« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

30 Ara

2013

Konuşunuz Muammer Bey!

Emin Çölaşan 01 Ocak 1970

Sevgili okuyucularım, bundan bir süre önce Halkbank’ın İstanbul Kapalıçarşı şubesinde ilginç bir olay gerçekleşti. Şube müdürü olan bankacı hanım ve ekibi, bazı müşterilerin hesaplarını sahte belgeler düzenleyerek boşaltıp zimmetlerine geçirdiler.
Hesabı buharlaşan banka müşterileri bu durumda savcılığa başvuruda bulundular.
Savcılık olaya el koydu, durum incelendi. Olay doğruydu.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Kaçakçılık Bürosu tarafından bu konuda iddianame düzenlendi. Gerek Halkbank ve gerekse şube müdürü S.Ö. ve öteki şube çalışanları hakkında dolandırıcılık, özel belgede sahtecilik iddiasıyla İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesinde dava açıldı.
(Esas No. 2011/ 7294. İddianame No. 2011/ 664.)
Hesapları sahte imzalar ve düzmece belgelerle boşaltılan banka müşterilerinin tamamı şikayet dilekçesi verip davacı oldular.
Şikayetçiler, yani dolandırılanlar arasında Türk Sanat Müziği sanatçısı Samime Sanay da var.
Duruşmaya 30 ocak 2014 günü devam edilecek.
* * *
Savcılık iddianamesinde hesapları buharlaşan bütün yakınıcıların isimleri tek tek veriliyor.
Ancak bir isim var ki, onun adı “M.G.” olarak geçiyor. Yani açık ismi ve soyadı -her nedense- gizleniyor. İlgili bölüm şöyle:
“…Banka müşterilerinden M. G. rumuzlu hesap sahibinin kendisi ve aile fertleri adına açılan hesaplardan yapılan usulsüz işlemlerle ilgili talimatları, bilgi ve rızaları olmadan yapılan işlemlerle 663 bin TL ile 170 bin ABD doları olmak üzere toplam 908 bin TL’nin şüphelilerce
(Halkbank görevlileri tarafından) çekilerek zimmetlerine geçirdikleri anlaşılmış olmakla…”
Şimdi bundan sonrasına dikkat ediniz:
Bankadan sahte imzalar ve çeşitli numaralarla 908 bin lirası çekilen M.G. isimli bu şahıs bankayı öteki şikayetçilerle birlikte savcılığa şikayet etmiyor, hesap sormuyor.
Çok ilginç!.. Bu nasıl bir iştir?
Üstelik iddianamede herkesin adı açık seçik yazılırken, bu şahsın adı sadece M.G. olarak geçiyor.
Peki kim olabilir bu M.G. isimli şahıs?
İçişleri Bakanı Muammer Güler olabilir mi?
* * *
Basında bu konuda haberler çıktı. Bu olay Meclis’te Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’e sorulduğunda “Benim haberim yok, bir baktırayım” demekle yetindi!
Bir yanıt vermediğine göre, halen de baktırdığı anlaşılıyor!
Şimdi Muammer Güler’e soruyorum. Aşağıdaki sorulara hiç kıvırtmadan açık ve net yanıtlar vermesini bekliyorum:
- Halkbank’ta tam 908 bin lirası buharlaşan ve iddianamede M.G. olarak geçen şahıs zat-ı aliniz misiniz? Evet mi, hayır mı?
- Yanıtınız hayır ise niçin bu konuda açıklama yapmıyorsunuz?
- Evet ise paranızı dolandırdığı iddia edilen Halkbank’tan niçin şikayetçi olmuyorsunuz?
Bu para büyük para!
Yani Rahmi Koç olsa, Sabancı ailesinin bireyleri bile olsa, vallahi bu parayı dolandırıcılara yedirmez, her vatandaş gibi onlar da hesap sorardı.
İçişleri Bakanı olan, son operasyonlarda oğlunun evinde çelik para kasaları, milyonlarca lira ve dövizle birlikte para sayma makineleri çıkan bir şahıs bu
sorulara derhal yanıt vermekle yükümlüdür.
* * *
Şimdi iki olasılık var:
