Ölüm mü, sıtma mı?
Cüneyt ÜLSEVER 30 Temmuz 2008
ÖNCE son birkaç ayda olanları ve olmayanları alt alta yazalım:
1) AKP için kapatma davası açıldı.
2) 13 aydır soruşturulan ve darbecileri deşifre edeceği iddia edilen Ergenekon Davası bazı emekli paşaları, işadamı ve gazetecileri kapsayacak şekilde genişletildi.
3) Nokta Dergisi'nde yayınlanan "Darbe Günlükleri" gündemi aylarca meşgul etti.
4) Ancak, iddianamenin ilgili mahkemeye teslim edildiği gün "Darbe Davası"nda "Darbe Günlükleri"nin yer almadığını resmi ağızdan öğrendik. Esas faaliyetlerini Güneydoğu'da (Jitem) yürüttüğü iddia edilen Veli Küçük çevresinde de, en azından şimdilik, "Güneydoğu Günlükleri"nin irdelenmediğini görüyoruz.
5) Ergenekon Dosyası'nın her an genişleyip muvazzaf komutanları da kapsayabileceği dedikoduları yaygın.
6) Fikri Sağlar çok ağır ithamlarla Yaşar Büyükanıt'ı suçluyor. Büyükanıt Sağlar'ı mahkemeye veriyor. Sağlar elinde belge olduğu iddiasında.
7) Taraf Gazetesi kuruluyor, kurulduktan çok kısa süre sonra "birilerinin" büyük güvenini kazanıyor, Ergenekon Soruşturması'nda yer alan neredeyse tüm iddialar ve dedikodular ilk önce bu gazetede yayımlanıyor.
Not: Gazeteci özel habere gitmez, özel haber gazeteciye gider. Nitekim, bir sohbette Alper Görmüş de "Darbe Günlükleri"nin kendisine ulaştırıldığını söylemişti.
8) Tek başına terör örgütü kuran Fethullah Gülen Türkiye'de beraat etti.
9) Aynı dönemde Fethullah Gülen'e ABD'de yeşil kart verilmediği haberi çıktı.
10) Bir süre sonra bir üst mahkemenin Fethullah Gülen'e yeşil kart vermeyi kabul ettiği duyuruldu.
11) DTP'de güvercinler şahinleri yendi.
* * *
12) ABD nihayet PKK konusunda anında istihbarat vermeye başladı.
13) ABD ile İran'ın yakınlaşması için Türkiye özel gayret gösteriyor. Ancak, Türkiye'nin İran'ın nükleer programını mutlaka barışçıl amaçlarla geliştirmesini istediği de biliniyor.
14) Cenevre'de İran taviz vermedi. Dünya "ABD İran'a saldıracak mı, saldırmayacak mı?" sorusuna cevap arıyor. Ayrıca, dünya saldırı durumunda Türkiye'nin nasıl bir tavır alacağını merak ediyor.
15) Türkiye Ermenistan ile doğrudan görüşmelere başladı.
16) Türkiye Irak ile yakınlaşıyor, Kuzey Irak gerçeğine her geçen gün adım adım ilerliyor.
17) Türkiye Suriye ile İsrail arasında gayri resmi de olsa arabuluculuk yapıyor.
18) KKTC'de barışa çok yaklaşıldığı söyleniyor. Başbakan Erdoğan "iki halk, siyasi eşitlik ve iki kurucu devlet"e dayanacak çözüme destek veriyor.
* * *
Şimdi 2 gözlem:
1) Kapatma Davası hükümeti kıskaca almış durumda.
2) Ergenekon Davası her an muvazzaf askerlere sıçrayabilir.
* * *
Yukarıda yer alan maddeler arasında 13. maddeden itibaren 18. maddeye dek sıralanan gelişmelere Türkiye'deki müesses nizamın karşı olduğunu hepimiz biliyoruz.
Öte yanda, müesses nizamın baş temsilcisi TSK'dan bu konularda tık yok!
