesap mı?”
Bu çok inandırıcı hesap için, dönüp de “ bırak sen MHP’ye hiç oy vermemiş 24 kişin oyunu almayı, hayatın boyunca hiç 24 arkadaşın oldu mu?” diye bilge lidere soramadık… 40. Yıl hesabını alkışlarla karşılayanlar için ise, bundan daha inandırıcı başka bir iktidar hesabı zaten yapılamazdı…
2014 Yılındaki cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde AKP’nin Tayyip Erdoğan, HDP’nin Selahattin Demirtaş’la seçime gireceği belliyken bilge lider Demirel’le, Necdet Sezer’le görüşmeler yapıp diğer partilerle birlikte ortak “çatı aday” çıkarmaya çalışıyordu. 3 M, 1 D, 1 L formülü de o çalışmalar esnasında icat edilmişti. Ortak aday milliyetçi, muhafazakâr, maneviyatçı, demokratik, lâik biri olmalıydı. Bu formüle ne kadar uyuyor bilinmez ama Ekmeleddin İhsanoğlu’nu bulup, CHP seçmenini ikna edebilmek için K.Kılıçdaroğlu’na adaylık açıklaması yaptırdı.
Haziran 2015 Seçimlerinden önceyse Kharkiv formülünü anlatmıştı bilge lider… Ukrayna'nın Kharkiv kentinin metrosunun grafiğini önüne alıp, metrodaki hatların kesiştiği bölgeye bir üçgen çizip, yolcuların aktarma yaptığı bu bölgeyi siyasette MHP’nin temsil ettiğine ve farklı partilere oy veren seçmenin bu merkezden geçiş yaparak MHP’de buluşacağını söylüyordu.
Bu seçimlerin formülü ise X+Y=Z. Yani cumhur ittifakı, yani…
MHP + AKP = Cumhur ittifakı
Devlet Bahçeli + Recep Tayyip Erdoğan = Cumhur ittifakı
Dünya lideri + Hareketin lideri = Cumhur ittifakı
Mehmet Metiner + Semih Yalçın = Cumhur ittifakı
Savcı Sayan + Celal Adan = Cumhur ittifakı
Her türlüsü ayaklar altındadır + Türk milliyetçiliği = Cumhur ittifakı
Türkiyelilik + Türklük = Cumhur ittifakı
Rabia + Bozkurt = Cumhur ittifakı
Şarkımız + Andımız = Cumhur ittifakı
Beraber yürüdük bu yollarda biz + Çırpınırdı Karadeniz = Cumhur ittifakı
Montaj, şantaj + Omo, Persil, Haliç’de temizlik = Cumhur ittifakı
Bu ittifak tutar mı, bilge liderin formülü işe yarar mı yirmibeş gün sonra göreceğiz. Ancak bugüne kadar gördüklerimiz seçimi de sonucunu da gölgede bırakmıyor mu? Daha düne kadar “bunlar kömürü yiyip, makarnayı yiyorlar” diye dalga geçtiklerimizle cumhur ittifakı kuruyoruz… Bir eliyle bozkurt öbür eliyle rabia yaparak fotoğraf çektirip, gururla yayınlayan dostlarımızı seyrediyoruz… Bize etmedik hakaret bırakmayanları teşkilatlarda başkanlık koltuklarında ağırlıyoruz… Bütün sermayesi Türk düşmanlığı, devlet düşmanlığı olanlara payanda oluyoruz. Niçin? Devletin bekası için! Üfürükten tayyare bir yalana dört elle sarılan dostlarımıza mı yanalım, mevcudiyeti fedakârlık üzerine bina edilmiş bir hareketin menfaatçiliğe esir edilmesine mi yanalım?
Yazarın tüm yazılarını okumak için tıklayınız.
