Tom Amca’nın açılımı: ‘TC Bize Devlet Kursun’
Hüseyin Vodinalı 01 Ocak 1970
Senaryo eski, açılım 2 filmi yeni.
Proje eski, yapımcı ve yönetmen yeni.
Yapımcı; Sam Amca (ABD), yönetmen; onun adamı Tom Amca, yani Tom Barack.
Barack, Harriet Beecher Stowe’un ünlü “Tom Amca’nın Kulübesi” (1852) kitabındaki Lübnan asıllı “ev kölesi” Tom Amca yani.
Senaryo ise İngiliz İmparatorluğu’nun eski eseri Siyonizm’in ve ABD’nin İngilizlerden devraldığı Büyük İsrail (Ortadoğu) Projesi’nin ürünü.
Şimdi Sam Amca da Siyonist Büyük İsrail projesinin emrinde.
TBMM’de, İmralı’da, Kandil’de çok şey konuşuluyor ama biz asıl haberleri, ABD Türkiye Büyükelçisi ve Suriye Temsilcisi, milyarder emlakçı ve Epstein’in “çocukla fotoğrafını gönder” diye e-posta attığı Tom Barack’tan alıyoruz.
Ne diyor açık sözlü Barack?
“1919’dan beri ulus devletler tarafından engelleniyoruz. Her ülkenin, her devletin farklı bir yönetim biçimi tarafından yönetilmesi fikri pek işe yaramadı. Türkiye için en iyi sistem Osmanlı millet sistemidir.”
Emperyalizmin ıslak rüyasını anlatıyor; yani “Atatürk Cumhuriyeti’ni yıkıp sizi Osmanlı (Lübnan, Irak ve Suriye gibi de) gibi çökmüş, ABD ve İsrail’in kölesi bitik bir müstemleke yapıp parçalayacağız” diyor.
Tabii olayların iç yüzünü bir de Erdem Atay ile Eray Çelebi’nin yazdığı; “TC Bize Devlet Kursun” kitabından ve o kitaptaki İmralı-Öcalan tutanaklarından öğreniyoruz.
Türkiye’de medya ve gazetecilik yerlerde sürünürken, Veryansıntv tepesinde bir elinde bayrak bir elinde kalemleriyle direnen iki gazeteci Türk milletinin nasıl kandırılmak istendiğini net olarak anlatıyor:
“Proje, Türkiye hamiliğinde Kürdistan yaratmak, Türkiye’yi önce büyütmek ve federasyonla da bölmek sürecidir.” (S.46)
Terörist başı Öcalan da zaten İmralı’da sürekli bu hikayeyi pompalıyor.
Ama konuşmalarının bazı yerlerinde asıl niyeti de açık etmiyor değil, konuşmayı, böbürlenmeyi çok sever 50 bin kişinin katili ne de olsa.
Bakın ne diyor Apo: “İsrail’i Ortadoğu’da stratejiyi kuran hegemon güç olarak inşa etmek istiyorlar. Beş aşamalı bir stratejidir. İlk üç aşama olarak Gazze, Lübnan, Suriye bitti. Geriye iki aşama İran ve Türkiye kaldı. Bu stratejinin olmazsa olmazı Kürtlerdir…İsrail 30 yıldır el altından bize devlet vaadinde bulunuyor.” (21 Nisan 2025 İmralı Görüşme Tutanağı, s.77)
Türkiye maalesef NATO’ya girdiğinden beri yarı sömürge oldu.
Kitapta da anlatıldığı üzere, Kenan Evren’den tutun Turgut Özal’a, AKP’den MHP ve CHP’ye kadar tüm siyaset ABD ve batı kapitalizminin emperyalist sopası NATO’ya asla hayır diyemediler.
ABD adına darbe yapan Evren, 8 eyalet hayalleri kurarken, Özal federasyon ve başkanlık sistemini önermişti.
