« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

M. Metin KAPLAN

21 Ağu

2007

GENE AYNINI YAPTI

21 Ağustos 2007

MHP Genel Başkanı Dr. Devlet Bahçeli, 18 Nisan 1999 Genel Seçimleri’nden sonra yaptığı “hata”nın aynını, 22 Temmuz 2007 Genel Seçimleri’nden sonra da yaptı.

1999 Seçimleri’nin hemen ardından, hiç de gereği yokken Devlet Bahçeli; “Millet, Fazilet Partisi ile Doğru Yol Partisi’ne dinlenme görevi vermiştir… FP ile DYP dinlenmelidir” demişti… Demişti de ne olmuştu? Ne olacak, MHP’yi DSP ve ANAP ile koalisyon yapmaya mahkûm etmişti… İnanın ki, DSP kurucu genel başkanı Rahşan Ecevit, MHP ile Devlet Bahçeli’nin bu mahkûmiyet durumunu fark etmeseydi, o kadar kabalaşamazdı: “MHP’lilere eli kanlı katiller” diyemezdi.

Devlet Bahçeli de Rahşan Ecevit’in bu istiskaline, aşağılamasına ve tahkir etmesine rağmen DSP ve ANAP ile koalisyon kurmak zorunda kalmazdı… Ve Bülent Ecevit 57. T.C Hükümeti’ni ya kuramaz veya kursa bile, TBMM’den güven oyu alamazdı.

Başbakanlık görevi de Anayasa gereği olarak, en çok milletvekiline sahip ikinci partinin Genel Başkanı’na, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye verilirdi… 57. Hükümeti MHP kurar ve büyük ihtimalle de güven oyu alırdı. Devlet Bahçeli Başbakan olurdu… “Devletin başına Devlet gelirdi.”

Kaldı ki, Devlet Bahçeli Başbakanlık şansını, MHP’nin yetkili kurullarına danışmadan erken seçim kararı alarak, ikinci bir defa daha kaybetmişti… Hatırlayın; FP ile DSP ikiye bölünmüş ve MHP, TBMM’de en büyük parti grubu olmuştu… Devlet Bahçeli, hiç kimseye sormadan erken genel seçim kararı aldırmamış olsaydı… Gene Anayasa gereği olarak, hükümeti kurmakla görevlendirilecekti… O hükümet güven oyu alamamış olsa bile, ki büyük ihtimalle alırdı, 2002 Genel Seçimleri’ne MHP iktidar olarak, Devlet Bahçeli de Başbakan olarak girecekti.

Devlet Bahçeli’nin Başbakan ve MHP’nin hükümet olarak girdiği seçimlerde, MHP seçim barajına takılır mıydı? TBMM dışında kalır mıydı?

Ne ise, bunlar geçmişte kaldı. Konumuz, şimdi bu değil.

Konumuz bu değil, ama, Devlet Bahçeli o zaman yaptığı bu “hata”dan, anlaşılıyor ki, hiç ders almamış… Ders almış olsaydı, aynı “hata”yı bugün de yapmazdı.

“Devlet Bahçeli gene hata mı yaptı? Bugün, 22 Temmuz Genel Seçimleri’nden sonra ne hata yaptı?” dediğinizi duyar gibiyim… Kulaklarım çınlıyor, çünkü.

Tabii ki yaptı!

Seçim sonuçları açıklanır açıklanmaz, Devlet Bahçeli; “Biz Cumhurbaşkanlığı seçiminde TBMM’ye gireceğiz” dedi… Demedi mi? Dedi!

“Bunun, neresi hata?”

