« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

22 Şub

2021

‘Dindarlık ahlâk üretmiyor’

Taha Akyol 01 Ocak 1970

AK Parti camiasının ve iktidarın dini değerler konusundaki hassasiyeti biliniyor. Bu iktidar zamanında dini değerlerin görünürlüğünün arttığı, hele de dini söylemin son derece yoğunlaştığı bir gerçektir.
Fakat bunun yanında…
Diyanet İşleri eski Başkanı Mehmet Görmez, bir konferansında “günümüzde dindarlık ahlak üretmiyor” diye konuştu. Bunun bir sebebinin “Din ile ahlakı birbirinden ayrı bağlamlarda ele almak” olduğunu söyledi. (18 Şubat)
Böyle olunca ahlaki bir ilke, mesela ihalelerde şeffaflık, sınavlarda, atamalarda adam kayırmama gibi ahlaki ilkeler dindar bir insan tarafından dikkate alınmayabilir, hale geliyor.
Görmez Hoca haklı olarak “değerler krizi”nin çok vahim durumda olduğunu söylüyor. Gerçekten Ali Çarkoğlu ve Ersin Kalaycoğlu 1999’daki araştırmalarında Türkiye’nin derin bir “anomi” (kural tanımazlık, değerler aşınması) krizi yaşadığını ortaya koymuşlardı.
Görmez’in sözleri hem bir dindarın haklı endişelerini, hem objektif bir sosyolojik gerçeği yansıtıyor.
FIKIH YETERSİZ
Türkiye’nin “yolsuzluk algı indekslerinde” sürekli puan kaybetmekte olması meselenin ne kadar önemli olduğunu göstermektedir.
Bu son derece önemli mesele çok derin, kapsamlı ve karmaşıktır. Hukuki, sosyolojik, siyasi boyutları vardır.
Modern iktisadi hayatta ve devlet fonksiyonlarını kavramada fıkıh çok yetersizdir. Bugünkü hayatta yolsuzluk ve etik konularına modern hukuk değil de “fetva” gözüyle bakılırsa çeşitli yolsuzluklar, hele de “bizden” birilerince yapılırsa yaptırımsız kalır.
Hatırlayacaksınız, yolsuzluk tartışmaları yoğunlaştığında “beytülmalden bir şey çıkmamış” denilmişti, yani hazineden!
Yolsuzluk olmadığını ifade etmek için.
Halbuki bu doğru bir ölçü değildir. Hazineden bir şey çıkmadan da kayırma, nepotizm, ve çağımızda milyarların döndüğü imar izni, ihale gibi yollarla da haksız kayırmacılık ya da haksız ödüllendirme yapılabilir ve bunun adı yolsuzluk olur.
Kaldı ki ayrıntılı hukuki kurallar ve denetleyici kurumlar olmayıp da yöneticinin takdirine kaldığında, Hz. Osman yönetimindeki krizler bile böyle atama ve ganimet paylaşımı gibi sorulardan çıkmıştı.
SİYASİ ETİK YASASI
Dünya tecrübesinde; gelişmiş demokrasilerde bu yolsuzluk ve nüfuz suiistimali yollarını kapamak için “siyasi etik yasası… yoksuzlukla mücadele yasaları… şeffaflık ilkeleri… ihalelerde şeffaflık ve rekabet kuralları…” gibi düzenlemeler geliştirilmiştir.
Avrupa Konseyi tarafından 1999’da “Yolsuzluğa Karşı Devletler Grubu”, kısaca GRECO denilen bir ilkeler grubu oluşturuldu.
Dindarlık hassasiyeti açısından önemli soru şudur: Bu ilkeler bizim dindarlık alanımıza girer mi? Dindarlıkla alakası olmayan, dince ihmal edilebilir ilkeler midir bunlar?
Ülkemizde dindarlığın söylemlerine bakarak bu siyasi ahlak ilkelerinin ne kadar önemsendiğini, aslında maalesef önemsenmediğini görürüz.
Avrupa Birliği’nin ısrarlarına rağmen Siyasi Etik Yasası’nın niye çıkarılmamakta olduğunu sorgulayan bir muhafazakar davranış gördük mü?
Samimi dindarların bu meseleye önem vermeleri, hassasiyet göstermeleri gerekiyor. Bilgi edinilecek kaynak sadece fıkıh olamaz modern hukuka başvurulmalıdır.
İkincisi siyaset bu konuyu önemsemelidir.
Kamu İhale Kanunu’nuda niye 180 kadar değişiklik yapıldığını soran bir AK Partili milletvekili oldu mu?
TEMEL İLKELER
Partilerin bu konuyu son derece önemsemeleri, gündemde tutmaları gerekir.
Gelecek Partisi’nin 11 Şubat’ta açıkladığı “Temiz siyaset Belgesi” iyi bir örnektir.
Davutoğlu’nun şu sözlerinin altını çiziyorum:
“Yolsuzlukların kökünden engellenmesi şeffaflık ilkesi ile sağlanabilir. Otoriterleşme ile desteklenen güç yozlaşmasının bedelini halk yoksullaşarak öder…”
Öyle de oluyor…
Modern toplum öylesine karmaşıktır ki, birleşik kaplar gibi, bir yeri düzeltmek yetmez. Genel sistemin kuvvetler ayrılığı, yargı bağımsızlığı, fikir ve ifade hürriyeti, denetim ve denge, şeffaflık ve hesap verirlik ilkelerine bağlı olması ve bu ilkelerin sağlam bir şekilde kurumlaştırılması gerekir.

Yusuf Yılmaz ARAÇ

13 May 2024

Yarın, Başyazı, 5 Ağustos 1965, Sayı 120. İdeolojinin önemi Türkiye’nin siyasi yapısında ideoloji gittikçe önemli bir unsur haline geliyor.

Halim Kaya

13 May 2024

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 103,81 M - Bugn : 6799

ulkucudunya@ulkucudunya.com