Yeditepe Üniversitesi Tarih Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ahmet Taşağıl tarafından 24 Şubat 2016 Çarşamba günü üniversitenin Kayışdağı’ndaki rektörlük binasında Servet Somuncuoğlu anısına Kaya Resimleri ve Türk Tarihinin Başlangıç Problemi Çalıştayı düzenlendi. Sayın rektör hanımefendi, dekan beyefendi, değerli hocalar ve güzide öğrencilerin katılımıyla yüksek seviyeli bir program oldu.
İlk bölümde Servet’le ilgili videolar gösterildi. Metnini kaleme aldığım, değerli ağabeyimiz Harun Yöndem’in seslendirdiği, Burak’ın hüzünlü bir müzik eşliğinde çocukluğundan itibaren cenaze törenine kadar fotoğraflarla hazırladığı hayat hikâyesi yine göz yaşarttı. Bilhassa bozkurt tablosunun önünde çekilmiş siyah beyaz öğretmen lisesi fotoğrafları fikir ve ruh dünyamızın şekillendiği mücadele günlerini hatırlattı.
Akabinde, Haliç Üniversitesi’nde hep birlikte katıldığımız Gazeteciler Cemiyeti’nin 2008 yılı Sedat Simavi ödül töreni görüntüleri geldi. Sosyal bilimler ödülünü Prof. Dr. Mümtaz Soysal’ın elinden alırken duyduğu heyecan daha dün gibi taptazeydi. Hoca; bu ödülü verirken çok düşündüklerini, tartıştıklarını ve bu büyük emek karşısında vermek zorunda kaldıklarını samimi şekilde ifade etmişti. Servet de konuşmasına; Büyük Atatürk Türklüğün unutulmuş medeni vasfı ve büyük medeni kabiliyeti bundan sonraki inkişafıyla atinin yüksek medeniyet ufkunda yeni bir güneş gibi doğacaktır demişti, sözleriyle başlamıştı. Son olarak, Moğolistan ve Kazakistan’da belgesel çekimlerinden kamera arkaları gösterildi. Arabanın çamura batma ve kurtarma çalışmalarına dair kısım, ne meşakkatler çekildiğine dair fikir veriyordu.
Ahmet Taşağıl hocamızın fevkalade güzel açılış konuşmasının ardından eşi de gayet duygulu teşekkür konuşması yaptı. Çalışmalarına destek olan değerli işadamları söz aldılar. Türkiye’de ve Orta Asya Türk coğrafyasında uzun süreler birlikte sahada çalıştıkları kameraman dostlarımız Cengiz Bey ve Veysel Bey değerli hatıralar anlattılar. Servet’in entelektüel yönünü ve her kesimden insanı toparlayıcı özelliklerini vurguladılar. Cengiz Bey, kendisi dağcı olduğu halde zorlu kaya resmi alanlarında onun hızına ayak uyduramadıklarına işaret etti. Ahmet Hocam en son bizi de kürsüye davet etti. Baştan söylememişti. Oturduğu yerden de muzipçe tebessüm ediyor. Üç beş saniyede toparlanıp, birkaç cümle sarf ettik.
Çay arasında, yirmiye yakın resimden oluşan muhtelif kaya resmi alanlarından seçilmiş Servet’e ait fotoğraf sergisi gezildi.
İkinci kısımda değerli akademisyenlerin Türk kaya resimleriyle ilgili sunum ve bildirilerine yer verildi. Moğolistan, Kazakistan, Kırgızistan, Hakasya ve Azerbaycan olmak üzere her konuşmacı ayrı bir Türk ülkesindeki kaya resimleri hakkında bilgi aktardı. Baştan beri konuya aşina olanlarda dahi bu konuda büyük boşluk olduğu kanaati doğdu. Türk kaya resimlerinin tespit ve tasnif edilmesine, üzerinde fikir yürütülmesine ve çok yönlü akademik çalışmalar yapılmasına ihtiyaç olduğu gayet açıkça ortaya çıktı. Bilhassa Dr. Saule İkeebayeva’nın Kazakistan’dan gösterdiği çizimler tunç devrine kadar gitmesi bakımından çok ilgi çekiciydi.
Yeditepe Üniversitesinin bu önemli faaliyeti inşallah devam eder ve kalıcı hale gelir. Diğer üniversitelerde de benzeri çalışmalara öncülük eder. Turan yoluna götürecek dilde, işte, fikirde birlik böyle ciddi çalışmalarla mümkün olur.
Türkiye, sahte ve suni milletler inşa etme gayretini ve lüzumsuz düşmanlar üretme hevesini terk etmelidir. Türklüğün medeni vasfını ve büyük medeni kabiliyetini inkişaf ettirecek ve atinin yüksek medeniyet ufkunda yeni bir güneş gibi doğmasını sağlayacak konular gündeme alınmalıdır.
Tunç devrine uzanan kaya resimlerinden başlayıp yine kaya üstlerine kazınmış Arap harfli Türk yazılarına kadar Türk coğrafyasındaki bütün bu resim, damga ve yazıtların ilmi usullerle tetkiki milletimizin tarihine ışık tutacak ve Türk gençliğinin ufkunu açarak büyük işler başarmasını sağlayacaktır.
Yazarın tüm yazılarını okumak için tıklayınız.
