« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

15 Kas

2016

Gerçekten başkanlık mı geliyor?

Kürşad Zorlu 01 Ocak 1970

Partiler arasında yeni anayasa ve "Başkanlık" konusundaki görüşmeler sürüyor. Konunun tek bir model üzerinden tartışılması yaşanan problemin çözümünde en önemli dezavantajımız...

İktidar ve muhalefet...

Başkanlık "gelmeli", "gelmemeli" şeklinde iki karşıt görüş çerçevesinde yürüdükleri için "Türkiye'nin aslında nasıl bir sisteme ihtiyacı var?" sorusu faydacı bir cevaplandırma sürecine oturtulamıyor. Bu yetmiyormuş gibi bir de referandum kavramı üzerinden sürdürülen meydan okuma stratejisi halkın ve dolayısıyla seçmenlerin beklentisini salt bir oylama mantığına yönlendiriyor.

Ancak önümüze sandık konulması halinde neyi oylayacağız?

Hangi alternatifler arasında karar verebileceğiz?

Zira doğru karar verme davranışı özü itibariyle seçenekler arasında en uygun olanı tercih edebilme sürecidir. Ülkenin geleceğini inşa edecek böyle bir konu hakkında doğru karar vermemizi sağlayacak ilkeler dizisi nasıl ve kimler tarafından sunulmaktadır?

Hangi parti nasıl bir model önermektedir?

Bırakın onu siyasi partilerin hükümet sistemi değişikliği ve tadili hakkında vazgeçilmez ilkeleri veya esnetebileceği kavramları nelerdir?

AKP uzun süredir şekillendirdiği modeli muhtemeldir ki önümüzdeki hafta ortaya koyacak.

Gözüken bu ama salt başkanlık modeli üzerinden bir karar verme davranışı gerçekleştirmemiz isteniyorsa diğer partiler bu modelin hangi yönü ve bölümü için ne gibi bir onaylama ya da karşı duruş içerisindedir?

MHP belirleyecek

Mevcut açıklamalar dikkate alındığında en azından beni bağlayan nihai çerçeve partilerin programları, beyannameleri ve bir önceki Anayasa Komisyonu'nda ortaya koydukları çizgilerdir. Hükümete yakınlığı ile bilinen Abdulkadir Selvi'nin iki gün önce Hürriyet'teki yazısında ipuçlarını verdiği sistem önerisi 2011'deki öneriyle örtüşmektedir. Buna göre Başkanlık modelinin yepyeni bir anayasa yerine mevcut anayasada yapılacak bir değişiklikle tanzim edilmesi eğilimi güçlüdür. AKP ve MHP'nin ortaklaştığı önemli noktalardan birisi burası olacaktır. MHP öteden beri mevcut anayasanın ilk 4 maddesi ve 66. maddedeki Türk vatandaşlığının tanımı konusunda taviz vermeyeceğini ortaya koymaktadır. Dolayısıyla tartışmanın odaklanacağı yer yürütme başlığı altındaki maddeler, yasama-yürütme ilişkileri ve yargı organlarının seçimiyle ilgili olacaktır. Zaten sorun ve endişeler de burada toplanmaktadır. 2011 Anayasa Komisyonu'nun çalışmaları sırasında AKP tarafından 27 yerde "Başkan" veya "Başkanlık" ibaresine yer verilmek istenmiş, 23 yerde de Başkanlık sistemiyle ilgili olduğu için maddeler müzakere edilmemişti. O dönem tüm muhalefet partileri buna karşı çıkmıştı. Şimdi ise kısa vadede sürecin belirleyici ismi MHP olacak. "Evet" derse referandum olacak "hayır" derse muhtemelen erken seçimin yolu açılacak.

Sistem sürdürülebilir değil

Açıkçası Cumhurbaşkanını halkın seçmesi kararından dönülerek yeniden TBMM'de seçilmesi düşüncesini pratik açıdan mümkün görmüyorum. Bir defa sandalye dağılımına bakıldığında TBMM'de bunun gerçekleşmesi mümkün değil. Ayrıca devlet-vatandaş ilişkisi ve seçmende meydana gelecek algı bakımından da sakıncalı yönleri ortaya çıkabilir. O halde hem Cumhurbaşkanını halk seçecek, hem anayasada parlamenter sistemi aşan yetkilere sahip bir cumhurbaşkanı olacak ve hem de yürütmenin odağında anayasal açıdan başbakan yer alacak...

Böyle bir sistem sürdürülebilir değil.

Bugün AKP'yi var eden bir Cumhurbaşkanı, bir AKP iktidarı ve TBMM'de aynı partinin üstünlüğü söz konusu...

Eğer böyle olmasaydı. Yani parlamentoda AKP çoğunluğu bulunmasaydı ve/veya iktidardaki siyasi parti AKP'den olmasaydı ne olurdu? Sanırım öncelikle biz bugün başkanlığı tartışıyor olmazdık.

Peki Türkiye bu kaotik yönetsel ve siyasal süreçten nasıl çıkabilir?

Nasıl bir model bize uygun olabilir?

Hepsini burada yazacağız..

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

15 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Halim Kaya

22 Nis 2024

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 103,05 M - Bugn : 5960

ulkucudunya@ulkucudunya.com