« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

M. Metin KAPLAN

17 Eki

2014

TÜRKİYE’NİN KIYAMETİ

17 Ekim 2014

Lâfı dolandırmadan söyleyeyim; gelecek yıl, yani ikibuçuk ay sonra başlayacak olan 2015 yılında, dananın kuyruğu kopacak! Ya da şöyle söylemek daha doğru olabilir; 2015 yılında Türkiye’nin kıyameti kopacak!

İzaha muhtaç sözler, bunlar: Dananın kuyruğu kopacak! Türkiye’nin kıyameti kopacak! Peki ne demek, bunlar?

Hemen cevap vereyim… Şunlar demek:

Bir. Türkiye, bölünecek-maalesef- ve hem Doğu hem de Güneydoğu Anadolu toprakları üzerinde Kuzey Irak’ta olduğu gibi bir Kürt devletçiği kurulacak!

İki. Türkiye, Yunanistan adına AB’nin, -maalesef- KKTC’ni ilhak etmesini kabul etmek zorunda kalacak! Kıbrıs Türklüğü, görünürde Kıbrıs Rumluğunun ve fakat gerçekte Yunanistan’ın bir azınlığı haline gelecek!

Ve üç. Türkiye, 1915 Ermeni Tehciri sebebiyle -maalesef- Ermenistan’dan resmen özür dileyip, Ermenistan’a büyük bir tazminat ödemeyi kabul etmek mecburiyetinde kalacak! İleriki yıllarda da Ermenistan’ın toprak taleplerini karşılamak zorunda olacak!

