« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

07 Ağu

2023

Milliyetçilikten ve çağdaşlıktan vazgeçilemez

Ahmet Bican Ercilasun 01 Ocak 1970

Milliyetçilik milleti ve vatanı sevmektir. Sevmek kavramı içinde hem korumak hem geliştirmek vardır.

Geliştirmek; ilerletmek, yükseltmek, güzelleştirmek ve zenginleştirmek demektir. Bütün bunlar da ancak çağdaşlıkla mümkündür. Demek ki çağdaşlık da aslında milliyetçiliğin vazgeçilmez bir unsurudur.

Atatürk’ün en çok kullandığı kavramlar, millet ve çağdaşlıkla ilgili kavramlardır: Türk milleti, Türk ulusu, asri, asrileşmek, muasır (a sesini uzatarak ve tek s ile), muasırlaşmak… Bütün siyasetini de bu kavramlar üzerine kurmuştur. Dolayısıyla Atatürk’ün yolu, Türk milliyetçilerinin yoludur.

Çağdaşlıktan vazgeçmiş olan, Türkiye’nin yolunu Ortadoğu’ya çeviren siyasi partilerle ve onları destekleyenlerle bizim işimiz yoktur. Daha doğrusu işimiz onlarla mücadele etmek ve ülkenin yönünü tekrar çağdaşlığa döndürmektir.

Ülkeyi bölmek isteyen siyasi partilerle, onlara destek veren ve onlarla ittifak yapan partilerle de işimiz yoktur. 20. yüzyılın en büyük Tük milliyetçisi olan Atatürk, Türkiye’yi tekil bir devlet olarak Türk kavramı üzerine kurdu. Dolayısıyla, başta Atatürk’ün kurduğu parti olmak üzere Atatürkçü olduğunu iddia eden hiçbir parti bölücülüğe taviz veremez, bölücülerle iş birliği yapamaz. Bunları yaparsa Atatürkçü olduğunu iddia edemez.

Milyonlarca kaçak ve sığınmacı ile ülkenin demografik yapısını, Türk olan yapısını değiştirenler, bunu mazur görenler de Atatürkçülükten söz edemez. Atatürk, adı Türk olmayan bir topluluğun milliyetçisi değildi, bir Türk milliyetçisiydi; bütün ömrünü Türk milletini ve ülkesini geliştirme yolunda harcadı.

Önümüzdeki yol, Türk milletini Türk olarak korumak ve yükseltmek yoludur. Bu yolu, Türklük ve çağdaşlık yolunu çoktan terk etmiş olanlarla iş birliği hiçbir şekilde bağışlanamaz. Muhafazakârlık filan diyerek Türk milletini Ortadoğu bataklığına sürükleyenlerle iş birliği yapmak, milliyetçilikten de çağdaşlıktan da vazgeçmek demektir. Kendilerini Türk milliyetçisi kabul edenler oradan oraya savrulamaz.

Muhafazakârlık, birilerinin yorumladığı, âdeta kendilerinin yeniden ürettiği anlamdaki dine bağlılık demek değildir; dini şekilden ibaret görmek değildir. Hele cahil tarikat şeyhlerinin ardından gitmek hiç değildir. Muhafazakârlık, Türk milletini Türk olarak yaşatmaya çalışmak; vatanın tarihini, toprağını, suyunu, ormanını, madenini, kuşunu, kurdunu korumak demektir. Böyle bir muhafazakârlık gereklidir ve çağdaşlığa ters değildir; hatta tam tersine çağdaşlığın gereğidir.

Çağdaşlığı reddeden toplumlar, çağdaş ülkelerin kölesi olarak yaşamaya mahkûmdurlar. Eline pala alıp “Yâ Allah!” diye kafa keserek çağdaş ülkelerle mücadele edilemez. Ancak bilim yoluna girerek, bilim üreterek çağdaş ülkelerle mücadele edebilirsiniz.

Atatürk’ün milliyetçilik ve çağdaşlık yolu tutmuştur. Türkiye’nin geleceği de bu yoldadır. Atatürk’ü reddedenler 15 yıl da 25 yıl da iktidar olsalar milleti bu yoldan döndüremezler. Boşuna uğraşmasınlar. Onlarla ittifak ağızları yapanlar da boşuna heveslenmesinler.

Yusuf Yılmaz ARAÇ

13 May 2024

Yarın, Başyazı, 5 Ağustos 1965, Sayı 120. İdeolojinin önemi Türkiye’nin siyasi yapısında ideoloji gittikçe önemli bir unsur haline geliyor.

Halim Kaya

13 May 2024

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 103,85 M - Bugn : 15939

ulkucudunya@ulkucudunya.com