« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

M. METİN KAPLAN

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

27 Tem

2015

Suruç katliamının failleri

Mehmet Kamış 01 Ocak 1970

Fuat Avni'nin söylediklerini bir tarafa bırakalım, seçime gitmek isteyen çevrelerin seçmene ‘zayıf hükümet olursa ülke kan gölüne döner' mesajı vermek için ortalık karıştırılıyor iddialarına da biraz uzaktan bakalım.

Sosyal medyadaki bütün ‘ak trol' hesapların olaydan sonra hiç sekmeden bu mesajları vermesini de değerlendirme dışı tutalım. Gözümüzün gördükleriyle, basit bir güvenlik gözüyle olayı değerlendirecek olsak bile Suruç katliamında hükümetin büyük bir basiretsizliği ve beceriksizliği söz konusudur. İki yıldır bir yolsuzluk operasyonu bahane edilerek ülkenin bütün bağışıklık sistemini bilinçli olarak çökertenlerin Suruç katliamının da hesabını vermesi gerekir!

Birilerinin hesabı koalisyonu çıkmaza sokup ülkeyi seçime götürmek, götürürken de seçmenin bilinçaltına ‘zayıf hükümet olursa ülke kaostan kurtulmaz, tek parti hükümetine yeniden dönelim' mesajı vermek olabilir. Ancak biz yine de hüsnüzan edip muktedirlerin bu tür planlarının olmadığını farz etsek, olaya sadece terörle mücadele açısından baksak bile ortada büyük bir beceriksizlik ve iş bilmezliğin olduğu aşikâr. Hatırlayalım, geçmiş AK Parti hükümeti dönemlerinde şehirlerdeki terörden kapkaça, uyuşturucudan asayişe kadar bütün suç şebekelerini çökerten ve suçla mücadelede büyük bir başarı kazanan kadroların hepsi birer birer tasfiye edildi. Türk polis teşkilatı tarihindeki en iyi yetişmiş, en kalifiye elemanlar cadı avı yapılarak görevlerinden alındı. Kimisi zorunlu emekliliğe tabi tutuldu, kimisi son derece uyduruk görevlere atandı ya da yolsuzlukları ortaya çıkardığı için tutuklandı. Hatırlayın, daha nisan ayında Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesindeki 1725 birinci sınıf emniyet müdüründen 1150'si emekli edildi. Bunun haricinde; çok iyi yetişmiş terör uzmanları dahil 3500 kalifiye emniyet personeli emeklilik yoluyla ülke güvenliğinden uzaklaştırıldı.

Cadı avının başlamasından sonraki süreçte faili meçhul kalmayan neredeyse tek olay yok. Fenerbahçe otobüsüne saldırıdan tutun da 6-7 Ekim Kobani eylemlerine kadar onlarca hadisenin failleri hep meçhul kaldı. Diyarbakır'da seçim mitinginde patlatılan bomba bile yeni Türkiye'nin fotoğrafını çok iyi veriyor. Patlamadan birkaç gün önce bombayı koyan adam gözaltına alınıyor ama ağabeyinin ismiyle kayıt yapılıyor. Herkes miting meydanına didik didik aranarak girerken bu kişi aranmıyor. O kadar büyük bomba aranmadan miting meydanına sokuluyor. Saldırgan bombayı bıraktıktan sonra elini kolunu sallaya sallaya alandan çıkıyor, yurtdışına kaçarken tesadüfen yakalanıyor. Yakalanmasaydı Diyarbakır bombası da faili asla bilinmeyecek bir muamma olarak karşımızda duracaktı.

Bugün Türkiye ‘büyük devlet, büyük lider' hipnozu ile teslim alınmış durumda. Bir ülke işgal edilseydi o ülkeye ancak bu kadar zarar verilebilirdi. Bir ülkenin en kalifiye, en yetişmiş emniyet kadroları tasfiye edildi. Her türlü mikrobun vücuda rahatça girmesi ve o vücudu ölümcül hastalıklara maruz bırakması için şartlar oluşturuldu. Bunun bir plan dahilinde yapılıp yapılmaması önemli değil, neticede suçla mücadele eden ve büyük başarılar elde etmiş bütün kadrolar ortadan kaldırıldı. Bu kaldırılma ile birlikte suç işlemek isteyenler için gerekli olan karanlık ortamlar yeniden sağlanmış oldu. Bu saatten sonra dört siyasi parti ile ortak deklarasyon yayınlamanızın bir anlamı var mı? Savunma sistemini yok ettiğiniz ülkedeki bütün olayların hem siyasi hem hukuki tek bir sorumlusu var, o da bugünkü mevcut iktidardır.

Suruç'taki alçak patlamanın tetiğini çekenler belki belli olacak ama asıl fail yine karanlıkta durmaya devam edecek. Çünkü terörün bir yönetme biçimi olduğunu yeni yeni keşfedenlerimiz var.

Ziyaret -> Toplam : 148,64 M - Bugn : 264199

ulkucudunya@ulkucudunya.com