« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

M. METİN KAPLAN

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

25 Haz

2025

İsrail vahşeti ve Büyük Ortadoğu Projesi

Barış Doster yazdı… 01 Ocak 1970

İsrail’in Filistin ve Lübnan’daki barbarlığına, vahşetine, haydutluğuna, son bir haftadır İran’da yaptığı barbarlık ve vahşet eklendi. Arkasına ABD emperyalizmi ve Avrupa emperyalizmini alan İsrail; İran’a saldırmakla iki hedefe ulaşmayı amaçlıyor; rejim değişikliği ve İran’ın nükleer kabiliyet ve kapasitesinin ortadan kaldırmak. Gelişmeler, bir yönüyle de Büyük İsrail Projesi (BİP) anlamına gelen Büyük Ortadoğu Projesi’nde (BOP), yeni bir aşamaya gelindiğini gösteriyor.

Öncelikle olguları sıralayalım…

Birincisi, Ortadoğu’da, kendi gücü oranında, imkân ve kabiliyeti kapsamında İsrail’e karşı çıkan, İsrail karşıtı güçleri destekleyen tüm ülkeler, son yıllarda devre dışı bırakıldı: Libya, Irak, Suriye. Şimdi sırada, bu ülkelerin en güçlüsü olan İran var.

İkincisi, en büyük desteği İran’dan alan, direniş ekseni denen, Şii hilali olarak da anılan örgütler, Suriye’de Baas rejiminin çöküşünden sonra, daha da zor durumda kaldılar. Bu yapıların başında Filistin’de Hamas ve Lübnan’da Hizbullah geliyor. İsrail, uyguladığı vahşetle, ikisinin de etkisini önemli ölçüde kırdı. Irak’taki İran destekli grupların da etkisi hayli azaldı.

Üçüncüsü, İran’ın elinde vekil güç olarak ayakta kalabilen Yemen’deki Husiler direniyorlar. Hürmüz Boğazı’nda, Kızıldeniz’de, Aden Körfezi’nde etkililer. Hürmüz Boğazı’nın petrol ticareti açısından önemi biliniyor.

Dördüncüsü, İsrail vahşeti, en büyük desteği ABD’den alıyor. Avrupa’nın geleneksel, tarihsel büyük güçleri İngiltere, Fransa ve Almanya da İsrail’i destekliyorlar. İngiltere ve İsrail, ABD’nin iki stratejik ortağıdır. Almanya, 2. Dünya Savaşı’ndaki Yahudi soykırımı nedeniyle İsrail karşısında her zaman eziktir. İsrail’e karşı tedavisi imkânsız bir aşağılık duygusu vardır. İsrail’den çok İsrailcilik yapmasının temel sebebi budur.

Beşincisi, İsrail’in Filistin ve Lübnan’da Araplara, son olarak da İran’a yaptığı barbarlık, bir yönüyle de İslam dünyasının ne kadar dağınık, birlikten yoksun, örgütsüz olduğunu göstermiştir. 57 üyesi olan İslam İşbirliği Teşkilatı’nın, 22 üyeli Arap Birliği’nin, açıklama yapmak dışında işlevleri yoktur. İsrail vahşeti karşısında ne etkili bir önlem alabilmiş ne de yaptırım uygulayabilmişlerdir. Tersine, İsrail’in İran’ı bombalamasına sessizce sevinen Arap devletleri vardır. Dahası, İran’ın İsrail’e fırlattığı füzeler, Ürdün hava sahasında vurulmaktadır. İsrail; İran’a savaş uçaklarıyla saldırırken, Suriye ve Irak’ın hava sahasını, canının istediği gibi kullanmaktadır.

Altıncısı, ABD; hem kendisinin bölgede topladığı istihbaratı anında İsrail’e iletmekte hem de NATO’nun elindeki tüm istihbarat, yine ABD tarafından, anında İsrail’le paylaşılmaktadır. Bu kapsamda Malatya’nın Kürecik ilçesindeki radar üssünün de çok tartışmalı olduğu, kapatılması yönünde çok haklı talepler bulunduğu unutulmamalıdır. NATO; ABD emperyalizminin saldırı ve işgal aygıtıdır. İsrail’in, ABD tarafından korunması, kayırılması, savunulması için NATO üyeliğine ihtiyacı yoktur. İsrail; NATO üyesi olmasa bile, NATO fiilen, olgusal olarak, pratikte, ABD aracılığıyla İsrail’in çıkarlarına da hizmet etmektedir.

