Seçim çare mi?
Mustafa Ünal 01 Ocak 1970
CHP lideri Kılıçdaroğlu ‘AKP ile hükümet kurarsanız Saray'a gider misiniz?' sorusuna şaşırtıcı şekilde ‘Başbakan Yardımcısı olacağımı kim söyledi?' diye cevap verdi. Bu olası bir koalisyonda kabinede yer almayacağının mesajı.
Benzer hava MHP'de de var. Devlet Bahçeli'nin ‘bakan' olarak hükümete girmeye pek sıcak bakmadığı söylentisi yaygın. Neden? Biraz umutsuzluk biraz da sağlam ve uzun ömürlü koalisyonun kurulamayacağı inancı. Yoksa niye iddialı bir kabinede genel başkanlar olmasın. Genellikle genel başkanların tercihi Dışişleri Bakanlığı ile taçlandırılmış Başbakan Yardımcılığı gibi yüksek profilli koltuk.
Peki koalisyon ihtimali nedir? Siyasetin barometresi neyi gösteriyor? Erken seçim seçenekler arasında en yüksek olasılık. CHP, MHP ve HDP müzakereye ‘hayır' demiyor. Üç lider de Davutoğlu'na ‘randevu' verdi. ‘Masaya oturup konuşalım' dedi. Kapılar görüşmeye, buluşmaya açık. Yoksa koalisyona değil.
Garip ama gerçek: AKP ile ortaklığa can atan parti yok. Aksine ayak sürüyorlar. AKP ile aralarına silinmesi, aşılması güç ‘kırmızı çizgiler' çektiler. Dün CHP'nin önde gelen bir ismiyle konuştum, ‘Davutoğlu Saray'ı terk edebilir mi? Hayır. O yüzden görüşmelerin ilerlemesi zor. Sadece Davutoğlu ile konuşursak başka. Farkındayız ki Davutoğlu'nun üzerinde Saray'ın vesayeti var. Saray'a rağmen adım atamaz' dedi. Peki görüşmede ne olacak? CHP önce sadece dinleyecek. Nasıl bir hükümet istediğini anlamaya çalışacak. Sonra kamuoyuna açıkladığı 14 ilkesini sahaya sürecek. Olmazsa olmazı bu.
Ankara'da bütün yollar ‘erken seçime' çıkıyor. Peki seçimin tarihi? Kasımın üçüncü haftası. YSK'nın buna göre hazırlık yaptığı Ankara'da herkesin bildiği sır. O CHP'li yetkili kasım takvimine ‘Hayır' dedi ve ekledi: ‘Saray kasımdaki seçimde sonuçların pek değişmeyeceğini görüyor. AKP'nin oylarını arttıracağı en uygun takvimi kolluyor. Nisan, mayıs gibi...'
Hükümet nasıl olacak? MHP'nin dışarıdan destekleyeceği AKP azınlık hükümeti... Mevcut halin aynen devamı yani. MHP'nin çıkarı ne? HDP'yi seçim hükümetinden uzak tutmuş olmak. Bu senaryonun inananı da alıcısı da çok. Erken seçim çare mi? AKP tek başına iktidar olacak çoğunluğu yakalayabilir mi? 7 Haziran'dan farklı ne söyleyecek? ‘Koalisyon kötü, istikrar şart'... Bunları söyledi zaten. Saray Anayasa'ya rağmen bütün ağırlığını koydu. Devlet seferber oldu. Halk, AKP'nin tek parti iktidarına ‘hayır' dedi. Birkaç ay sonra bu görüşünü niye değiştirsin? Halkın oyunu ütmek için oyun kurmak AKP'nin en mahir olduğu alan. Ve lakin o eski becerisi yok. 7 Haziran'da kurduğu hiçbir oyunu tutturamadı. Geçen hafta AKP'nin kanser hastası psikolojisini yazmıştım. Ama sadece bu psikolojiyle hareket edilmez. İşin sonunda ‘kanser' teşhisi konma riski var. O an bittiğinin ilanıdır.
AKP, 7 Haziran'ın sağlıklı analizini yapamadı. AK Parti'nin önemli simalarından Sadullah Ergin'in de görüşü bu yönde. Ergin sıradan biri değil kökten partili... İl başkanlığı, parti yöneticiliği ve bakanlık yaptı. Önceki akşam bir televizyon programında ‘Erken seçim AK Parti'ye derman olmaz' dedi. Ama demeden fakat demeden ders aldığını gösterirse belki...
Haksız mı? Değil. Bir kısım AKP'liler hariç AK Parti'nin tamamı bu görüşte. AKP'nin ‘7 Haziran'a göre ne değişti?' sorusuna bir cevabı olmalı. Saadet Partisi ile ittifak mı? İki partinin farklılığı varlık gerekçesi. Kolay değil. Olsa bile kanamayı durdurmaz. Saadet'in tabanı AKP'ye kaydı. Mili Görüş'ün en örgütlü olduğu yurtdışı oylarına bakın.
Koalisyon zor, erken seçim de çare değil. Enseyi karartmaya gerek yok. Bir ihtimal daha var. Siyasetin sancısı doğum habercisi...
