« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

M. Metin KAPLAN

23 Eki

2008

ASLINDA NE OLUYOR(14)

23 Ekim 2008

Romanı’mı yazacağım, bu yüzden uzun bir süre ÜLKÜCÜ DÜNYA GÖRÜŞÜ’ndeki köşem boş kalacak demiştim. Ancak moda tabirle “küresel kriz”i yazmasam çatlayacağım; yapılan yorumlardan öylesine rahatsızım yani… Ne ise lâfı daha fazla uzatmadan düşüncelerimi arz etmeye çalışayım.

Dünya’da gerçekten de küresel bir kriz kol geziyor: ABD’de başladı, sonra Uzak Asya’ya sıçradı, şimdi de Avrupa’yı kasıp kavuruyor. Bütün devletler dehşet içinde çare arıyorlar. ABD 850 milyar dolarlık, Almaya, Fransa, İngiltere ve hatta İrlanda 500’er milyar dolarlık müdahale paketleri ile yangını söndürmeye, hiç olmazsa şiddetini azaltmaya çalışıyorlar. Rusya, Çin ve Japonya da kendi tedbirlerini hızla açıkladılar, uygulamaya başladılar.

Maşallah Türkiye hâlâ işin vahametini fark etmiş değil… Recep Tayyip ile Hükümeti halkı ninnilerle uyutmaya devam ediyorlar. Halbuki ABD’de patlayan depremin tsunami dalgası önce Uzak Asya’yı sonra da Avrupa’yı vurdu bile, oradan da Türkiye’ye gelecek, bu yüzden gecikti… Onlarsa Türkiye’ye ya hiç gelmeyecek ya da gelse bile pek fazla etkili olmayacak sanıyorlar. Ancak geliyor, kapıya dayandı bile!

Nasıl gelmez ki? Türkiye, ABD, Avrupa ve Uzak Asya ile ticaret yapmıyor mu? Yapıyorsa, ticarî partnerlerimiz batarsa bizi nasıl etkilemez? En azından bunlarla yaptığımız ticaret hacmi daralmaz mı? Bu, Türkiye’de bazı işyerlerimizin batmasına, zaten had safhaya gelmiş olan işsizliğin artmasına sebep olmaz mı? Bu dahi Türkiye’de en azından bazı sektörlerin önce işlerinin yavaşlaması sonra da tamamen durması sonucunu doğurmaz mı? Bu, ekonomik bir kriz değilse nedir?

Elbette Türkiye; ABD, Avrupa ve Uzak Asya’daki devletler (milletler) kadar etkilenmez… Çünkü Türkiye 2001 ve 2004 de çıkan (Recep Tayyip’i iktidar yapmak için çıkarılan!) krizlerde yeteri kadar etkilenmişti: Batacak Bankalar ve iş adamları batmış ve en sağlamları ayakta kalmıştı. Ve İMF’nin etki ve telkinleriyle de olsa güçlü ve bağımsız kurumlar (BDDK ve benzerleri) kurulmuştu. Ve Türkiye’de ekonomik ve sosyal bir bağışıklık gelişmişti. Ve dahi hepsi eşe dosta peşkeş çekildiği için krizden etkilenecek hiçbir ekonomik devlet kurumu kalmamıştı.

Türkiye bir an bile gecikmeksizin, kendine uygun tedbirleri derhal almalıdır! Yoksa çok geç kalmış olur!

Bu kadar bir giriş yeter, herhalde… Hızla esas konuya geçeyim…

Bu küresel kriz neden yahut niçin meydana geldi? Aslında ne oluyor?

Birinci zor sualin bir cümlelik bir cevabı var: 1929 Krizi hangi sebeplerle ve hangi amacı gerçekleştirmek için meydana getirildi ise aynı sebeplerle ve amacı gerçekleştirmek için…

Dikkat edin, 1929 Krizi inşaat sektöründeki tıkanıklıktan doğmuş idi, şimdiki de öyle…

Peki, 1929 Krizi hangi sonuçları doğurmuştu? Başlıca sonuçları şunlardır: Bir. Küresel sermayenin merkezi Avrupa’dan ABD’ye geçti. İki. İtalya’da faşizm, Almanya’da nazizm, İspanya’da frankoizm iktidar oldu. SSCB komünizmi güçlendi ve yayıldı. Çin’de maoizm kuruldu ve iyice yerleşti vb. Üç. Bunların dışındaki dünya’da ise karma ekonomiye geçildi. Ve dört. II. Dünya Savaşı çıktı.

