« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

22 Ağu

2022

Ahmed Bîcân

1400 - 1466 01 Ocak 1970

Ahmed Bîcân Efendi’nin asıl adı Ahmed olup, Bîcân ve Yazıcıoğlu lâkaplarıyla meşhûr olmuştur. ‘‘Bîcân’’ yâni ‘‘cansız’’ lakabını alması ise az yiyip çok oruç tutması sebebiyle bedeninin küçük olmasındandır. Âlim bir âileye mensub olan Ahmed Bîcân Efendi’nin babası, Türk Edebiyatı'na astroloji sâhasındaki ilk Türkçe manzum eser Şemsiyye’yi kazandıran Yazıcı Salih'tir. Kâtiplik vazîfesiyle memur olan Salih Yazıcı aynı zamanda mutasavvıf ve âlim bir zâttır. Babalarının mesleği sebebiyle iki kardeş de Yazıcıoğlu lakabıyla şöhret bulur. Salih Yazıcı Efendi, Ankara veya Bolu civârında devlet hizmetlerinde bulunduktan sonra, 1408'de tamamladığı Şemsiyye adlı eserini Ankara'da İskender bin Hacı Paşa’ya ithâf eder ve ardından Gelibolu'ya yerleşir. Ankara’dan gelen âile burayı kendilerine yurt edinir.

Ahmed Bîcân Efendi ilk tahsilini babasından alır. Şemsiyye isimli eserinden de anlaşıldığı üzere âlim bir zât olan babası Salih Yazıcı, evlâtlarına hem zamânın ilimlerini hem de fennî ilimleri öğretir. Bu bağlamda tahsil hayatları ağabeyi Muhammed Yazıcıoğlu ile de örtüşür. İlköğrenimini babasından gören Ahmed Bîcân Efendi, ileri seviyede Arapça ve Farsça öğrenir. Bu dillere hâkimiyeti eserlerinden de anlaşılmaktadır. Hoca Saadettin, onu döneminin en önemli âlimleri arasında saymıştır. Zîra Ahmed Bîcân Hazretleri, ilerleyen yıllarda pek çok mühim eser tercüme etmiş, onun dildeki mahâreti eserlerini edebiyat dünyâsında değerli kılmıştır.

Tasavvufî bir terbiye üzere yetişen Ahmed Bîcân Efendi, ilim ve irfânı ile kısa zamanda büyük yol kat eder. Ağabeyi Muhammed Yazıcıoğlu’ndan da ilim tahsil eden Ahmed Bîcân Efendi’nin hayâtı, dönemin evliyâsının büyüklerinden Hacı Bayrâm-ı Velî Hazretleri ile buluşmasının ardından değişir.


Devrin büyük gönül sultânı Hacı Bayrâm-ı Velî Hazretleri, Sultan II. Murâd ile görüşmek üzere Edirne’ye giderken Gelibolu’ya uğrar. Burada Yazıcıoğlu Kardeşler ile görüşen Hacı Bayrâm-ı Velî Hazretleri iki kardeşin de gönüllerini feth eder. Tasavvûfî hayatlarına Bayrâmiyye tarîkatında devam eden iki kardeş, Hacı Bayrâm-I Velî Hazretlerinin saraydan Ankara’ya dönüşü sırasında tekrar Gelibolu’ya uğramasıyla büyük bir saadete erişir. Yazıcıoğlu Kardeşlerin Hacı Bayrâm-ı Velî Hazretlerine olan muhabbetleri, ondan aldıkları ilim ve feyz eserlerinde de yer alır. Muhammed Yazıcıoğlu’nun şu mısraları, Hacı Bayrâm-ı Velî Hazretlerinin hayâtındaki yerini ve değerini anlatır niteliktedir:

Cihânın kutb-ı mâhı Hacı Bayrâm-ı
Cihânın şeyh-i şâhı Hacı Bayrâm-ı
Gözükdi sırr ile dir müjdigâni
Ki virdi Hak sana şol zindigâni
Çü şeyhüm bu sözî işrâb kıldı
Sözini cânuma mihrâb kıldı


Ahmed Bîcân Efendi’nin ağabeyi Muhammed Yazıcıoğlu, kardeşinin tahsiliyle yakından ilgilenmiş ve dâima şefkatle yanında olmuştur. İslâm âlemine Muhameddiye isimli muhteşem bir eser kazandıran Muhammed Yazıcıoğlu, kardeşinin ilim ve kâbiliyetinin farkındadır. Bu sebeple kalıcı bir eser bırakması için kardeşi Ahmed Bîcân Efendi’yi teşvik eder. Ahmed Bîcân Efendi, Arap diline hâkimiyeti hasebiyle ilk olarak ağabeyinin Megaribü’z - Zamân eserini Türkçe’ye çevirir. Bu eser, Muhammed Yazıcıoğlu’nun Muhammediyye ismiyle meşhûr olan eseridir. Arapça eserleri tercüme edecek seviyede bu dile hâkimiyeti, faydalandığı kaynakların dilinin Arapça ve Farsça olması ve tercümelerinde oldukça ayrıntılı ma’lûmât vermesi; onun hem çağının ilimlerine hâkim olduğunu hem de tefsir, hadis, kelâm husûslarındaki bilgisini açıkça ortaya koymaktadır.


