« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

19 Oca

2015

Bir fotoğrafın analizi: Paris liderler yürüyüşü

GÖKHAN BACIK 01 Ocak 1970

stiyan kimi ise Yahudi'ydi. Peki bunların üzerinde anlaştığı ortak bir değer var mıydı? Mesela Türkiye Başbakanı Davutoğlu ile İsrail Başbakanı hangi ortak değer için yürümüşlerdir? Fransa Başbakanı Renzi, yürüyüş için “En önemli olan şey Avrupa değerleri, kültürü ve idealleridir. Biz hepimiz bunlar için buradayız.” demiştir.

The Guardian'a yazan John Lichfield için yürüyüş “Fransız Cumhuriyeti'nin ve Batılı demokrasinin değerlerini vurgulamak” için yapılmıştı.

Kim, ne pay çıkardı?

Siyaset son tahlilde menfaat işidir ve kimse ülke lideri de olsa “babasının hayrına” Paris'in sokaklarında yürümeye kalkmaz. Bu açıdan bakacak olursak her bir liderin Paris yürüyüşüne koşarak gitmesinin altında banal bir pay devşirme hesabı olduğu düşünülebilir. Mesela İsrail Başbakanı Netanyahu, Paris yürüyüşüne katılmak için gittiği Fransa'da bir sinagogda konuşma yapmış ve şunları demiştir: “Bugün Fransa'da medeni dünyanın teröre karşı hep beraber ayağa kalktığı gibi aynı biçimde İsrail'e karşı teröre de karşı olması gerekmektedir.” Yürüyüşe katılan Türkiye Başbakanı Davutoğlu ise, “Türkiye'nin terör söz konusu olduğunda dünyanın her yerinde aynı tavrı gösterdiğini ve bugün Paris'te görevini yerine getirdiğini” söylemiş ve “Gazze'de ve Şam'da insanlar katledildiğinde Avrupa'dan aynı duyarlılığın beklendiğini” ilan etmiştir.

Aslında bu mantığı yürüyüşe katılan her liderde görmek mümkündür. Kısacası Paris yürüyüşüne katılan her lider “terörü burada lanetliyoruz ama şunu da bekliyoruz” mealinde konuşmuştur. Dolayısıyla her lider böyle konuştuğu için bu yürüyüş bir tür “siyaset panayırına” dönmüştür. Nitekim Paris, eskiden beri fuarları, panayırları ile de meşhurdur.

Bunun en somut ispatı da bizzat Fransa Cumhurbaşkanı Hollande'ın yaptığı yorumdur. Hollande, “Paris dünyanın başkentidir.” demiştir. Böylece masum insanların öldüğü terör yürüyüşü bir anda bizlere Paris'in dünyanın merkezi olduğunu da hatırlatmış oldu. Sözün kısası, yürüyüşe katılan her lider bu yürüyüşte üç şey yapmıştır:

i. Terörü lanetlemiş,

ii. Kendi iç siyasetine oynamış,

iii. Dünyaya kendi ülkesince bir mesaj vermiştir.

“Neden dünya ölen Batılıya ayağa kalkıyor?” ezberi

Pek çok kimse “bir Batılı ölünce dünya ayağa kalkıyor ama yüzlerce Doğulu yahut Müslüman ölüyor, bunu dikkate alan yok” demiştir. Bu doğru ama iyice düşünülünce dile getirenlerin zararlı çıkacağı bir şikâyettir.

Soma'da yüzlerce insan ölünce toplumsal bir tepki oldu mu? Bir siyasetçi istifa etti mi? Türkiye'de trafikte binlerce insan öldü. Teröre binlerce kurban verdik. Afganistan'da, Pakistan'da insanlar günlük bazda 50'şer 50'şer ölüyor. Buna Doğu'nun tepkisi nedir? Eğer Cizre'de insanlar ölüyor ve bu Türkiye'de ciddi düzeyde haber değeri bile görmüyorsa bunun suçlusu Batı mı?

Gelişmemişliğin bir ölçüsü de ölümün kanıksanmasıdır. Gelişmemiş ülkede insanlar (hatta çocuklar) kazalarda, sokakta donarak, doğal afetlerde, yangınlarda, iş kazalarında düzenli olarak her gün ölürler. Gelişmemiş ülkelerde yatağında huzur içinde ölmemek alışılmış bir durumdur. O nedenle bütün gelişmemiş ülkelerin ortak dualarından birisi de “Allah'ım beni huzur içinde yatağımda öldür” olarak görülebilir. Çünkü gelişmemiş memleketlerde yatağında huzur içinde ölene imrenilir.

Ya sonra?

Paris yürüyüşünün sembolik etkisi bir zaman sonra geçecek ve yerini Avrupa siyasetinin “bu olaya nasıl tepki vermeliyiz?” düşüncesi alacaktır. Zaten bazı Avrupa dışı liderlerin bu yürüyüşe koşarak gitmesinin bir nedeni de bu, Avrupa tepkisinden çekinmesiydi. Şüphesiz Paris saldırıları Avrupa siyasetini kökten etkileyecek. Çok kuramsal tartışmaya gerek yok. Yürüyüşe katılan 46 yaşındaki bir emlakçının gazeteci John Lichfield'e söylediklerini burada hatırlamak, bundan sonrasını anlamak için önemli: “Buradaki duyguyu tanımlayamıyorum. İnsanlar olup bitenlerin bıraktığı şok etkisinin geçtiğini ifade ediyor. Ancak burada önemli bir şey oluyor. Bugünden sonra Fransa aynı Fransa olmayacaktır.”

Yusuf Yılmaz ARAÇ

13 May 2024

Yarın, Başyazı, 5 Ağustos 1965, Sayı 120. İdeolojinin önemi Türkiye’nin siyasi yapısında ideoloji gittikçe önemli bir unsur haline geliyor.

Halim Kaya

13 May 2024

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 103,88 M - Bugn : 4870

ulkucudunya@ulkucudunya.com