Öcalan ve PKK yöneticilerini bizim müesses nizam siyasetçilerle buluşturan hep Tom Amca’nın temsil ettiği emperyalist sistem olmuştur.
Kitapta adı geçenlerin neredeyse hepsi aynı kutunun piyonları.
Bugün gelinen noktada ise temel fark ve asıl tehlike, Türkiye’nin genel manzarasının 1980’lerin sonundaki Yugoslavya’yı andırmasıdır.
Ekonomi korkunç şekilde kötüdür, devlet ve onun üzerinde durduğu adalet sistemi harabeye dönmüştür, siyaset-tarikat-mafya düzeni egemen olmuştur.
Kirli para tüm ahlakı ve sosyal örgüyü lime lime etmiştir.
Demokrasi ve hukuk, sadece emperyal maşa, sahtekar Öcalan’ın İmralı tutanaklarında geçen boş laflara dönüşmüştür.
Türk milleti kendisini sahipsiz ve çaresiz hissetmektedir.
Ana muhalefet CHP bile federalist bir söylem olan “Eşit Yurttaşlık” demekte, “Kürtlere bir devlet vereceğiz” gibi laflar etmektedir.
Eşit yurttaşlık sözcüğü, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sıkça tekrarladığı “Arap, Kürt ve Türk” etnik kimlikleri üzerinde inşa edilecek bir federatif düzeni anlatmaktadır.
Atatürk’ün partisiyiz diyenler, komisyona koşup bu Büyük İsrail projesinde yer alıyorlar. TR-705 kodlu Sezgin Tanrıkulu’nu genel başkan yardımcısı yapıyorlar.
Durum umutsuz gibi gözüküyor.
Ama Atay ve Çelebi’nin kitabın sonunda yazdıkları gibi biz Kemalistler için “umutsuz durum” yoktur.
Türkiye, en baştan federasyon olarak kurulan bir Yugoslavya değildir.
Atatürk de Tito değildir. Tito’nun ölümünden (1980) sadece on yıl sonra Yugoslavya dağılmıştı (1990).
Atatürk ise ölümünden 87 yıl sonra bile içeriden ve dışarıdan tüm saldırılara rağmen Türkiye’yi ayakta tutmaya devam ediyor.
Türk ulusu, tüm çocuksu hatalarına rağmen çok derin ve bilge bir ulustur. Tarih bunun açık kanıtıdır.
Ayrıca ABD ve Avrupa artık çöküş döneminde. Trump potansiyel bir ekonomik çöküşün ve iç savaşın üzerinde oturuyor.
Avrupa tarihinde olmadığı kadar önemsiz ve batık durumda.
Soykırımcı İsrail ise fazla açıldı. Nil’den Fırat’a hayalleri muhtemelen ABD’nin çöküşü ve Çin destekli İran’dan yiyecekleri dayakla suya düşecek.
Dünyada artık yükselen merkez Asya ve Çin.
İşte bu yüzden içerdeki ve dışardaki NATO’cular, teröristbaşı’nı kullanarak Türkiye’yi büyük devlet olma hayalleriyle önce İran’a karşı sürmeye ardından da parçalayıp bir an önce İsrail Kürdistanı’nı kurmaya çalışıyorlar.
200 yıllık yatırımları hep bunun için.
Kürt kökenli vatandaşlarımız da Süper NATO tarafından öldürülen merhum Hrant Dink’i dinlemeliler.
Barzani’nin babasının başına gelenleri iyi bilmeliler. Bugünkü Barzani’nin nasıl bir feodal diktatör olduğunu, aşiretlerin ulus kuramadığını iyi bilmeliler.
Milliyetçiler de hem milliyetçi hem NATO’cu olunmayacağı örneğini Bahçeli’den görmeliler.
Bizi yeniden bir araya getirecek ve Ergenekon’dan çıkaracak tek yol, Mustafa Kemal Atatürk ve onun zamana yenilmeyen ilkeleridir.
