« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

M. Metin KAPLAN

05 Eyl

2006

NE OLUYOR?

05 Eylül 2006

AKP Hükümeti kurulduğundan bu yana, Türkiye ABD ilişkileri her geçen gün biraz daha bozularak devam etti, bugüne kadar geldi. Ancak son günlerde sanki yeni bir bahar havası esmeye başladı gibi görünüyor. Peki bu, ne anlama geliyor?

Bunun bir tek sebebi var: Her iki tarafın da birbirine olan ihtiyacı! Problemler, bu yüzden, şimdilik derin dondurucuya kaldırıldı… Ancak tam bu noktada yanlış anlama olmasın diye, iki konuya hemen açıklık getirmek lâzım… Bir. İki taraf derken taraflardan biri ABD ama diğeri Türkiye değil. Ya kim? Tabii ki Recep Tayyip ve Hükümeti. İki. Türkiye ile ABD arasındaki problemler tamamen ortadan kalkmadı. Sadece geçici olarak donduruldu.

Yoksa ABD, 1 Mart Tezkeresi’ni reddetmek suretiyle Türkiye’nin kendisine yapmış saydığı “keleği” unutmuş değil, katiyen unutmaz da... Devlet olmak, kendisine yapılan iyilikleri de kötülükleri de asla unutmamayı gerektirir… Hoşumuza gitse de gitmese de ABD’nin, “devlet gibi bir devlet” olduğu tartışılmaz bir gerçektir… Ayrıca Türkiye de kendisine ABD’nin yapmış olduğu başa çuval geçirme “yanlışı” ile K. Irak’ta kurdurduğu Kürt Devleti “ihaneti”ni unutmadı, unutamaz da… Bazılarının şüpheleri olsa da Türkiye de bir devlettir… Fakat aynı şeyi sayın Recep Tayyip için söylemek mümkün değil. Recep Tayip ne yazık ki devlet adamı değil. Böyle giderse, olacağı da yok!

ABD, Türkiye’nin 1 Mart Tezkeresi “keleği”ni niye unuttu? Dedik a, Türkiye’ye ihtiyacı var! Daha doğrusu, Türk Silâhlı Kuvvetleri’ne ihtiyacı var… ABD, er veya geç bir gün İran’a mutlaka saldıracak… Ama bunu yalnız başına yapamaz, yapsa bile Vietnam’dakinden beter bir hâle düşer. Bunu, en iyi ABD biliyor… Çünkü İran, Irak gibi sınırları cetvelle çizilerek, masa başında emperyalizmin ihdas ettiği “nevzuhur” bir devlet değil. En az bin yıllık, ki kendileri iki bin beş yüz yıllık diyorlar, köklü, gelenekli ve kültürlü bir devlet. Üstelik, 1979’dan buyana yetiştirdiği anti-emperyalist, anti-kapitalist ve en önemlisi de anti-Amerikan milliyetçi genç bir nesle sahip.

Kaldı ki, ABD’nin İran da 27 yıldır bir Büyükelçiliği bile yok… Bu ne demek? Ve neden mühim? Bu, ABD, İran’dan 27 yıldan beri dişe dokunur bir istihbarat alamıyor demek. Bu yüzden çok önemli… İstihbaratsız, savaş olur mu? Hedefleri neye göre ve nasıl belirleyecek? Nereleri, niçin vuracaklar? İstihbaratsız savaş, körün hedefe tabancayla ateş etmesi gibidir. Yani rasgele, körlemesine… Böyle bir savaştan sonuç alınabilir mi? Alınamaz!

