« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

04 Nis

2010

Sünnî Müslüman Çoğunluk İçin de Açılım Yapılmalıdır / Mehmet Şevket Eygi

01 Ocak 1970

YAKIN tarihimizde İsmet Paşa devrinde Türkiye halkının temel hak ve hürriyetleri çiğnendi, büyük zulümler yapıldı.



En fazla zulüm, çoğunluğu oluşturan Sünnî Müslümanlara yapıldı.



Neler yapıldı? Bir kısmını sayayım:



1. Karakuşî mahkemelerle, kanunsuz suç ve ceza olmaz temel prensibi çiğnenerek din âlimleri idam edildi, zindanlarda çürütüldü, sürüldü, terör kasırgaları estirildi.



2. Tarikat şeyhlerine ve dervişlerine de çok zulüm edildi. Nicesi asıldı, nicesi zindana atıldı, kimisi süründürüldü.



3. Evkaf-ı islâmiye yağma edildi. Yurt çapında on binlerce hayrat ve akar vakfı yok edildi. Binlerce cami kapatıldı, satıldı, kiraya verildi, yıktırıldı. Türbelerdeki kıymetli eşya bile yağmalandı.



4. Tarihî İslâm kabristanlarının ve hazirelerin çoğu düzlendi.



5. Din ve Kur'ân eğitimi yasaklandı.



6. Müslüman çoğunluğa, inançlarına, kimliklerine, millî kültürlerine uymayan yabancı bir ideoloji empoze edildi.



7. Devletin din işlerine karışmaması gerekirken, Ezan-ı Muhammedî okumak yasaklandı. Okuyanlara çok zulm edildi.



8. Medaris-i islâmiye, tekke ve zaviyeler, imaretler, dinî dernekler kapatıldı.



9. Müslümanlara baskı yapılarak zekât ve fitrelerin, dinî prensip, hüküm ve kurallara aykırı olarak birtakım derneklere verdirildi.



10. Kitabına "Kahr olsun Şeriat" başlıklı bir bölüm koyan Moiz Kohen (nâm-ı diğer Tekin Alp)Yahudinin sapık ideolojisi benimsendi.



Yapılan zulümlerin, baskıların birkaçıdır bu saydıklarım.



İsmet İnönü'nün partisi CHP bütün bu yapılanlardan dolayı Türkiye'nin Müslüman halkından özür dilemelidir.



Bu yapılanlar doğruydu, biz yine aynı kafadayız derlerse sittîn sene iktidar olamazlar.



Din, inanç, inandığı gibi yaşamak, din derneği kurmak, dinî ve tasavvufî faaliyette bulunmak, din adamı yetiştirmek, din eğitimi vermek insanların en temel hakkıdır. Bu hakların çiğnenmesi büyük zulümdür, büyük haksızlıktır.



İsmet Paşa rejimi lâikliği dine karşı yeni bir din veya anti-din haline getirmiştir.



İnsan haklarıyla ilgili bütün metinlerde din ve inanç hürriyeti vardır ama lâiklik diye bir değer yoktur. Evrensel İnsan Hakları Beyannamesi'nde, Avrupa İnsanHakları Sözleşmesi'nde, diğer bütün metinlerde yoktur. Lâiklik evrensel bir hak değildir, evrensel bir vazife değildir, evrensel bir değer değildir.



Din ve inanç hürriyeti kısıtlanabilir mi? Elbette kısıtlanabilir.



Bu hürriyet şiddete ve teröre âlet edilemez.



Din istismarına (sömürüsüne) âlet edilemez.



Din hürriyeti ancak âdil ve makul şekilde, istismar edildiği takdirde kısıtlanabilir.



Din eğitimi vermek hiçbir şekilde din hürriyetinin kötüye âlet edilmesi şeklinde yorumlanamaz.



Tasavvufî faaliyetlere de bu açıdan bakılamaz.



Masonlar ne kadar hürse, kendi localarında serbestçe Mason ayinleri yapıyorsa, Müslümanların da kendi kurumlarında toplanıp tasavvufî faaliyet yapmaya hakları vardır.



Lâik Fransa'da Katoliklerin hür ve bağımsız okulları ve liseleri varsa Türkiye Müslümanlarının da böyle özel hür okulları olmalıdır.



Lâik Fransa'da İslâm derneği kurmak, tarikat tekkesi açmak nasıl serbestse, Türkiye'de de serbest olmalıdır.



Lâik Fransa'da Müslüman kızlar başörtüsüyle üniversitelerde okuyabiliyorlarsa, Türkiye'de de okuyabilmelidir.



Türkiye'de hiçbir devirde gerçek lâiklik olmamıştır. Bizdeki lâiklik değil, lâikçiliktir.



Devletin resmî bir Diyanet başkanının, resmî memur statüsünde yüz binden fazla imam, müezzin, vaiz ve müftüsünün bulunduğu bir sisteme lâik denilebilir mi?



İş o raddeye gelmiştir ki, Avrupa Birliği sorumluları bir ara camilerde hutbelerde "Allah katında (hak) din İslâm'dır" âyeti okunmasın diyecek kadar küstahlaşmıştır.



Yakın tarihimizde çeşit çeşit dinî, etnik, kültürel gruplar, azınlıklar ezilmiştir, zulme uğramıştır ama en fazla ezilenler Sünnî Müslümanlar olmuştur.



Bozuk düzen veya sistem dinî açıdan Sünnîleri ezerken, sosyolojik kimlik açısından onlara dayanır görünmüştür.



İktidar Sumela Rum-Pontus manastırında, Van gölündeki Ahtamar Ermeni kilisesinde Nasranî dinine göre âyin ve ibadet yapılmasına izin verecekmiş.



Müslümanlara da aynı hakları tanırlarsa, Müslümanların da dergahlarda toplanıp zikrullah yapmalarına imkân tanırlarsa eyvallah... Lakin Sünnî Müslümanlarla ilgili açılım yapmazlar, açılımı sadece Hıristiyanlara yaparlarsa itiraz ve feryat ederiz.



Temel haklar ve hürriyetler önce çoğunluğa tanınsın.



Çoğunluk baskı altında, azınlıklara haklar hürriyetler tanınıyor. Olur mu böyle eşitsizlik?



Sumela'da, Ahtamar'da Teslis âyini yapılacak, Ayasofya'da ezan okunamayacak, namaz kılınamayacak...Olur mu böyle şey!

Yusuf Yılmaz ARAÇ

13 May 2024

Yarın, Başyazı, 5 Ağustos 1965, Sayı 120. İdeolojinin önemi Türkiye’nin siyasi yapısında ideoloji gittikçe önemli bir unsur haline geliyor.

Halim Kaya

13 May 2024

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 103,90 M - Bugn : 28932

ulkucudunya@ulkucudunya.com