Fidan MİT’e neden döndü?
Gültekin Avcı 01 Ocak 1970
MİT’ten “çok yoruldum” diye ayrılan Fidan’ın yorgunluğu çabuk geçti.
Adaylık başvurusundan vazgeçen Fidan tekrar MİT Müsteşarı olarak atandı.
Yorgunluğunun geçmesi ve tekrar MİT’e dönmesi, kendisinden çok Erdoğan ve AKP’nin karşılaşacağı kriz dinamikleriyle ilgili.
Fidan’ın vekillikten vazgeçip tekrar MİT’e dönmesi (ikna edilmesi) sürecinde 4 faktör vardır:
1- Erdoğan.
2- KCK soruşturmasından bu yana hükümet ve MİT’teki suç sürecini yürüten dar AKP oligarşik kadrosu. (Fidan üstünde etki oluşturmada en zayıf halkadır.)
3- İran. (Devrim Muhafızları Komutanlığı.)
4- Apo.
Bu faktörler bir yana Hakan Fidan’ın aday listesine alınmayacağı veya seçilecek yerden aday gösterilmeyeceği gibi “bilinçli kulis sızıntıları”na katılmıyorum.
Bu sızıntılar Fidan’ı AKP/hükümet kontrolünde sıradan bir bürokrat gibi gösterme gayesi taşıyordu.
Oysa Fidan, taşıdığı tüm hayati bilgi ve bağlantılarla AKP üstü bir konumdadır.
Erdoğan’a rağmen Fidan dilediği tasarrufta bulunabilecek durumda.
AKP’deki kadronun Fidan’a etkisi ise en zayıf halka durumundadır.
Adaylık süreci mizansen olabilir
Şurası kesindir ki; Fidan’ın ikna olmadan adaylıktan çekilmesi mümkün değildir.
Demek ki kendisi de adaylıktan çekilmeye ve MİT’e dönmeye ikna olmuş.
Eğer Fidan MİT’e dönmeye ikna olmasaydı AKP onu kesinlikle seçilecek bir yerden aday göstermek zorundaydı.
Çünkü Fidan RTE ve AKP oligarşik kadrosu açısından dikkatle taşınması gereken kristal bir küp gibi.
Hatalı bir adımda bu küpün kırılması ve içindekilerin ortaya saçılması ihtimali var.
Belli ki etkili aktörler, MİT'in başına, birlikte işledikleri vahim suçları Fidan kadar saklayacak ve sürdürecek müsteşar bulamadılar.
Kimseye güvenemediler.
Nitekim Fidan MİT’ten ayrılırken yerine atama yapılmaması, geri dönebileceğinin sinyaliydi.
Dolayısıyla Fidan’ın MİT’ten ayrılıp aday olma süreci baştan sona mizansen olabilir.
Mizansen değilse şunu söylemek gerekir:
Fidan, suç sırlarını en iyi MİT'te saklayabileceğine, RTE ve kendisi için MİT'te bulunmasının şart olduğuna ikna oldu.
Çünkü Fidan görev yaptığı 5 yıl boyunca Erdoğan ve AKP’nin istikbalini ve akıbetini taşıyabilme/belirleyebilme iktidarına sahip oldu.
Erdoğan’ın “Sır küpüm” dediği Fidan, kritik suç süreçlerinin kilit suç profiliydi.
Bu kritik suç süreçleri şöyle:
1- MİT’in KCK’yı kurma ve yönetmesi süreci.
2- Oslo ile birlikte KCK soruşturmasında hükümetin ve MİT’in işlediği müebbetlik suçlar süreci, Fidan’ın talimatıyla Apo’dan Kandil’e giden örgütsel saldırı talimatlarının örgütçe hayata geçirilmesiyle verdiğimiz 134 şehit.
3- Uludere’de masum insanların canına mal olan yanıltıcı istihbarat süreci.
4- Çözüm süreci suçları; süreçte Anayasa, hukuk ve kanunun askıya alınması ile PKK eylemlerine karşı adli ve güvenlik mekanizmasının kasten durdurulması.
5– 17–25 Aralık soruşturmalarında hükümetin MİT’le içinde bulunduğu suç süreci.
6- En önemlisi ise; Tevhid-Selam Kudüs Ordusu faaliyet sürecinde İran ajanlarının hükümet ve ülke nezdinde görevlendirilmesi, korunması ile bu soruşturmanın karartılmasında hükümet ve MİT’in işlediği müebbetlik vahim suçlar süreci.
Öcalan, Kandil ve İran faktörü
Bu suçların cezaları yüzyıllar tutar ve yüzlerce müebbet yapar.
AKP baskısıyla kapatılan Tevhid-Selam adli soruşturmasındaki hukuki delil ve tespitlere bakıldığında İran Devrim Muhafızları Komutanlığı yeşil ışık yakmadan Fidan’ın MİT’i bırakması mümkün değildir.
Fidan için MİT’ten ayrılmadan önceki ve ayrıldıktan sonraki süreçte hangi temaslar yapıldı bu şu an bilinmiyor.
Bu minvalde MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman’ın “Geçtiğimiz günlerde merhum Erbakan Hoca'yı anma toplantısına gelen İran eski Cumhurbaşkanı Ahmedinejad ve heyetindeki bazı görevlilerle Hakan Fidan'ın herhangi bir teması olmuş mudur” sorusu anlamlı ve gerçekçidir.
Diğer bir faktör ise Apo’nun tavrıdır.
Gerek Apo gerekse Kandil, Fidan’ın şahsına güvendiği kadar kimseye güvenmiyor.
“Hakan” diye bahsedecek kadar Fidan’la samimiler.
PKK’nın bugünkü konum ve gücünü yakalamasında Fidan’ın inkâr edilemeyecek rolünü Apo da Kandil de biliyor.
Apo, Fidan’ın MİT’ten ayrılmasından rahatsızdı.
Türkiye topraklarında KCK devletinin kuruluşunun tamamlanması için Fidan’a ihtiyaçları var.
Ama gördüğüm kadarıyla Fidan’ın MİT’e geri dönme sürecindeki faktörler arasında en etkilisi İran’dır.
