« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

04 Ağu

2014

“Uyduruk” dedikleri örgüt bakın kimlerin katili

Saygı Öztürk 01 Ocak 1970

17 Ocak 2000 tarihinde, İstanbul Beykoz’daki bir villada Hizbullah İlim Grubu’nun lideri Hüseyin Velioğlu öldürüldü. Örgütün merkez arşivindeki bilgisayar harddiskleri ele geçirildi. Bunlar incelendi ve karanlık bazı cinayetler aydınlatıldı. Selam (Tevhid) grubuna mensup şahısların, İranlı bazı terörist gruplarla birlikte ülkemizde bazı eylemlere katıldıkları, bunlardan bazılarının daha sonra Hizbullah İlim Grubu’na katıldıkları anlaşıldı.
Sadettin Tantan’ın İçişleri Bakanı, Kazım Abanoz’un İstihbarat Dairesi Başkanı olduğu dönemde “Umut” kod adı verilen operasyonda yakalamalara 6 Mayıs 2000’de geçildi. Bu örgütün militanlarının gerçekleştirdiği saldırılarda öldürülenler arasında; gazeteci-yazar Uğur Mumcu, Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı, Prof. Dr. Muammer Aksoy, Doç. Dr. Bahriye Üçok da bulunuyordu.
Bakın şu “uyduruk” dediklerine
Hani şu günlerde adı geçen Selam-Tevhid örgütü için “uyduruk bir örgüt” sözlerini duyuyoruz. İşte onlara “uyduruk” deniliyor. Adalet Bakanı, “sanki selam veren insanların örgüt olarak nitelendirildiği” soruşturma demişti. İşte “uyduruk” dedikleri hatta “yok” kabul ettikleri Selam-Tevhid örgütü Uğur Mumcu’yu da öldüren örgüttür. Böyle bir terör örgütü olmadığını söyleyenlerin Yargıtay’ın Selam-Tevhid örgütünü 12 Kasım 2002’de “silahlı terör örgütü” olarak kabul ettiğinden, 8 Kasım 2006’da ve son olarak 31 Mart 2014’te bu kabulünü sürdürdüğünden de habersiz olduklarını sanıyorum.
İran bağlantılı olduğu bilinen Selam-Tevhid örgütü son olarak 3 yıl 7 ay takip edildi. Yani şu ünlü 17 Aralık-25 Şubat dosyaları kapatılmamış, cumhuriyet savcısından dosya alınmamış olsaydı, Selam-Tevhid örgütüyle ilgili çok önemli konular gündeme gelecekti. Durum öyle bir hal aldı ki, 17 Aralık-25 Şubat dosyaları üzerinden mağduriyet oluşturuldu, şüpheliler hakkında, sanki polis tarafından mağdur edilmiş havası verildi.
Dinlenen iki danışman
Her ne kadar 7 bini aşkın kişinin telefonlarının dinlendiği öne sürülse de, hakimden alınan 114 dinleme kararıyla 231 kişi yasal olarak dinlemeye alınmış. Hakkında dinleme kararı olanlar arasında Başbakan Tayyip Erdoğan’ın danışmanlarından Mustafa Varank ile Sefer Turan bulunuyor.
Başbakan Erdoğan, üç konuşmayı Sefer Turan’ın, iki konuşmayı ise Mustafa Varank’ın dinlenen telefonuyla yapmış. O yüzden “Başbakan dinlendi” deniliyor. Konuyu araştırdığımda, konuşanın başbakan olduğu anlaşılınca, konuşma belli bir yerde kesiliyor ve bant çözümleri yani tapeler yaptırılmadan cumhuriyet savcılığı tarafından bu kayıtlar herhangi bir yerde kullanılmadan tutuluyor.
Dinleme kayıtlarının çözümü olayı soruşturan müfettişler tarafından yaptırılınca, Başbakan’ın konuşmaları ortaya dökülmüş oluyor. Açıkçası, Başbakan’ın konuşması kağıda dökülmesiyle bir yerde suç işlenmiş oluyor. Hemen belirtelim aralarında Enerji Bakanı Taner Yıldız’ın, Kuzey Irak’a uçakla gitmek isteyişi sırasında yaşanan olaylar sırasındaki telefon kayıtları da yine kağıda dökülmemiş 93 ayrı dinlemenin arasında yer aldığını öğreniyorum.
Başbakan’ın 30’dan fazla danışmanı var. Dinlemeler sadece iki danışman için alınıyor. Mahkemeden alınan dinleme kararı, iki danışmanın İran bağlantılı örgütle ilişkili olan bazı kişilerle temasta oldukları iddiasına dayandırılmış. Eski Milletvekili Ö.F.K’nin İranlı ajan olduğu öne sürülen M. ile sıkça buluştuğu da öne sürülüyor. Aynı dosyada görüntüler, teknik takip, fiziki takip, para, harita alışverişi görüntülerini içeren Selam-Tevhid soruşturmasına, Emniyetçilerin gözaltılarından iki gün önce takipsizlik kararı verilmiş.
Avukatlar ne cevap verdi
Sanık avukatlarından Cemalettin Mutlu ve Kemal Şimşek’e, basında yer alan bazı iddiaları soruyorum. İşte onların sorularıma verdiği cevaplar:
- 7 bin kişinin dinlendiği iddiası doğru değil. Hakkında mahkeme tarafından dinleme kararı verilenlerin sayısı 231 kişidir. Bunların Selam-Tevhid örgütüyle bağlantılı oldukları için dinleme kararı alınmış. Hakim de duruşmada 7 bin kişinin değil, 231 kişinin ne amaçla dinlendiğini sordu.
- Başbakan’ın dinlendiği iddiası doğru değil. Ancak, mahkeme kararıyla iki danışmanın telefonları dinleniyor. Başbakan da bu telefonla konuştuğu için dinlemeye takılıyor. Dinlemenin bant çözümü savcılık tarafından da yaptırılmamıştı.
- Şüphelilere casusluk suçlamasıyla ilgili herhangi bir soru yöneltilmedi. Sorular arasında ‘Başbakan’a suikast yapma hazırlığı içinde olan sol örgütü niçin dinlediniz’,
‘KCK’lılarla ilgili bazı bilgileri İngilizce’den niçin Türkçe’ye çevirdiniz?’ de yer aldı.
- MİT Müsteşarı Hakan Fidan hakkında da dinleme kararı yok. Ya da bize bu konuda herhangi bir soru yöneltilmedi.
- Casusluk suçlamasıyla ilgili bize herhangi bir belge gösterilmediği gibi, müvekkillerimize bu konuda soru da yöneltilmedi.
17 Aralık-27 Şubat operasyonunu yapanlardan intikam alınmasına dönüşen
soruşturma, hayli ses getirecek gibi…

Yusuf Yılmaz ARAÇ

13 May 2024

Yarın, Başyazı, 5 Ağustos 1965, Sayı 120. İdeolojinin önemi Türkiye’nin siyasi yapısında ideoloji gittikçe önemli bir unsur haline geliyor.

Halim Kaya

13 May 2024

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 103,87 M - Bugn : 42843

ulkucudunya@ulkucudunya.com