Dünya İslâm Birliği Genel Sekreteri Prof. Dr. Cemil bin Ali Hayat:
07 Kasım 2007
Terörün arkasında İslâm düşmanları var
Röportaj: Selami Çalışkan
“Müslümanlar uyanık olmalı. Tetiği çekene değil, çektirene bakmak lazım. Terör olayı kimin, ya da hangi devletin işine yarıyor? Ancak, biz Müslümanlar, her şeyi kafirlere yükleyip, kendimizi kurtaramayız. Hastalığı teşhis edersek, tedavisi de kolay olur. Bu terör olayları nasıl doğdu? Nasıl gelişti? Nasıl önlenir? diye üniversiteler araştırma yapmalı. Akan kanların durması, canların telef olmaması için bilim adamlarının ve siyasetçilerin terlerini akıtması lazım”
* * *
İslâm Ülkelerinde Eğitim Kongresi için İstanbul’a gelen Suudi Arabistanlı Dünya İslâm Birliği Genel Sekreteri ve Ümmul Kur’a Üniversitesi (Mekke), Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cemil bin Ali Hayat “Terörün arkasında İslâm düşmanları var” dedi.
İslâm ülkelerinin birer birer kafirler tarafından işgalini, Müslümanların içinde bulunduğu perişan hali, terör olaylarının perde arkasını ve nasıl önleneceğine dair sorularımızı cevaplayan Prof. Dr. Cemil bin Ali Hayat ile söyleşimiz şöyle sürdü:
Allah’ın “Oku” emrini iyi anlamalıyız
-İslâm ülkelerinin kafirler tarafından işgal edilmesinin ve Müslüman kardeşlerimizin bugün içinde bulundukları halin sebebi sizce nedir? Sizce nerede hata yaptık, ya da neyi ihmal ettik?“
-Bugün İslâm dünyasının içinde bulunduğu perişanlığın en önemli sebebi; Müslümanlar, İslâmiyeti (yani Allah’ın emirlerini) ya anlamak istemiyorlar, ya da yanlış anlıyorlar. Eğer Müslümanlar İslâm’ın emirlerini tam manasıyla anlasaydılar, din ile ilmi, din ile devleti birbirinden ayırmaz, birbiriyle çelişiyor şeklinde yorumlamazlardı. İslâm’da din adamı tabiri yoktur. İslâm’ın özünde alimler vardır. “Alim” kelimesini sözlük terimi olarak araştıracak olursak, bundan sadece din bilgini anlaşılmaz. Çünkü alim, kainattaki bütün ilimlerden nasibini alan bilginlere denir. Cenab-ı Allah, Hz. Muhammed Mustafa’ya (sav) peygamberlik görevini verirken, “ikra=oku” diye hitap ediyor. Buradaki “Oku” emri sadece “eline kitabı, defteri, kalemi al ve oku” demek değildir. Böyle anlayanlar aldanmış olurlar. Çünkü Cenab-ı Allah, Peygamber Efendimizin okuma yazma bilmediğini biliyordu.
Kur’an’ı çok okumalı ve iyi anlamalıyız
“-O zaman “Oku”nun manasını açıklar mısınız?
-Buradaki “Oku”nun manasını müfessirler, “Ey Muhammed, Kur’anı okurken, kainat kitabını ve bu kainatı yaradan Rabbinin azametini düşün, etrafına bak, gelişen olayları anlamaya çalış ve bu olaylara karşı önceden tedbirlerini al” şeklinde anladıklarını söylüyorlar. Alak Suresi’nin ilk ayetlerinin bazı tefsirlerde yine ayetlerle izah edildiğini, yukarıda saydığımız emirlerin aynen izah edildiğini görüyoruz. Yani unzur, tefekkür, tedebbur, tezekker kelimelerinin Kur’an’da da geçtiğini görüyoruz. Bu kelimeleri modern bilim de Kur’an’dan alarak aynen kullanmaktadır. Mesela bunlardan sadece “unzur = bak” emri hazır kelimesini ele alalım. Cenab-ı Allah buyuruyor ki: “Deveye bak, onun nasıl yaratıldığını incele” Buradaki bakıştan 2 şey anlamalıyız. Birisi zahiri bakış, diğeri onu anlamaya çalışmak için beynimizi çalıştırmak. Yine Cenab-ı Allah buyuruyor ki: “Semaya bak! Yeryüzü nasıl serilmiş? Dağlar nasıl semaya direk gibi dikilmiş? Göklerin, yerin, denizlerin, göllerin ve ırmakların nasıl yaratıldığını düşün?” Yoksa sadece “Bak” emri bir şeyi ifade etmez. Kısaca günümüz Müslümanları en az İslâm ülkelerini işgal eden kafirler kadar bile Kur’an’ı anlamak için okumuyorlar.
İslâmiyeti tam manasıyla yaşamalıyız
-Türkiye gibi İslâm ülkeleri, başlarına bela edilen terör olayını sizce nasıl önleyebilirler?
-Önce kendimize soralım. “Bu terör olayları ne zaman, niçin ve nasıl doğuyor?” Hastalığı teşhis edersek, tedavisi de kolay olur. Bana göre terör olayı da, Müslüman ülkelerin kafirler tarafından işgali de Müslümanların İslâmiyeti anlaşılması gereken şekilde anlamadığından ve İslâmiyeti tam manasıyla yaşamadıklarından kaynaklanıyor. Bugün İslâm ülkelerinde terör neşvü nema buluyorsa, bunun iki önemli sebebinden birisi; kendilerini alim zanneden sözde alimlerin ortalığı velveleye vererek Müslümanlar arasında tefrika çıkarmasından kaynaklanıyor. Masum insanların ya da çocukların ölümüne işte bu tür velveleciler sebep oluyorlar. “Bir insanı öldürmek, bütün insanlığı öldürmek gibidir” mealindeki ayet-i kerimeyi insanlar bilse, buna inansa ve inandığıyla amel etse, kan dökülür mü? Bu ayete inanan bir Müslüman cinayet işleyebilir mi?
Terör kimin işine yarıyor?
-Türkiye’nin maruz kaldığı bölücü terör saldırılarını nasıl yorumluyorsunuz?
-Hangi İslâm ülkesinde terör olayı olursa olsun, meydana gelen bütün terör olaylarının arkasında yabancıların, daha doğrusu Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın deyimiyle “Irkçı emperyalistler”in, yani İslâm düşmanlarının olduğu bir gerçek. Bundan kimsenin şüphesi yok. Ancak, biz Müslümanlar, her şeyi yabancılara yükleyip, kendimizi kurtaramayız. Son söz olarak söylüyorum ki: Müslümanlar uyanık olmalı. Tetiği çekene değil, çektirene bakmak lazım. Terör olayı kimin, ya da hangi devletin işine yarıyor? Ancak, biz Müslümanlar, her şeyi kafirlere yükleyip, kendimizi kurtaramayız. Hastalığı teşhis edersek, tedavisi de kolay olur. Bu terör olayları nasıl doğdu? Nasıl gelişti? Nasıl önlenir? Üniversiteler bu konuda araştırmalar yapmalı. Kanın durması, canların telef olmaması için bilim adamlarının ve siyasetçilerin terini akıtması lazım. Yine bir son söz daha: Her türlü beladan kurtulmak için yeniden imanımıza, akaidimize ve Yüce dinimiz İslâm’a yönelmemiz lazım. Komşumuz açken tok yatmamalıyız.”
