« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

13 May

2008

Sayın yer gösterici, gösterin

Ertuğrul ÖZKÖK 13 Mayıs 2008

HAYATIM boyunca Batılı değerleri savundum.Sadece düşüncemle değil, hayat tarzımla, kültürel zihniyetimle, yeme içme alışkanlıklarımla.

En önemlisi de, demokrasi anlayışım ve onun ayrılmaz parçası olan "birlikte yaşama adabımla".

Ben, laikliğe inanan bir insanım.

Laik olmayan bir rejimde yaşayamayacağıma, yaşatılmayacağıma kendim kadar eminim.

Hayatım boyunca kimseyle kavga etmedim.

Hiçbir terör olayına karışmadım.

Şimdi demokrat geçinen bazıları gibi, gençliğimde dahi, illegal hiçbir faaliyet içinde yer almadım.

Halk ihtilali, devrim, silahlı mücadele gibi kavramlara hep uzak durdum.

Evet benim vatandaşlık CV'm bu.

* * *

Bir gün karşılaşırsak, Avrupa Birliği Komiseri Olli Rehn'e şunu soracağım:

"Sizce ben faşist bir laik miyim?"

Olli Rehn günlerdir orada burada konuşup, kendince bazı analizler yapıyor.

Hepsini okuyorum.

Türkiye'yi karpuz gibi ikiye bölmüş:

Bir tarafta "katı laikler".

Yani bir nevi "ulusalcı faşistler".

Öteki tarafta "demokrat Müslümanlar".

Gerçi araya lütfen, bir de "liberal laikler" diye bir şey sıkıştırmış ama öyle cılız ki...

Peki bizim buradaki yerimiz neresi?

Bizim derken, ben, üç beş yakınımdan söz etmiyorum.

Milyonlarca Türkiye Cumhuriyeti vatandaşından söz ediyorum.

Sizin tanrılaştırdığınız yüzde 47'nin dışında kalanlardan.

Hani, 16 milyon oy alan AKP'nin karşısındaki, 7 milyon CHP'liden, 5 milyon MHP'liden ve öteki partilere oy veren milyonlarca insandan söz ediyorum.

Onlara gösterdiğiniz yer neresi?

"Laik faşistler" locası öyle mi?

Kendisi karşılaştırmalı siyaset ve ekonomi uzmanıymış.

Allah aşkına o karşılaştırma mantığıyla çizdiği Türkiye fotoğrafına bakın:

Bir tarafta faşist laikler, öteki tarafta Müslüman demokratlar.

Ve onların, demokrasiyi sadece parti kapatmaktan ibaret sanan partisi AKP...

Sanki öteki partiler aynı seçime girmemiş, aynı sandıklardan çıkmamış gibi.

* * *

Ya dünkü Milliyet'te İlhan Selçuk'la ilgili sözleri?

O kişisel meseleymiş, emrinde istihbarat örgütü yokmuş ki nereden bilsinmiş, Avrupa Birliği o konuya giremezmiş.

Nedense iş kendi dünya görüşüne yakın birisine gelince, bu şahane Avrupa kriteri anında unutuluyor.

Karşılaşırsak ona şu soruyu da soracağım:

Emrinizde istihbarat örgütü olmadığına göre Ergenekon davası konusunda, bazı gazetelerde yazılanlar dışında ne biliyorsunuz?

Yoksa henüz Türk halkına gösterilmeyen iddianame daha önce size mi gösterildi?

Hangi Avrupa kriteri, bir temsilcisine; henüz iddianame aşamasına bile gelmemiş bir süreçle ilgili bu kadar kesin yargıya varma hakkı tanıyor?

Avrupa Birliği'nin bazı temsilcileri, bizim bilmediğimiz yeni kriterler mi "yumurtluyor"?

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi türbanla ilgili bir karar verdi mi, o çoook demokratik oluyor.

Türkiye Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesi aynı konuda karar verince bu "yargı darbesi"...

O yüzden soruyorum.

Ben neredeyim sayın yer gösterici?

"Ulusalcı faşistler" safında mı?

Yoksa, 1 Mayıs'ta insanlara "ayaktakımı" muamelesi yapan, devlette istediği gibi kadrolaşan, türbanlı eşi en etkili liyakat kriteri haline getiren, istediği ihaleyi istediğine veren, kızdığı işadamını cezalandıran, kendi hoşuna giden polis soruşturmalarını McCarthyci cadı avına çeviren "demokrat Müslüman" saflarda mı?

Bu ikisi dışında, Türk halkına layık görebileceğiniz daha makul, daha mutena, daha demokrat semtler yok mu?

Ziyaret -> Toplam : 123,12 M - Bugn : 23635

ulkucudunya@ulkucudunya.com