Adam Kıtlığının Ortasında Devlet Bir Adamını Kaybetti
Behiç Gürcihan - Açık İstihbarat 01 Ocak 1970
Bir vefa borcumu ufakta olsa ödemem gerekiyor. Cenazesine katılamadığım için vicdan azabımı bir nebze azaltmam gerekiyor. Geçenlerde vefat eden Ertuğrul Zekai Ökte o genç yaşımızda yazdıklarımıza kıymet verip Belgelerle Türk Tarihi Dergisi'nde yayınlandığında henüz farkında değildim bir çok şeyin. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yeni çağla birlikte "Bilgi Kuvvetleri Komutanlığı" kurması gereğini ayrıntılandıran ve 3 sayı boyunca yayınlanan yazı ismimizin çok farklı yerlerde not edilmesine vesile olmuştu. Baştan aşağı tarihi belgelerle dolu bir dergide , bilişim çağına dair sıradışı bir makaleyi yayınlama vizyonuna sahipti; Internet ve hatta daktilo bile kullanmayan bu huysuz sevimli ihtiyar.
Ertuğrul Zekai Ökte'nin Devlet aklı açısından durduğu yeri zamanla kavramaya başladım. Bazen aralar açılsa da belli aralıklarla ziyaret edip, elini öpüp sohbet ettiğim bu huysuz ihtiyarın verdiği perspektif Devlet'e ve coğrafyaya dair ufkumun şekillenmesinde önemli roller oynadı. Cağaloğlu'nda köhne bir işhanındaki o sıradan fakat bütün duvarları kitaplarla kaplı ofisinde Ertuğrul Zekai Ökte Devlet'in önemli arşivlerinden birini uhdesinde bulunduruyordu. O köhne ofisinden bir telefonla Türkiye'nin en zengin plazalarının da, en köklü bankalarının da kapısını açtığına tanık oldum.
Gençliğinden bu yana, MAH zamanlarından bugüne Türkiye'de psikolojik harbin temellerini atan bu ismin ofisinden çok kişi geçti. Zekai Ökte farklı branşlarda bir çok kişiye Devlet perspektifi kattı.
Ve onun çıkardığı Belgelerle Türk Tarihi Dergisi , Devlet'teki derin faz değişiklikleri gözlemlemek için önemli bir göstergeydi. Devlet'in Cumhuriyet perspektifinden Osmanlı perspektifinin geçişinin ilk işareti bu derginin kapak politikasındaki değişiklikle gören gözlere duyuruldu. Yıllardır Cumhuriyet ve bunla bağlantılı bir fotoğrafı (Atatürk,Meclis,Kurtuluş Savaşı,v.s.) kapak yapan dergi 1997'den itibaren Osmanlı temalı kapaklarla çıkmaya başladı. 1999'da ki deprem sonrası Ecevit'in Clinton'la Oval ofisteki görüşmesinde Clinton'a hediye ettiği Fatih ahitnamelerini içeren kallavi kitap Zekai Ökte'nin ofisinde hazırlanmıştı. Devlet'in ABD'nin Türkiye'ye dayattığı "Neo-Osmanlı" projesine biat ettiği dönem tam o dönemdi.
Belgelerle Türk Tarihi Dergisi'nin kapaklarının Cumhuriyet temasından Osmanlı temasına dönüşmesi ile aynı dönem. Devlet ; "müttefiki"nin teşviki ve tehdidi ile Osmanlı projesine soyunduğunda sene 1997 idi.
Bu dönüşümün gerçekleşmesi için Devlet'in en kemikleşmiş kurumu ile başlanması gerekiyordu. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin asla belini doğrultamayacağı "Ergenekon"'la zirve yapacak süreç "28 Şubat" operasyonu ile başladı. "Ergenekon" ile taçlandırılacak "28 Şubat" süreci başladığında yaptığım sohbetlerden birinde, o toy halimle yaptığım analize gülümsemişti... "TSK bu süreçte çok güçlenecek" mealinde bir "analiz" yaptığımda gülümsemişti ihtiyar ve daha öğreneceğim çok şey olduğunu hatırlatan bir ifade ile; "aksine; bizim çocukları sahanın ortasına çekiyorlar ve dövecekler" demişti.
28 Şubat'ın en cafcaflı olduğu, Çevik Bir'in "ilah" muamelesi gördüğü bir dönemde bu analizi hiç anlamamış ve saçma bulmuştum. Seneler geçti ve bandı geriye sarıp tekrar izlediğimde E. Zekai Ökte'nin ne demek istediğini çok iyi anladım. En karmaşık konuları önündeki sarı çizgili bloknotun üzerine çizdiği iki şekille farklı bir perspektife oturtur ve işin özüne inerdi. Ataletini çok eleştirdim; hareket bekleyen o ergen aklımla. "Sen işe yaramazsın" derdi sürekli ama hiç bir zaman da kapısını kapamadı "hocam sohbete gelmek isterim" dediğimde. Haklıydı. Hiç bir zaman işe yaramadım ; görev adamı olamadım. Sonradan aramız açıldı ve uğramaz oldum. Uzaktan takip ettim. HEPAR benzeri; siyah takım elbiseli itaatkar gençlere dayalı parti modeli ilk yine Zekai Ökte uhdesinde denendi. Cağaloğlu'ndaki ofisin yanısıra Haliç manzaralı şık parti merkezi bu dönemde tutuldu. Derin bir arşivci ve stratejist olan E.Zekai Ökte uhdesinde kurulan bu partinin amacı siyaset değildi. Bir modeldi ; sonrasında istihbari bu modelin taklitlerini piyasada gördünüz. Bu huysuz sevimli ihtiyar Devlet aklının tarihi tuğlalarından biriydi. Umarız Devlet labirentinin bir köşesinde ; köhne de olsa önemli bir köşede, E.Zekai Ökte 'nin birikimine sahip birileri hala vardır. Keza Yalçın Akdoğan'ın gibi bir ismin vitrininde olduğu bir Devlet'i bu ergenlik fırtınasında ancak E.Zekai Ökte gibi derin temeller ayakta tutabilir. Allah'tan rahmet ; sevdiklerine başsağlığı diliyorum.
