« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

20 May

2014

Maliyet hesabı ve işçi hayatı

Nazlı Ilıcak 01 Ocak 1970

Soma Holding Başkanı Alp Gürkan'ın Vahap Munyar ile yaptığı bir röportaj var. (30 Eylül 2012.) Bu röportajda Gürkan, Türkiye Kömür İşletmeleri'nin (TKİ) Soma'da kömürü çıkarırken tonunu 130-140 dolara mal ettiğini, kendilerinin ise TKİ'ye ödedikleri %15 rödovans dahil 23.80 dolara çıkarma taahhüdü verdiklerini söylüyor. Şirket, ton başına maliyeti bu kadar düşürmesine rağmen kâr da ediyormuş.

Ben şahsen, özel sektörün madencilik yapmasına hiçbir zaman karşı olmadım. Hür teşebbüsün hesabını daha iyi bildiği ve daha verimli çalıştığı kanaatindeyim. Ama rakamları görünce şaşırdım. Bu kadar büyük maliyet farkı, işçileri istismar etmekten mi geçiyor?

2005 yılında TKİ, maden ocaklarının işletmesinin kiraya verilmesi, yani "rödovans" sistemine giriyor. Böylece hem zarardan kurtuluyor hem daha ucuz kömür elde ediliyor hem de devlet para kazanıyor. Ama kazadan sonra bir daha düşünmek gerekmez mi? Acaba hem devlet hem özel sektör kazanırken kaybeden maden işçileri mi oluyor?

Birkaç nokta

Soma'da infial uyandıran birkaç nokta:

*İş sahibinin 2 gün ortalarda görünmemesi.

*Kaç kişinin maden ocağına girdiği, dolayısıyla risk atında olduğunun bir türlü bilinmemesi; (Soma'da spekülatif rakamlar havada uçuşurken, tam bir dezorganizasyon görüntüsü verildi.)

*Başbakan'ın "Bu işin fıtratında var" diye psikolojik faktörleri dikkate almadan konuşması.

*AK Parti'ye yakın siyasetçilerin ve yazarların her nevi eleştiri ya da protestoyu "provokasyon ve kara propaganda" diye değerlendirmeleri, hatta "sabotaj"dan söz etmeleri...

*Ve tabii meşhur tekme tokat hadisesi.

Siyaset yapmayalım

Bir yanlışa işaret ediyorsunuz ya da her çağdaş ülkede olduğu gibi hükümetin sorumluluğunun altını çiziyorsunuz. Twitter'dan hemen tepki gösteriyorlar. Kim olduğu malum çevreler, "Siyaset yapma dua et" diyor.

Bir kere dua etmek, sorumluları araştırmaya mani bir hal değil. Üstelik her talep siyaset yapmaktır. Sözgelimi, hava kirliliğinden şikâyet edersiniz, çocuk haklarını dile getirirsiniz, "çevre kirlenmesin" dersiniz... Bunların hepsi, siyasetçiye yönelik çağrılardır. Her sorun, siyasetçiye uzanır; siyasi mekanizmaları harekete geçirir. Acıları haykırmak da, haksızlıktan, hukuksuzluktan yakınmak da siyasettir.

Susup oturacak mısınız? Zülfüyâre dokunmayınca mı makbul vatandaş olacaksınız?

"Siyaset yapma dua et."

"Bizler gibi biat et" de diyebilirlerdi.

Bir sorum olacak: Tayyip Erdoğan'ın 19'uncu ve 20'nci asırdan örnekler vererek, "Kaza bu işin fıtratında var" demek suretiyle hükümetin hiçbir sorumluluğu olmadığı mesajını topluma aktarması, siyaset yapmak olmuyor mu?

Kamu-özel

Türkiye Maden Mühendisleri Odası Birliği'nin 2008'de hazırladığı rapora göre, üretilen milyon ton taş kömürü başına düşen ölüm sayısı, özel sektörde, kamudan daha fazla: 2000: TTK 3.98/Özel 59.25; 2001: TTK 2.11/Özel 94.82; 2002: TTK 3.56/Özel 80.38; 2003: TTK 3.98/Özel 229; 2004: TKK 2.66/Özel 76.78; 2005: TKK 6/Özel 3.91; 2006: TTK 1.97/Özel 3.77; 2007: TTK 2.98/Özel 18.36; 2008: TTK 4.41/Özel 11.50.

2008'den sonra bir başka istatistik hazırlandı mı bilmiyorum ama eğer mevcut durum gibiyse, madenlerin özelleştirilmesinin işçi güvenliğinin aleyhine olduğunu iddia edenler haklı çıkıyor. Daha teferruatlı açıklamalara ihtiyacımız var.

Tokat

Bir cep telefonundan çekilen önden görüntü, Erdoğan'ın madenci yakını bir genci tokatladığını, sonra da korumaların o gence hücum ettiğini açıkça gösteriyor. Zaten o genç de, biraz sinmiş bir vaziyette, Başbakan'ın kendisine tokat attığını itiraf etti.

Görüntülerde, Başbakan, mavi gömlekli gencin ensesinden tutup, kendine çekiyor ve "Buraya gel" diye bağırıyor; bir tokadın indiğini görüyoruz. Daha sonra işi korumalar bitiriyor; Başbakan'ın gözünün önünde. Üstelik bir kadın, "Fotoğraf çekmeyeceksiniz" diye feryat ediyor. Belli ki, saklanacak bir durum var ortada. Ne hikmetse, o saatlerde marketin güvenlik kameraları da çalışmıyormuş!!!

Hüseyin Çelik, tokadı inkâr etti. Bir de Bülent Arınç'a sorsak. Zira Çelik orada yoktu. Başbakan ne dediyse onu tekrarlıyor. Bülent Arınç dürüst adamdır. Bakalım neler görmüş?

Tekme

Başbakan'ın danışmanı Yusuf Yerkel, bir gence tekme atarken görüntülendi. Zeytinyağı gibi suyun üzerine çıkıyor. "O genç bana saldırdı, 7 günlük rapor aldım" diyor. Oysa fotoğrafta 2 güvenlik görevlisi gencin üzerine çullanmış, genç savunmasız bir haldeyken Yerkel ona tekme atıyor.

Bir de doktordan rapor almış... Herhalde tekme atarken ayacığı incinmiştir!!! Rapor, buna dairdir. Acaba hangi hastane ve hangi doktor bu raporu verdi? Taziyeye gidip de, acılı ev ahalisini dayaktan geçiren insanlara ilk defa rastlıyorum. Saygı da kalmamış.

Yusuf Yılmaz ARAÇ

13 May 2024

Yarın, Başyazı, 5 Ağustos 1965, Sayı 120. İdeolojinin önemi Türkiye’nin siyasi yapısında ideoloji gittikçe önemli bir unsur haline geliyor.

Halim Kaya

13 May 2024

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 103,91 M - Bugn : 38097

ulkucudunya@ulkucudunya.com