Federasyonumsu
Mehmet Ali Güller 01 Ocak 1970
Bu köşede tartıştık: Ne Öcalan’ın 27 Şubat’ta ilan ettiği demokratik entegrasyon ne de Suriye’de 10 Mart’ta Şam ile SDG’nin yaptığı anlaşmada yer alan SDG’nin Suriye devleti ve ordusuna entegrasyonu, net değil.
Her ikisinin de “bilerek” muğlak bırakıldığı ortada...
Nitekim, Washington ve Şam’dan gelen son mesajlar, o muğlaklığın nedenine ve daha önemlisi hedefine işaret ediyor.
ADEMİ MERKEZİYETÇİ YAPIYA DOĞRU
Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda gazetecilerle bir araya gelen Suriye Devlet Başkanı Ahmet Şara, bölünme içermeyen, merkezi hükümet ekseninde bir ademi merkeziyetçiliği konuşabileceklerini açıkladı. (Rudaw, 26.8.2025).
Peki, hem merkeziyetçi hem “ademi merkeziyetçi” bir siyasal yapı nasıl olabilir?
Bir başka mesaja geçelim...
ABD’nin ünlü Washington Post gazetesi haber yaptı. ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, bir ay önce bir grup gazeteciye, Suriye’nin “aşırı merkeziyetçi” bir devlet yapısına alternatifleri düşünmesi gerekebileceğini söylemişti: “Bir federasyon değil ama ondan biraz daha hafif bir şey; herkesin kendi bütünlüğünü, kültürünü, dilini korumasına izin veren ve İslamcılık tehdidi barındırmayan bir model.” (Washington Post, 23.8.2025)
ABD’NİN FEDERASYON PLANI
Yani ABD’nin Suriye Valisi Tom Barrack bir ay önce “Federasyon değil ama ona yakın bir şey” istiyor, Suriye Devlet Başkanı Şara ise bir ay sonra bunu “merkeziyetçi eksende ademi merkeziyetçi yapı” şeklinde formüle ederek kabul ettiklerini ortaya koyuyor.
Federasyon olmayan, federasyonumsu bir Suriye inşa etmek istiyorlar yani...
Bir ABD stratejisi bu: Hedef aldığı bölge ülkelerini adım adım federasyona götürüyor.
Irak’ta öyle oldu. ABD silahıyla federasyon yaptılar. Kuzeyde özerk bir Barzanistan oluşturdular. Cumhurbaşkanının Kürt, başbakanın Şii ve meclis başkanının Sünni olma şartını federasyon anayasasına soktular.
ABD aynı hedefi şimdi Suriye’de hayata geçirmeye çalışıyor. Önce “tek millet, tek halk, tek ordu, tek Suriye” propagandası yapıyor, sonra “ama aşırı merkeziyetçi” olmamalı diyerek yumuşatıyor ve “federasyon değil ama federasyonumsu” bir yapı isteyerek esas niyetini ortaya koyuyor.
ABD ÖCALAN’IN O İLANINI DÜZELTİR Mİ?
Türkiye’de aynı aktörlerle beşinci kez yürütülen açılımı, Irak ve Suriye’deki gelişmelerden ayrı düşünmek olası değil. Zira PKK’nin kendisini feshetmesinin hangi ülkedeki kollarını kapsayıp kapsamadığı ve özellikle Suriye’de SDG’nin silah bırakıp bırakmayacağı ve Suriye ordusuna nasıl entegre olacağı önemli bir tartışma konusu...
Öcalan 27 Şubat tarihli açıklamasında artık ulus devlet, federasyon, özerklik istemediklerini ilan etmişti. Öyle ki bu kimi Kürtlerde hem hayal kırıklığı yaratmış hem de tepkiye dönüşmüştü.
Acaba açılımın ilerleyen aşamalarında, bu konuda da bir değişiklik olacak mı? “Tek millet, tek devlet” deyip oradan “federasyonumsu yapı”ya direksiyonu kıran ABD, Öcalan’ın “hiçbir şey istememe” ilanını da revize eder mi?
Unutulmamalı: Sonuncusu da dahil tüm açılımların asıl mimarı Washington’dur!