Ahmed Bîcân Efendi'nin eserleri
Ağabeyi Muhammed Yazıcıoğlu’nun bu teşvîkinin ardından çeşitli tercümeler yapan ve risâleler yazan Ahmed Bîcân Efendi, iyice pişmiş ve ilâhî aşkla şevk hâlini almıştır. İşte bu hal ona altı asırdır gönül erlerinin elinden düşmeyen Envârü’l-Âşıkîn isimli muhteşem eseri yazdırır.

Ahmed Bîcân Efendi ve ağabeyi Muhammed Yazıcıoğlu, bir taraftan da Gelibolu’da derviş yetiştirmeye devâm eder. Hacı Bayrâm-ı Velî Hazretleri, İstanbul dönüşü Gelibolu’ya uğradığında Yazıcıoğlu Kardeşlere icâzet verir. Bayrâmiyye tarîkatının esaslarına göre hareket eden Yazıcıoğlu Kardeşler bu terbiye üzere onlarca derviş yetiştirir. Anadolu’nun ilim ve irfanla aydınlandığı bir devirde nice âlim ve bilgine hocalık ederler.

Ahmed Bîcân Efendi, Anadolu topraklarının yetiştirdiği büyük Türk mutasavvıfı Hacı Bayrâm-ı Velî Hazretlerinin terbiyesinde yetişmiş ve eserleriyle bu yolun benimsenmesine büyük hizmetler sunmuştur. “Hacı Bayrâm-ı Velî beni sâhib-i sırr kıldı” diyerek hocasından aldığı ilim ve terbiyenin hayâtındaki yansımasını da en güzel şekilde dile getirmiştir. Yazdıkları eserlerle İslâm âlemine hizmet eden Yazıcıoğlu Kardeşlerin eserlerini, Hüseyin Vassaf “erbâb-ı aşka mürşîdlik hizmeti görmektedir” diye tanımlar.


Ahmed Bîcân Efendi'nin sözleri
Ahmed Bîcân Efendi, zamânını ilimle meşgul olarak, talebe yetiştirerek geçirmiş; kalan vakitlerini de ibâdet ve tâatle dolu dolu yaşamış bir velîdir. Az yiyen, az konuşan ve az uyuyan Ahmed Bîcân Efendi, hayâtını Kur’an ve sünnet ışığında sürdürmeye son derece dikkat etmiş, müridlerine ömür boyu rehberlik edecek şu fevkalâde sözlerle nasîhatte bulunmuştur:

"Dünyâ, çok gün geçirmiş fitneli ve nazlı bir ihtiyara benzer. O, dışını gençler gibi giyecekler ile süsleyip, halk arasında naz eder. Böylece insanlar da onun tuzağına düşer. Dünyâ zâlim bir pâdişah gibidir. Halka bazı şeyler bağışlarsa da dostluğu yoktur. Hepsini öldürmek ister. Akıllı kimseler kışın ihtiyâcını yazdan hazırlar. Ölümün hazırlığını da diri iken yaparlar. Dünyâ, içi cevherler ile dolu bir denize benzer. Kimileri ondan cevher çıkarır. Bazıları da boğulur. Sözün kısası, Resûlullah (s.a.v) Efendimiz şöyle buyurmuştur: "Dünya fitne ve belâdır. Her ümmetin bir fitnesi vardır. Benim ümmetimin fitnesi dünyâyı sevmek ve mal toplamaktır."


Ahmed Bîcân Efendi’nin ölümü
Ömrü boyunca günahlardan sakınıp, kalbini ilâhî aşka teslîm ederek yaşayan Ahmed Bîcân Efendi’nin ne zaman Hakk’a yürüdüğü kesin olarak bilinmemektedir. Babasının Şemsiyye isimli eserini aynı adla nesre çevirdiği 1451 senesini müteakib yıllarda, Gelibolu’da Hakk’a yürümüştür. Kaynaklar bu vuslatın târihini ihtilâflı olmakla berâber, 1453 veya 1455 olarak vermektedir.

Yusuf Yılmaz ARAÇ

13 May 2024

Yarın, Başyazı, 5 Ağustos 1965, Sayı 120. İdeolojinin önemi Türkiye’nin siyasi yapısında ideoloji gittikçe önemli bir unsur haline geliyor.

Halim Kaya

13 May 2024

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 103,82 M - Bugn : 18114

ulkucudunya@ulkucudunya.com