« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

04 Ağu

2014

Yolsuzluk yap, bir şeycik olmaz!

Emin Çölaşan 01 Ocak 1970

Sevgili okuyucularım, 17 Aralık 2013 ülke tarihimizde çok önemli bir gündür. Bu tarihte savcılık ve polis tarafından çok önemli yolsuzluk operasyonları yapılmış, Tayyip iktidarı çökme aşamasına gelmişti.
Polis tarafından dinlenen telefon kayıtlarında neler yoktu neler!..
“Oğlum evdeki paraları boşalt… Tamam babacım” muhabbetleri…
“Evinde kaç paran var oğlum?.. Bir trilyon babacım” itirafları…
“Bakara makara, ben her cuma günü internetten bir ayet sallarım” mavraları…
Evlerde yapılan aramalarda ayakkabı kutularında gizlenmiş olan milyonlarca dolar…
Paraların istiflendiği büyük boy çelik kasalar…
Rezaletin, rüşvetin ve vurgunun henüz küçük bir bölümü ortaya çıkmış ve Tayyip fena halde paniklemişti.

* * * * * *

Şimdi o günleri bir kez daha anımsayalım. 17 Aralık operasyonlarının ardından sadece dokuz gün geçmişti ve 26 Aralık 2013 tarihli Resmi Gazete’de Tayyip‘in Cumhurbaşkanlığına gönderdiği yazılar yayınlandı. Sırasıyla veriyorum:
- İsmi yolsuzluk ve rüşvete karışan Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar görevden alındı. (Bu şahıs baskınlar birbiri ardına patlayınca “Ne yaptıysam başbakanın talimatıyla yaptım. Onun da istifa etmesi gerekir” demişti!)
- İsimleri yine yolsuzluk ve rüşvete karışan Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış ve İçişleri Bakanı Muammer Güler istifa ettiler!.. İstifaları (!) yine aynı tarihli Resmi Gazete’de, Tayyip imzasıyla Çankaya’ya gönderilen yazıda bildirildi.

* * * * * *

Bu şahısların biri görevden alınmış, diğer üçü ise istifa ettirilmişti. Bakan olmadan önce herkes tarihsiz istifa dilekçesini Tayyip‘e takdim eder. Bu dilekçeler Başbakanlık kasasında saklanır ve gerektiğinde işleme konur.
Şimdi bu olayların sonrasına çok kısaca göz atalım:
- Tayyip ilk panik günlerini atlattıktan sonra, operasyonları düzenleyen tüm savcı ve polisleri görevden aldı ve bu yolla korku salmayı başardı!
– Bunlara “Cemaatçi, haşhaşi, paralel devlet, ajan, casus” damgaları vuruldu, inlerine girmekten falan söz edildi. Bu süreç halen devam ediyor.
– Oysa onları en yetkili görevlere getirip kendi amaçları doğrultusunda taşeron-tetikçi olarak kullanan Tayyip’in ta kendisiydi.

* * * * * *

Muhalefet partileri bu belgeli yolsuzluk-rüşvet olaylarını Meclis gündemine taşıdı ve Meclis Soruşturma Komisyonu kurulmasını talep etti.
Komisyon kurulmasına kurulacaktı ama bu kez de AKP’nin engellemeleri gündeme geldi.
Savcılar zaten değiştirilmişti. Dolayısıyla, Meclis’e gönderilmesi gereken savcılık fezlekeleri kuşa döndürüldü. Bazı hususlar fezlekede yer almadı. Aradan altı ay geçti ve iktidarın bütün engellemelerine karşın komisyon en sonunda kurulabildi. Ancak AKP, komisyon üyesi olacak milletvekillerinin isimlerini bir türlü bildirmiyordu. Başkan, başkan yardımcısı, sözcü, hepsi AKP milletvekili! Komisyonda çoğunluk zaten onlarda olacaktı. Korku dağları bürümüştü.
Savcılığın eksik fezlekeleri (27 olan dosya sayısı zaten 11‘e düşürülmüştü) binbir zorlamayla Meclis’e gönderildi.

* * * * * *

Ohhh, artık rahatlamıştık. Üyeler tamamlanmış, fezlekeler gelmişti!
Komisyon çalışmaya başlayacak ve savcılık fezlekelerinde yer alan belgeli rüşvet ve yolsuzluk olayları kamuoyunun gözleri önüne serilecekti!
Fakat gel gelelim, AKP‘nin önemli bir sorunu vardı.
Bu pisliklerin cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde kamuoyu tarafından bilinmesini istemiyordu.


Zaten savcılık fezlekeleri komisyon üyesi olan muhalefet milletvekillerine gösterilmemiş, okumalarına izin verilmemişti.

* * * * * *

Komisyonun başkanı olan AKP Milletvekili Hakkı Köylü, önceki gün bir açıklama yaptı:
“Fezlekelerin savcılık tarafından dizi pusulasına (fihrist oluşturulmasına) bağlanması için dosyaları İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na iade etmeye karar verdim.”
Bu şahıs yolsuzlukları sıfırlamak için partisi adına zaman kazanmak istiyordu ve fezlekelerin kamuoyu tarafından öğrenilmesi böylece uyutulmuş oldu.
Son durum bu!.. Peki bundan sonra ne olacak?
Civciv çıkacak kuş çıkacak!

* * * * * * *

Her gün, şimdi de cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde halka gidip Allah peygamber, din iman, Müslümanlık edebiyatı yapanların şu rezil halini bir görün!
Rüşvet ve yolsuzluklar belgeli ama öğrenilmesin diye Meclis’ten ve Türk Milleti’nden kaçırıyorlar.
Ey Tayyip, madem pisliğe bulaşmamışlardı, o halde sen bu Bakan Bey’lerini niçin görevden aldın, niçin istifa ettirdin?
Gerçeklerin ortaya çıkmasından niye böyle korkuyorsun?
Komisyonu niçin geciktirdin, şimdi niçin çalıştırmıyorsun?
Bir sürü pisliği böylece örtbas etmeye mi çalışıyorsun?
Allah’tan korkmayan, kuldan utanmayan!..
Ne biçim Müslümansın sen haaa?

Yusuf Yılmaz ARAÇ

13 May 2024

Yarın, Başyazı, 5 Ağustos 1965, Sayı 120. İdeolojinin önemi Türkiye’nin siyasi yapısında ideoloji gittikçe önemli bir unsur haline geliyor.

Halim Kaya

13 May 2024

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 103,79 M - Bugn : 18766

ulkucudunya@ulkucudunya.com