“Hadi canım sende, M. Metin Kaplan, uçtun yine. 80 milyona varan nüfusuyla, 830 bin askeri ve 300 bin polisiyle Türkiye, bunları kabul eder mi?”
Öyle bir kabul eder ki siz bile, itiraz edemezsiniz.
“Yok yahu. Nasıl olacakmış, bu? Anlat da öğrenelim.”
Anlatayım: Evvelâ, Türkiye’nin karşı koyma ve direnme imkânı ve ihtimali tamamen yok edilecek… Bunun için, Türkiye’de geçen yıllarda ABD’nin yaşadıklarının benzeri bir ekonomik kriz meydana getirilecek…
“Olmaz, Türkiye ekonomik olarak öyle güçlü ki daha evvel borç aldığı IMF’ye artık borç verir hale geldi… Böyle bir şey asla olmaz, olamaz!”
Bırakın bu saçma sözleri tekrarlamayı… Bu lâfları yalnızca, Aksaray İktisadî ve Ticarî İlimler Akademisi’ni bitiremeyip, AİTİA’den ön lisans diploması almak mecburiyetinde kaldığı halde Marmara Üniversitesi İktisadî ve İdarî Bilimler Fakültesini bitirdim diyen yalancı cahil söyler… IMF, Fon’a üye olan ülkelere gerekirse borç verir, ama hiçbir ülkeden borç almaz… IMF, sadece üye ülkelerden; yurt içi hâsılası ve dış ticaret hacmi baz alınarak belirlenmiş olan Fon’a ödeyeceği miktarı –yani bir nevi aidat- alır… O kadar!
Ancak hâlâ “Olmaz, Türkiye ekonomik olarak öyle güçlü ki, böyle bir ekonomik kriz asla olmaz!” diyorsanız, size, Türkiye’nin Haziran ayı itibariyle 2014 yılı 6 aylık dış ticaret açığının 40 milyar dolara yaklaştığını hatırlatmak isterim… Bu miktar, yılsonunda tahminen 60 milyar dolardan az olmayacaktır.
Sizi, bu dahi ikna etmeye yetmedi ise o zaman size, Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan’ın açıklamasına dayanarak, Türkiye’nin 20015 yılında ödemek zorunda olduğu dış borç miktarının 170 milyar dolar olduğunu hatırlatırım. Ve size Türkiye, bir yılda 170 milyar dolar dış borç ödeyebilir mi, diye sorarım… Siz de susar kalırsınız… O sebeple, sualime kendim cevap veririm: Ödeyemez, çünkü 170 milyar dolar bulamaz! (Kaldı ki bunun üstüne bir de en az 60 milyar dolar dış ticaret açığını ilâve etmek gerekir.)
Türkiye, 170 milyar doları bulamaz ise ne olur? Maalesef, işte o zaman ekonomik kriz çıkar, çıkarılır! Takdir edersiniz ki ekonomisi böylesine kırılgan ve güçsüz bir ülkede, ekonomik kriz çıkarmak hiç de zor değildir… Türkiye, bu durumda ya İzlanda gibi iflâsını açıklamak mecburiyetinde kalır veya Yunanistan gibi devlet memurlarının maaşlarını verebilmek için libor artı anasının örekesi faizlerle borçlar bulmak-almak zorunda kalır ki, bu dahi bir nevi iflâs halidir!
Hâlâ ikna olmadıysanız; Avrupa Komisyonu’nun, 8 Ekim 2014 tarihinde açıkladığı Türkiye 2014 İlerleme Raporu’nun 25. sayfasında yazanları okuyun: “30 milyar dolar (Türkiye’den) kaçtı.(Türkiye’de) özel sektör yatırımları azalmaya başladı. Doğrudan yabancı sermaye stokunda gerileme var. Ve ekonomide devlet payı çoğalıyor.”
“Bırak canım, AB hep böyle raporlar yayınlar, ama hepsi palavradır… Türkiye’ye düşman bunlar.”
O halde AB Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır da, Türkiye düşmanı… Çünkü O, AB İlerleme Raporu açıklandıktan sonra yaptığı değerlendirmede “Raporun dengeli ve objektif olduğunu” söyledi… Ne ise… Türkiye, 2015 yılında 170 milyar dolar dış borç ödeyecek, artı tahminen 60 milyar dolarlık dış ticaret açığını kapatacak ve artı ülkeden kaçacak olan belki yeni 50 milyar doları ikame etmek durumunda kalacak… Tahminen 280-300 milyar dolarlık bir ekonomik kriz… Böyle devasa boyutlu bir ekonomik kriz, Türkiye’yi çökertmez mi?
Olmaz a, Türkiye Allah’ın yardımı ve izniyle bu ekonomik krizi bir şekilde atlatır… Ve iflâs haline düşmekten kurtulursa, küresel sermaye yahut daha somut adıyla Siyonizm yahut Sabetaycılık, Türkiye’yi çökertip teslim alma plânından vazgeçer mi? Asla vazgeçmez! “Ne yapar?” Bu sefer, H.A.A.R.P teknolojisini devreye sokar!