* * *
İnsanım, düşünmeden edemiyorum. Kapatma Davası ve Ergenekon Davası hasım davalar yerine hısım davalar olabilir mi?
Türkiye'deki her iki egemen yönetime birden ölümü gösterip her ikisini birden sıtmaya razı etmenin altyapısı hazır değil mi?
Yaşanan belaların tümünü kendi başımıza kendimiz açmış olsak dahi, bizlerden daha akıllı birilerinin tavuğun hem etinden hem suyundan faydalanma gayreti içinde olmaları ihtimali kuvvetle mevcut.
Benim vardığım kanaat şu:
Birileri Türkiye için bölgede yeni görevler tarif ediyorlar ve bunun için Türkiye’deki birbirini yeme sendromundan yararlanarak ve taraflara "ölümü gösterip sıtmaya razı etmeyi" dayatarak Türkiye’yi yeniden formatlamaya çalışıyorlar.
Türkiye’nin yeni görevleri nedir ve ülke nasıl formatlanıyor?
Başkalarından gizlediğim bazı bilgilere dayanarak değil, akıl yürütmeyi hedefleyen analizler yapmaya çalışarak sıralıyorum.
* * *
1) Türkiye muhafazakár değerlerle, demokratik prensipleri mecz etmiş bir Ortadoğu ülkesi olmalıdır. Bunu gerçekleştirirse bölgenin başat ve lider ülkesi olabilir.
2) Ancak, bu model Batı’dan kopma modeli değildir. Tersine Türkiye Batı’ya daha fazla yaklaşmalı ve tipik bir köprü modeli oluşturmalıdır. ABD’nin menfaati AB üyesi ama muhafazakár bir Türkiye’nin yaratılmasıdır.
3) Muhafazakárlaşan Türkiye’nin laiklikten kopması beklenmemektedir. Laiklik artık Türkiye’nin genlerine sinmiştir. Amaçlanan, sert tepkili ulusalcı bir model olarak Kemalizm’in budanması ama İslam’ın her alanda yaşandığı "modern Türkiye" imajının yerleştirilmesidir.
4) Yukarıda tarif ettiğim muhafazakár ama Batı değerleri açısından modernist bir Türkiye için Milli Görüş’ten çok son 10 yıldır kendisini reforme etme konusunda büyük gayretler gösteren Gülen Cemaati modeli daha uygundur.
5) Müesses nizam olarak Kemalizm’i koruma ve kollama görevi ile hareket eden TSK’nın artık "durumdan vazife çıkarma" yetkisinin kaldırılması gerekir. Teknik donanımlı bir TSK’nın enerjisini içeriden çok dışarıda harcaması beklenmelidir.
6) 1 Mart tezkeresinden beri ABD ile soğuk ilişkiler yaşayan TSK’nın bu soğukluğu giderecek, Rusya veya Avrasya yakınlaşması gibi alternatifler aramayacak bir zihniyete tekrar kavuşturulması lazımdır.
7) Türkiye "muhafazakár demokrat" imajını güçlendirirken Ermenistan, Kıbrıs, Yunanistan vb. ile yaşadığı sorunları çözmüş olmalıdır. Güçlü bir İsrail dostu olmaya devam etmelidir. Suriye ve Filistin sorunlarına dostça ama Batı perspektifli eğilmelidir.
8) Kuzey Irak’ın hamisi olmayı kabul ve hazım etmelidir. Irak’ın bütünlüğünün korunmasına destek vermelidir.
9) İran’ı "sakinleştirmek" için özel ve barışçı bir arabuluculuk görevi icra edilmelidir. Ancak, İran "sakinleşmez" ise Türkiye olası bir sıcak ortamda ABD’nin yanında yer alacağını garanti etmelidir. 1 Mart tezkeresinin başına gelenleri ABD’de belirli kesimler hálá unutmamıştır.
* * *
Türkiye’de kim bu tekliflere nasıl bakar, bu teklifler hakkında benim görüşlerim nelerdir, yarın irdeleyeceğim.