« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

20 Eki

2014

Muhammed Râşid EROL (1930 - 1993)

01 Ocak 1970

Nakşibendî - Hâlidî şeyhi.

Siirt’in Baykan ilçesine bağlı Siyânis köyünde doğdu. Bölgelerinde seyyid olarak tanınan bir şeyh ailesine mensuptur. Dedesi Hâlidî şeyhlerinden Şeyh Muhammed, babası bir süre yaşadığı Bilvânis köyüne nisbetle Gavs-ı Bilvânis unvanıyla tanınan Şeyh Abdülhakim Hüseynî’dir. Suriyeli Hâlidî şeyhi Ahmed Haznevî’nin halifelerinden olan babası Siirt ve Bitlis’in köylerinde uzun yıllar şeyhlik yaptıktan sonra Adıyaman’ın Kâhta ilçesinin Menzil köyüne yerleşerek tarikat faaliyetini burada sürdürdü.

M. Râşid Erol ilk tahsiline babasının yanında başladı. Köyündeki babasına ait medresede Arapça ve din ilimlerini öğrendi. Daha sonra Bitlis’e gidip öğrenimini Nurşin Medresesi’nde sürdürdü. Bu arada Suriye’ye geçerek bir süre babasının şeyhi Ahmed Haznevî’nin köyündeki medreseye devam etti. Medrese icazetinin yanı sıra Hâlidî tarikatı hilâfetini de babasından aldı (1968). Tarikat faaliyetine fiilen babasının ölümünden (1972) sonra başladı. Tarikat silsilesi babası Abdülhakim Hüseynî, Ahmed Haznevî, Muhammed Ziyâeddin, Fethullah Verkanisî, Abdurrahman Tâgi, Sıbgatullah Arvâsî, Seyyid Tâhâ vasıtasıyla Hâlidiyye tarikatının kurucusu Hâlid el-Bağdâdî’ye ulaşır.

Halka yönelik tasavvuf anlayışı ile irşad faaliyetini sürdüren Muhammed Râşid Efendi’nin, şeyhlik müessesesinin hâkim olduğu bir bölgenin tanınmış bir şeyh ailesine mensup olması şöhretinin kısa zamanda yaygınlaşmasını kolaylaştırdı. Mensuplarının içki, kumar gibi kötü alışkanlıklarını terkettiklerine dair rivayetler dinî ve tasavvufî hayata ilgileri zayıf halk kesimleri üzerinde etkili oldu. Bunun sonucu olarak yurt içinde ve yurt dışında yaygın bir şöhret kazandı. Yaşadığı Menzil köyü özellikle 1975 yılından itibaren giderek artan ziyaretçi akınına uğradı. 12 Eylül 1980 sonrasındaki sıkıyönetim döneminde Çanakkale’nin Gökçeada ilçesinde mecburi ikamete tâbi tutulan (Mart 1983) Muhammed Râşid on sekiz ay sonra Ankara’ya nakledildi. 1986 yılında Menzil’e dönmesine izin verildikten sonra da tarikat faaliyetlerine devam etti.

Şeker hastalığı ve damar sertliğine müptelâ olan Râşid Efendi tedavi amacıyla her yıl gittiği Afyon kaplıcalarında rahatsızlandı. Dönüşte Ankara’ya uğradı. Hastalığının artması üzerine kaldırıldığı Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastahanesi’nde 22 Ekim 1993 Cuma günü vefat etti. Mensuplarınca “Şeyda hazretleri” unvanıyla anılan Râşid Efendi’nin cenazesi Adıyaman’a götürülerek Menzil köyünde toprağa verildi. Nakşibendî - Hâlidî tarikatının Muhammed Râşid Erol tarafından temsil edilen kolunun faaliyetleri kardeşi Abdülbaki Erol ve kendi halifeleri tarafından sürdürülmekteyse de onun dönemindeki canlılığını muhafaza etmediği görülmektedir.

Yusuf Yılmaz ARAÇ

13 May 2024

Yarın, Başyazı, 5 Ağustos 1965, Sayı 120. İdeolojinin önemi Türkiye’nin siyasi yapısında ideoloji gittikçe önemli bir unsur haline geliyor.

Halim Kaya

13 May 2024

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 103,87 M - Bugn : 42101

ulkucudunya@ulkucudunya.com