Bu sonuncusu yani Dünya Savaşı, tıkanan kapitalizmin ekonomik çarklarını döndürmek için bilinçli olarak çıkarıldı! Savaş demek silâh üretimi demektir: Tank, gemi, uçak üretmek demektir. Motor üretmek demektir. Bunları üretmek için demir-çelik sanayinin çalışması demektir… Vs. Vs. Bu da milyonlarca can pahasına da olsa ekonomiyi canlandırır!

Peki bu, 2007/2008 Krizi hangi sonuçları doğurur? Tabii ki hemen hemen aynını! Demek ki merkezi ABD’de olan küresel sermaye yer değiştirecektir. Nereye gider? Şimdiden bilmek mümkün değil… Demek ki dünya’da gene otoriter rejimlerin doğmasını beklemek lâzımdır. Nitekim bunu bilenler Avusturya’nın yeni Hitler’ini öldürdüler… Başka ülkelerde kim bilir nasıl tedbirler uygulanıyor? Demek ki dünya’da kapitalizm çökecek yahut sosyal kapitalizme dönüşecektir… Demek ki gene ve yeniden bir karma ekonomi modeli ortaya çıkacaktır… Ve belki de yeni bir dünya savaşı patlayacaktır!

Bunlar, Türkiye’de hangi sonucu doğurur: İki ihtimal var; ya bir askerî darbe olur, çünkü siviller bu, ekonomik ve siyasî dönüşümü gerçekleştiremezler yahut özüne dönerse; dünya görüşü ve kadrolarıyla bütünleşirse MHP iktidar olur. Ama bu ihtimal küçüktür, çünkü bu MHP özüne dönme iradesini gösteremez, gösterse bile hem dünya hem de düzen buna müsaade etmek istemez!

Gelelim, asıl soruya: Aslında ne oluyor?

Ne olacak? “Küresel Sermaye” ile “Ulus Devlet” arasında 11 Eylül Saldırılarıyla gün yüzüne çıkmış olan savaş, ekonomik enstrümanlar ile sürdürülüyor. “Küresel Sermaye” ile “Ulus Devlet” birbirinin gırtlağını sıkmış yek diğerini saf dışı etmeye çalışıyor! İşte bu da, Kriz’e sebep oluyor!

Peki, bu savaşı kim kazanır? Hiç kimse kazanmaz! Berabere biter; “Ulus Devlet” yukarda temas ettiğim gibi güçlenir ve fakat “Küresel Sermaye” de zenginliğine zenginlik katar! Kaybeden sadece ve sadece mazlum sınıflar ile mazlum milletler olur! Zengin milletler ve zengin sınıflar fakirleşir; fakirler yoksullaşır; yoksullar ise paryalaşır!

Nihayetinde “Küresel Sermaye” ile “Ulus Devlet” arasında yeni bir denge oluşur, Avrasya ayağa kalktığı için iki kutuplu bir dünya kurulur, bu, “Küresel Sermaye” ile “Ulus Devleti” kendi aralarında anlaşmaya ve uzlaşmaya zorlar, bu da “Soğuk Savaş Dönemi”nde olduğu gibi her ikisinin dünyayı birlikte yönetme durumunu doğurur!

Dünyadaki bu gelişme, Türkiye’de de “Sabataycılar” ile “İttihatçıları” “Soğuk Savaş Dönemi”nde olduğu gibi yeni bir ittifaka mecbur eder! Nitekim bunu daha o zaman görmüş olan “güçler” siyasette AKP’nin kapatılmasına ve Recep Tayyip’in tasfiye edilmesine mani olmuşlar ve “Ergenekon Davası”nı uydurarak Türkiye’deki millî ve yerli unsurları tasfiye yoluna girmişlerdir!

Yazarın tüm yazılarını okumak için tıklayınız.

Yusuf Yılmaz ARAÇ

13 May 2024

Yarın, Başyazı, 5 Ağustos 1965, Sayı 120. İdeolojinin önemi Türkiye’nin siyasi yapısında ideoloji gittikçe önemli bir unsur haline geliyor.

Halim Kaya

13 May 2024

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 103,86 M - Bugn : 26095

ulkucudunya@ulkucudunya.com