H.A.A.R.P; High Frequency Active Auroral Research Program. Türkçesi; Yüksek Frekans Auroral Araştırma Programı… H.A.A.R.P deprem, şimşek-yıldırım, sel, kuraklık vb doğal olayları silâh olarak kullanabilen teknolojinin kısa adıdır… Ve Türkiye’de 1999 Marmara Depremi’ne benzer bir zelzele meydana getirir! Yüz milyar dolarlık müthiş bir yıkım yapar!
“Hayalî bir senaryo bu, H.A.A.R.P teknolojisi diye bir şey yok” demeyin, sakın… Böyle bir şeyi düşünmeyin bile.
H.A.A.R.P teknolojisini eğer bilmiyorsanız, geçin bir bilgisayarın başına, internete bağlanın ve Google’ı açın. H.A.A.R.P yazın, bakın kaç sonuç gelecek… Zahmet etmeyin, ben size söyleyeyim: 668 bin sonuç geliyor… Rastgele bazılarını tıklayın, açın, okuyun. Okuduklarınız sizi dehşete düşürmez ise gene istediğinizi düşünebilirsiniz… Yok, “ben internette yazılan ‘şey’lere inanmam” diyorsanız; Koridor Yayıncılık’tan çıkmış olan Jerry SMITH’ın yazdığı KIYAMET SİLÂHI HAARP’ı okumanızı tavsiye ederim. Ne ise…
1999 Marmara Depremi nasıl oldu, sanıyorsunuz? 1999 Depremi, H.A.A.R.P teknolojisinin laboratuar dışında yapılan ve başarılı olan ilk büyük denemesiydi! 1999 Depremi’nin yıkıma uğrattığı yerlerin Türkiye’nin en önemli sanayi tesislerinin bulunduğu merkez olması, işte bu sebeple tesadüf değil… Ayrıca, hemen hemen herkes 2002 Ekonomik Krizi’nden ve bunun etkilerinden; meselâ AKP’nin tek başına iktidara gelmiş / getirilmiş olmasından bahsediyor da, bu krizi de tetikleyen 1999 Depremi’nin bu sonuçtaki tesirinden neden tek kelimeyle olsun söz etmiyor? Sizce de bu, enteresan değil mi? Ne ise…
Ankara’dan İzmir’e kadar çok geniş bir alanda hissedilen 1999 Marmara Depremi’nde, resmî olmayan bilgilere göre yaklaşık 50.000 kişi öldü, ağır-hafif 100.000’e yakın kişi de yaralandı. Ayrıca 133.683 bina çöktü ve yaklaşık 600.000 kişi evsiz kaldı. 16 milyon insan, depremden değişik seviyelerde etkilendi… Deprem’in Türkiye’ye maliyeti13 milyar dolar oldu.
Ve İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Cemal Gökçe: “İstanbul'un yaşayacağı (yeni) bir depremde 70 - 100 milyar dolar civarında bir ekonomik kayıp olacağı tahmin edilmektedir” diyor… Ölüler, yaralılar ve bunların eksikliğinin sebep olacağı iş ve emek kaybı bu hesaplamanın dışındadır, herhalde… Gerisini zahmet olacak, ama siz düşünün… Bir kalemde 100 milyar dolarlık bir kayıp, Türkiye’yi çökertmez mi?
Lâfı daha fazla uzatmayayım… Bu iki yoldan biri ile yani ya büyük bir ekonomik krizle veya H.A.A.R.P teknolojisiyle meydana getirilecek büyük bir deprem ile yahut (1999 Depremi ve 2002 Ekonomik Krizi’nde olduğu gibi) ikisi birlikte ve peşpeşe kullanılmak suretiyle Türkiye çökertilerek, teslim alınacak!
Ve…
Bir. Türkiye bölünecek ve Doğu ve Güneydoğu Anadolu toprakları üzerinde Kuzey Irak’ta olduğu gibi bir Kürt devletçiği kurulacak!
İki. Türkiye, Yunanistan adına AB’nin, KKTC’ni ilhak etmesini kabul etmek zorunda kalacak! Kıbrıs Türklüğü, görünürde Kıbrıs Rumluğunun ve fakat gerçekte Yunanistan’ın bir azınlığı haline gelecek!
Üç. Türkiye, 1915 Ermeni Tehciri sebebiyle Ermenistan’dan –şimdilik- resmen özür dileyip, Ermenistan’a tazminat ödemeyi kabul etmek mecburiyetinde kalacak! İleriki yıllarda da Ermenistan’ın toprak taleplerini karşılamak zorunda olacak!
Ey Türkler! Türkiye’nin kıyametine hazır olun!
M. Metin KAPLAN
NOT: Okuduklarınıza inanmayacağınızı biliyorum… Yazıyı sırf tarihe not düşmek için yazdım. M. M. K

Yazarın tüm yazılarını okumak için tıklayınız.

M. Metin KAPLAN

15 Nis 2024

14 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Halim Kaya

11 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 102,78 M - Bugn : 19677

ulkucudunya@ulkucudunya.com