Yıllar geçse de bazı isimlerin bıraktığı izler asla silinmez. Onların eserleri gibi, anıları da birer köprü kurar, gönülleri birleştirir. Servet Somuncuoğlu ağabey de işte böyle bir isimdi. Onun aramızdan ayrılışının onikinci yıldönümünde, bıraktığı bu köprünün üzerinden geçmek ve onu rahmetle anmak için bir araya geldik.
Sabahın erken saatlerinde, İstanbul'dan Bursa'nın Karacabey ilçesine bağlı İsmetpaşa köyüne doğru yola çıktık. Ben, aziz dostu Yusuf Yılmaz Araç ve Yasin Cemal Galata ile birlikte, Servet ağabeyin kıymetli eşi Nevin Somuncuoğlu da bize eşlik etti. Bunaltıcı bir havada gerçekleşen bu yolculuk, manevi bir yolculuğa dönüşerek bizleri köydeki baba ocağına taşıdı. Malatya’dan Muzaffer Hoca, telefonla kalbî selâmlarını ve dualarını iletti.
Orada, bizleri Servet ağabeyin annesi, kardeşleri, sağdıçlar (Selim ve Davut ağabeyler) diğer yakınlarıyla birlikte İyi Parti Milletvekili Sayın Selçuk Türkoğlu ve rahmetli Metin Kaplan ağabeyin kadim dostu Nurullah Kaplan karşıladı.
Kısa bir bekleyişin ardından, anma merasiminin organizasyonuna önayak olan Zafer Partisi heyeti de alanı teşrif etti. Karacabey ilçe ve Bursa İl başkanlarının yanı sıra, kalabalık bir partili grubun eşliğinde Genel Başkan Yardımcısı Ali Çolak ile birlikte, Servet ağabeyin kabri başına yürüdük. Burada okunan Kuran tilaveti ve samimi dualar, onun hatırasını bir kez daha tazeledi. Merasimde söz alan Yusuf Yılmaz Araç, Selçuk Türkoğlu ve Ali Çolak beylerin konuşmaları, Servet ağabeyin Türk dünyası için ne kadar önemli bir değer olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Aile adına yapılan, duygu dolu teşekkür konuşması ise ablası Gülcan Somuncuoğlu tarafından gerçekleştirildi. Anma, davetliler için hazırlanan ziyafetin ardından sona erdi.
Günün ikinci durağı, vefanın bir başka timsaliydi. Karacabey'den ayrılan grubumuzla birlikte, Bursa'da bu kez rahmetli Metin Kaplan ağabeyin kabrini ziyaret ettik. Selçuk Türkoğlu, Nurullah Kaplan, Erol Usta ve Emin Yılmaz ile buluşarak dualarımızı okuduk. İki büyük insanın, hatırasını aynı gün yaşatmak, bizler için manevi bir borçtu. Kısa bir çay molası ve sohbetin ardından, gönüllerimizdeki bu iki büyük insanla birlikte İstanbul'a geri döndük.
Bu özel günde Servet Somuncuoğlu’nun bıraktığı mirasın nasıl bir sevgiyle yaşatıldığını bir kez daha gördük. Duruşumuz, onun eserleri gibi güçlü ve kalıcı olmaya devam edecektir.
Yazarın tüm yazılarını okumak için tıklayınız.