ABD, Irak’ta ne yapmıştı? Evvelâ uçaklarla, roketlerle ve füzelerle, önceden istihbaratçıların en ince detayına kadar belirlediği ve hatta “lazer hedef belirleyicilerle işaretlediği” stratejik hedefleri bir bir vurmuştu. Sonra, yani Irak’ın kolu-kanadı kırıldıktan sonra da Irak’ı istilâ etmişti. Kaldı ki, istihbaratçılar Irak’ta çok önemli bir başka fonksiyon daha ifa etmişlerdi: Kuzey Irak’taki Kürtleri, ABD ile işbirliğine ikna etmişlerdi. İran’da işte bunları yapamıyor, ABD. Bu yüzden sıkıntısı çok büyük. Mutlaka bir yardım alması lâzım. ABD’ye bu yardımı yapabilecek en uygun tek ülke de Türkiye… Türkiye isterse, İran’dan her türlü istihbaratı alabileceği gibi, 20 milyona yakın Azerî Türkünü de ABD ile işbirliğine ikna edebilir… Bunların hiç birisini yapamazsa, dünyanın en cengâver ve kahraman askerleriyle ABD’nin yanında savaşa girebilir. Ve harbin, ABD’nin mutlak galibiyetiyle sonuçlanmasını temin edebilir.

ABD bu yüzden “1 Mart Tezkeresi Olayı”nı unutmuş gibi davranıyor… Ve Türkiye’nin Lübnan’a asker göndermesini şiddetle istiyor… Lübnan’la bunun ne alâkası var? Olmaz olur mu? Lübnan da saflar belirleniyor! Lübnan’a asker gönderen ülkeler eninde-sonunda, İran-ABD savaşında, ABD’nin yanında yer almak zorunda kalacaklar... Bunun lâmi cimi yok! Aksini düşünmek bile abes… CIA ve MOSSAD öyle provokasyonlar tertipleyecekler ki, bundan hiç kimse, hiçbir devlet kurtulamayacak… Bunu, o güne kadar yaşayan herkes görecek!

İşte tam bu noktada, Recep Tayyip, rolünü oynamak üzere sahne alıyor! AKP Hükümeti, Lübnan’a asker göndermek üzere bir hükümet tezkeresi hazırlayıp, meclisi olağanüstü toplantıya çağırıyor. Daha doğrusu, yakın tarihten iyi bir ders çıkarmış olan Recep Tayip, buna mecbur kalıyor!

ABD ile ters düşüp, SSCB’ye yanaşan Adnan Menderes’in; ABD’nin haşhaş ekim alanlarının daraltılması isteğine karşı çıkan Süleyman Demirel’in; Yunanistan’ın NATO’nun askerî kanadına dönüşüne veto uygulamaya kalkan Türkiye’nin; ve son olarak da ABD’nin Kuzey Irak’ta Kürt Devleti kurmasına karşı çıkmaya kalkan Bülent Ecevit ile Devlet Bahçeli’nin başlarına geleni iyi biliyor… Kaldı ki, sayın Recep Tayyip’in de Cumhurbaşkanı seçilebilmek için, ABD’nin desteğine ihtiyacı var!

Recep Tayyip iyi biliyor ki, ABD isterse, dün FP’yi ve DSP’yi tam ortasından böldüğü gibi bugün de AKP’yi bölüp parçalayabilir. Ve ABD kendisini desteklemezse, kendisi katiyen Cumhurbaşkanı seçilemez…Yani Recep Tayyip, hem Parti’si ile birlikte kendi başını da kurtarabilmek için, hem de Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturabilmek için, ABD’ye ihtiyacı olduğunu çok iyi biliyor. Ve buna göre davranıyor! Son günlerde ABD ile Recep Tayip Hükümeti arasında ki bahar havasını böyle yorumlamak lâzım! Gerisi hep hikâye.

Durum tam, Amerikalıların dediği gibi; “Sen benim sırtımı kaşı, ben senin sırtını kaşıyayım” vaziyeti!

Yazarın tüm yazılarını okumak için tıklayınız.

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

15 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Halim Kaya

22 Nis 2024

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 102,99 M - Bugn : 21794

ulkucudunya@ulkucudunya.com