Burada iki hata var… Birincisi, MHP tek adam partisiymiş gibi, bu kararı, Devlet Bahçeli’nin gene hiç kimseye danışmadan tek başına vermesi ve bunu kamuoyuna açıklamasıdır! Demokratik partilerde bu kadar önemli kararları, Genel Başkanlar tek başına vermezler… Yetkili kurullar toplanırlar, meseleyi enine boyuna tartışırlar ve ortaya çıkan “ortak akıl” kararını, medyaya duyururlar… Demokrasilerde böyle olur! Bırakılmaz, ama, hadi bunu bir yana bırakalım…

İkincisi, daha da mühim…

Seçim sonuçları ortaya çıktıktan sonra, Recep Tayyip yaptığı ilk konuşmada, Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile ilgili konuya temas ederken, “Cumhurbaşkanını uzlaşma ile seçeceğiz” mesajı vermişken, Devlet Bahçeli’nin “Biz Cumhurbaşkanlığı seçiminde TBMM’ye gireceğiz” demesi, Cumhurbaşkanlığı seçiminde AKP’nin uzlaşma arayışından vazgeçmesine sebep olmuştur.

Bu, “hata” değilse nedir?

Siz de MHP yetkilileri gibi, “Biz TBMM’yi çalıştırmak için, Cumhurbaşkanlığı seçimi esnasında Meclise gireriz… TBMM kimi isterse O’nu seçer… Bunun, sorumluluğu AKP ile Recep Tayyip’indir” diyebilirsiniz… Ama bunu, kimse yemez, yutmaz! Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı seçilmesinden ötürü, bir mesuliyet varsa, bunun sorumluluğuna bal gibi MHP ve Devlet Bahçeli de ortaktır!

MHP ve Devlet Bahçeli, “Biz, grup olarak bir tek fire vermeden, idamın kaldırılmaması yönünde oy kullandık… İdamın kaldırılmasından, Apo’nun asılmamasından biz mesul değiliz… İdamı kaldıranlar sorumludurlar” diyerek, bebek katili, terörist başı Apo’nun idamdan kurtulmasının sorumluluğundan kurtulabildi mi ki, bundan kurtulabilsin!

Kaldı ki, kendimizi de hiç kimseyi de kandırmaya çalışmayalım, Devlet Bahçeli ve MHP, “İdam kaldırılırsa, Apo idam edilmezse, biz hükümetten çekiliriz” deseydi, idam cezası kaldırılabilir miydi? -Devlet Bahçeli, bu tavrı koymadığı gibi, aksine “Siz isterseniz idam cezasını kaldırın, biz bunu, hükümet meselesi yapmayız” dedi.- Apo, idamdan kurtulabilir miydi? O halde bunu yapmayarak, idam cezasının kaldırılmasına da, Apo’nun idamdan kurtulmasına da dolaylı olarak MHP de ortak olmadı mı?

CHP, daha şimdiden Cumhurbaşkanlığı seçimi için MHP’nin yanlış bir tavır takındığını söylemeye başladı bile… Bunlara, MHP’ye haksızlık yapıyorsunuz, demek mümkün mü? Devlet Bahçeli, MHP’nin TBMM’ye girme kararını ilk günden açıklayacağı yerde, hiç olmazsa son güne kadar gizlemiş olsaydı, Recep Tayyip tekrar Abdullah Gül’ü aday gösterebilir miydi? AKP, uzlaşma aramak zorunda kalmaz mıydı? Uzlaşma ile seçilmiş bir Cumhurbaşkanı, Türkiye için daha hayırlı olmaz mıydı?

Açık yüreklilikle kabul edelim: Devlet Bahçeli 1999’da yaptığı hatayı 2007’de aynen tekrarladı! Bunun, başka bir izahı yok! Ancak bu, sadece ve yalnızca “acemilikle” de açıklanamaz.

Devlet Bahçeli’nin yaptığı ilk “hata” MHP’yi TBMM dışında bırakırken, altı ay önce kurulmuş olan AKP’yi tek başına iktidar yapmıştı, bakalım ikinci “hata”sı nasıl bir sonuç doğuracak?

Yazarın tüm yazılarını okumak için tıklayınız.

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

15 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Halim Kaya

22 Nis 2024

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 103,34 M - Bugn : 69004

ulkucudunya@ulkucudunya.com