Yedincisi, İsrail vahşetine karşı mücadeleyi yükseltirken, ulus devleti, milli kimliği, yurttaşlık bilincini, vatan sevgisini, laikliği pekiştirmek zorunludur. Çünkü bunlar gelişmedikçe, Ortadoğu ülkeleri, Müslüman toplumlar etnik, dinsel, mezhepsel kimlikler, aidiyetler, mensubiyetler üzerinden birbirlerine girmekte, birbirleriyle savaşmakta, birbirlerini boğazlamaktadırlar. O nedenle laik, antiemperyalist karakterli bir milliyetçilik, ulusalcılık; halkçı, kamucu, toplumcu, cumhuriyetçi bir milliyetçilik, ulusalcılık olmadan, emperyalizmle mücadele olanaklı değildir. Ulusalcı olmayan bir solculuk ne kadar zayıf ise solcu olmayan bir ulusalcılık da o kadar zayıftır. Ekonomi politik düşüncesi, siyasal iktisada ilişkin bir tasavvuru olmayan dünya görüşü olmaz, olamaz. Laiklik, mezhep savaşlarını önlemenin, yurttaş, ulus ve sınıf kimliğini pekiştirmenin temel harcıdır. Sünni – Alevi, Sünni – Şii çatışmasını önlemek için laiklik zorunludur. Bu çatışmaları en çok İsrail’in istediği de unutulmamalıdır, aynen Türk – Kürt, Türk – Arap, Türk – Fars, Arap – Fars çatışmasını istediği gibi.

Sekizincisi, nihai hedeflerinden biri de İsrail – Suudi Arabistan ilişkilerinin resmen normalleşmesi olan İbrahim Anlaşmalarının, ABD tarafından niçin bu kadar desteklendiği, bugün daha iyi anlaşılmaktadır. Suudi Arabistan ve liderlik ettiği Körfez’deki Arap rejimleri, İsrail’in İran’ı bombalamasından, eleştirel açıklamalar yapsalar bile, gerçekte çok da rahatsız olmadıkları gibi, için için memnuniyet duymaktadırlar, aynen Irak ve Suriye’deki rejim değişikliklerinden memnuniyet duydukları gibi. Bu Arap devletlerinin, İsrail’le hemfikir oldukları bir diğer konu da, bölgede bir Kürt devletinin kurulmasıdır. Suriye’de yaşanan değişimden en kazançlı çıkan devlet İsrail, en çok kaybeden devlet ise İran olmuştur. Suriye’deki yeni rejim, İsrail aleyhine tek söz edemediği gibi, İsrail işgali altındaki topraklarını almak için hiçbid çaba göstermemektedir.

Dokuzuncusu, ABD ve Avrupa’nın desteklediği PKK terör örgütünün Suriye’deki uzantısı PYD – YPG terör örgütü, Suriye’de yaşananlardan sonra, İsrail’in İran’a yönelik saldırılarından da memnundur. Keza İran’daki uzantısı olan PJAK terör örgütü de, İran’ın bombalanmasına sevinmiştir. Bu durum bir kez daha, bu terör örgütlerinin, emperyalizmin emrinde, emperyalizmin işbirlikçisi olduğunu göstermiştir. Bunları sol adına destekleyenler, hem solculuktan habersiz hem de emperyalizmin maşasıdırlar.

Onuncusu, ABD; İsrail üzerinde ne kadar nüfuz sahibi ise bunun tersi de geçerlidir. İsrail de ABD üzerinde o kadar etkilidir.

Özetle, emperyalizme, kapitalizme ve siyonizme karşı mücadele bir bütünlük içermelidir. Bunun için de tarihsel bilinç, ideolojik berraklık, politik tutarlılık şarttır.

Ziyaret -> Toplam : 167,42 M - Bugn : 76787

ulkucudunya@ulkucudunya.com