« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

10 Şub

2020

Suriye siyasetindeki yanlışlar ve çelişkiler

Barış Doster 01 Ocak 1970

Suriye meselesinde gerilimin daha da tırmandığı her aşamada aynı tepkilerin verilmesine alıştık. Sırasıyla şu adımlar atılıyor: Önce Türk kamuoyuna yönelik yüksek dozda Suriye karşıtı açıklamalar, “Eyyy Esed” diye başlayan tümceler. Hemen ardından düşük ölçekte, dikkatli bir üslupta Rusya eleştirisi. Sonrasında ABD ile yakınlaşma. Devamında Rusya’yla yapılan telefon görüşmesi. Nihayetinde Türkiye’nin Astana ve Soçi süreçlerine bağlılığının teyidi.

Hafta başında İdlib’de Türk askerine yapılan saldırı sonrasında da böyle oldu. Suriye’nin, Rusya için ne kadar vazgeçilmez olduğunu anlamamak; Türkiye’nin devlet kapasitesini, gücünün sınırlarını ölçmemek; Rusya’nın enerji kaynaklarına bağımlı olmanın, bu ülkenin Türkiye üzerinde nüfuzunu artırdığını görmemek, günün sonunda bir kez daha Rusya karşısında geri adım atılmasıyla sonuçlandı.

Hafızamızı tazeleyelim. Suriye nüfusu, 2011 Mart ayında başlayan çatışmalardan önce 22 milyon kadardı. Fazlaca bir petrol zenginliği olmasa da, kendi kendine yeten bir ekonomiydi. İç savaş çıkınca 8 milyon insan, ülkesi içinde yer değiştirdi. Bu sayıdan fazlası ülkesini terk etti, 5 milyonu Türkiye’ye, birer milyonu Ürdün, Lübnan ve Almanya’ya gitti. Diğer ülkelere giden yüz binler de hesaba katılınca, nüfusun yaklaşık yarısının, Suriye’den ayrıldığı görülüyor.

Çatışmalarda 1 milyona yakın insan öldü. Bu sayının 3 katı yaralı, hasta, sakat var. Gıda, su, sağlık hizmeti eksikliği, kötü yaşam ve çalışma koşulları, düşük ücretler, çöken altyapı halkı zorluyor. Ülke beyin göçü verdi. İç savaştan önce ortalama ömür 70 yıldı, 2015’te 55.4 yıla geriledi. Ekonomik zarar, 1 trilyon dolara yaklaştı.

Rusya Suriye’den niçin vazgeçmez?
Bir kez daha anımsatmakta yarar var. Moskova ve Şam arasında askeri, teknik işbirliği 1956’da başlamıştı. Suriye ordusu, silahlarının yüzde 90’ını Ruslardan alıyordu. Hava savunma sistemini Ruslar kurmuştu. Suriye’nin Lazkiye’den sonra ikinci büyük liman şehri olan Tartus’taki Sovyet deniz üssü, 1971’de imzalanan anlaşmayla kurulmuştu. Akdeniz’deki tek Sovyet üssüydü. Yakın ilişki, Soğuk Savaş sonrasında da sürdü. Öyle ki, 2005’te Suriye lideri Esad’ın Moskova ziyaretinde Rusya lideri Putin, Suriye’nin Rusya’ya olan borcunun yüzde 73’ünü sildi. Lübnan üzerinde büyük etkisi olan Suriye’ye ABD’den, Avrupa’dan gelen baskılara karşı, Suriye’yi destekledi.

Dahası var. Rusya, Suriye’de hem rejimle hem muhaliflerle temas halinde. Suriye Kürtleri üzerinde etkili. PKK - PYD - YPG terör örgütü üzerinde nüfuzu güçlü. Zaten onları, terör örgütü olarak görmüyor. Moskova’da büro açmalarına izin verdi. ABD’nin elindeki Kürt kartını, mümkün olduğu ölçüde almaya çalışıyor, tamamen ABD’nin denetimine bırakmak istemiyor. Rusya’nın İran ve Irak’la da, Mısır, Suudi Arabistan ve İsrail’le de ilişkileri iyi. 2010 yılı Aralık ayında başlayan Arap Baharını, 2000’lerin ilk yarısındaki renkli devrimlere benzeten Rusya, bu yüzden ihtiyatlı, mesafeli tutum almıştı. Stratejik adımlarında, jeopolitik hesaplarında yanılmadı.

Suriye siyasetinden alınması gereken ders şu: Gömleğin ilk düğmesi yanlış iliklenince, diğerleri de yanlış gider.

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

15 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Halim Kaya

22 Nis 2024

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 103,04 M - Bugn : 37368

ulkucudunya@ulkucudunya.com