- “Hayır, Halkbank’ta benim param yoktu, dolayısıyla dolandırılmış değilim. Ben Muammer Güler, iddianamede sözü edilen o M.G. değilim.”
Ya da:
“Evet, o M.G. benim. 908 bin liram buharlaştı ama şikayet etmedim çünkü…”
Ülkenin asayiş ve güvenliğini korumakla yükümlü olan İçişleri Bakanı, bu “Çünkü” sözcüğünün devamını getirmek zorundadır.
Bunca skandal sonrasında halen de makamında oturmayı sürdüren M.G. şimdi bu sorulara herhalde yanıt verecektir.
Aksi takdirde insanların aklına çok kötü şeyler gelecektir…
Tek parti zihniyetinin devamı olan bu alçak ve namussuz muhalefet “Acaba rüşvet parası mıydı?” diye bar bar bağıracak, bayramlık ağzını yine açacak, Sayın ve çok Muhterem İçişleri Bakanımızla birlikte onun Başbakanı olan malûm şahsa bile leke sürmeye yeltenecektir.
Aman Muammer Bey, konuşunuz lütfen.
Yarına kadar bekleyelim bakalım!
İmam hatip parası!
Sevgili okuyucularım, son birkaç günden bu yana Türkiye’de bir acayip kasırga estirildi ve
güzel insanlarımız adeta mağdur edildi!
Örneğin Halkbank Genel Müdürü olan şahıs açıkladı:
“Evimde ayakkabı kutularında bulunan 4.5 milyon dolar para aslında bana ait değildir. Ben o parayı Makedonya’da yaptırılacak olan Balkan Üniversitesi’ne gönderecektim. Bir bölümüyle ise Çorum Osmancık’ta imam hatip lisesi yaptıracaktık!”
Oğlu tutuklanan İçişleri Bakanı M.G. konuştu:
“Medyada yayınlanan o telefon dinleme çözümlerinde bize ait bazı bölümlere (polis tarafından) eklemeler yapılmış.”
Tayyip konuştu:
“Bu iş ABD komplosudur. Halk Bankası’nı yedirmeyiz. (Demek ki ABD, Halkbank’ın yemenin peşindeymiş!) Planlar ABD’de yapıldı…
Biz onların (Fethullah ekibinin) inlerine kadar gireceğiz. Bunlar yolsuzluk kisvesi altında bize kurulan tuzaklardır.
Bu oyunun içinde yargı var, yürütme (polis) var. Bunlar faiz, savaş ve kan lobisidir. Hepsini biliyoruz.
Biz Müslümana lanet etmeyiz. Bizim Allah’ımız var. (Başkalarının yok, bir tek onun var!)
Bunlar paralel devlettir, İsrail ajanıdır, ABD kuklasıdır. Biz bu çetelere göz yummayız. Yargının içindeki bazılarını da iyi tanırız. Zamanı gelince hepsiyle hesaplaşırız.
Bize ihanet ettiler…”
* * *
Bu sözleri kimler için söylüyor:
Devletin savcıları, hakimleri, polisleri ve üstelik daha birkaç hafta öncesine kadar can ciğer kuzu sarması olduğu Fethullah hazretleri için!
Yolsuzluk, hırsızlık, vurgun, imar rantları, rüşvet, pislik… Henüz milyarda biri ortaya çıkınca nasıl paniklediler, sinir sistemleri nasıl bozuldu.
Bir sürü pislik belgelenmiş, şimdi üstünü örtmeye, mazeret üretmeye kalkışıyor.
Karadeniz gezisinde nutuklar atıyor, her zamanki taktiğini aynen uygulamayı sürdürüyor:
Amacı emrindeki yandaş-onursuz-omurgasız medyayı yine propaganda aygıtı olarak kullanıp kitleleri kandırmak, zeytinyağ gibi suyun üstüne çıkmak!
Her gün “Allah” der, “Yüce dinimiz” der de, sıkıştığında hepsini unutup işte böyle bar bar bağırır!
Ne biçim başbakanmış bu, ne biçim!

Yusuf Yılmaz ARAÇ

13 May 2024

Yarın, Başyazı, 5 Ağustos 1965, Sayı 120. İdeolojinin önemi Türkiye’nin siyasi yapısında ideoloji gittikçe önemli bir unsur haline geliyor.

Halim Kaya

13 May 2024

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 103,79 M - Bugn : 21300

ulkucudunya@ulkucudunya.com