« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

Nurullah KAPLAN

26 Tem

2007

%46 AKP

26 Temmuz 2007

Yaklaşık iki ay süren seçim merakı Pazar gecesi itibariyle sona erdi. AKP'nin oyunu artırarak çıktığı seçim sonuçları MHP'yi de meclise taşıdı.

2002 Seçimlerine nazaran en büyük artışı sağlayan AKP %12'lik artış ile %46 oya ulaştı. AKP'nin DP-ANAP-DTP ve bir miktar da SP seçmeninin oyunu aldığı gözükmekte. 2002 seçimlerinde %15 oy alan ANAP-DP seçmeninin %8-9 kadarı, DTP'lilerin % 2 kadarı, SP'lilerin de % 0,2 kadarlık bir bölümü bu seçimlerde AKP'yi tercih etmiş gözüküyor.

2002 seçimlerinde DSP'nin %1.2, CHP'nin ise %19.4 olan oylarının toplamı bu seçimdeki CHP oylarına eşit. Yani sol oylar ne artmış ne de azalmış. DTP ve diğer marjinal sol oyları da dahil ettiğinizde % 27 çıkmaktadır ki, solun % 30'luk oy oranına yakın bir rakamdır.

2002'den bu yana iki genel kongreden gayrı pek bir şey yapmayan MHP %6'ya yakın oy artışı sağlamış durumda. Bu oyların çoğunluğu geçen seçimde GP'ye kaptırdığı oylar.. bir miktar da ANAP ve DP'den olmalı.

Bu rakamlar 2002 ve 2007 seçimlerindeki oy dağılım tablolarını yan yana koymak suretiyle rahatça görebildiğimiz oy kaymalarıdır.

Şüphesiz ki, seçim sonuçlarının en dikkate değer yönü iktidarda olan AKP'nin oy artışıdır. Bu kadar oy almaları sadece bizim açımızdan değil, AKP'liler için bile sürpriz olmuştur. İyi de, bu sürprizi hazırlayan Saikler nedir acaba? Sizler katılır mısınız bilmem ama, benim görebildiklerim şunlar:

1- AKP'nin kuruluş süreci de dâhil olmak üzere yapılanmasında ve tek başına iktidar olmasında yol gösteren ve destek veren uluslar üstü güçler ile onların içerideki acenteleri devam etmekte olan ilişkileri doğrultusunda AKP'ye destek vermişlerdir.

2-Sermayenin siyaset ve idare üzerinde her zaman var olan tesiri son on yılda, özellikle de son beş yılda daha da artmıştır. Hem yerli hem de yabancı sermayenin AKP'ye desteği karşılıklı ilişkilerinin tabii neticesi olarak devam etmektedir.

3- Hem dünyada hem de ülkemizde, kapitalizmin insan tarifi ve tercihi olan "homoekonomikus" türü insan yapısına doğru hızla seyreden süreçte insanların ekonomik akılla daha doğrusu ekonomik dürtülerle tercihte bulunma meyli artmaktadır. Ülkemizde de insanlar ekonomik söylemlerle ve son beş yılın yüksek kalkınma-düşük enflasyon-rekor ihracat-ekstra döviz rezervi sayesinde çok iyiye giden bir ekonomi yapısı gibi sarhoş edici iyimser tablolarla ikna metotlarının muhatabı olmuşlardır.

4-İkinci Dünya Savaşı sonrasında oluşan iki bloklu dünyada ABD'nin okyanus ötesine yayılma döneminde Menderes, 68 olaylarının Avrupa'yı sardığı dönemde Demirel, kapitalizmin Avrupa ötesine taşındığı dönemde Özal ve küresel sermayenin Ortadoğu'yu yeniden şekillendirdiği son dönemde de Erdoğan sonuçlarının iyi ya da kötü olmasına bakmadan dünyanın gidişatını tayin edenlerle aynı istikamette bulunan bir siyasi iradenin taşıyıcısı olarak yelkenlerini şişirmişlerdir.

5- 2001 Yılında tezgahlanan ekonomik kriz ile oluşturulan panik havası, cumhuriyet tarihinin en büyük ekonomik krizi söylemi öylesine derin izler bıraktı ki, ilk bakışta farkına varmasak da bundan sonraki uzun bir dönem tabii veya suni çağrışımlarla hemen harekete geçirilip, o korku psikolojisi ile tercihlerimiz rahatça yönlendirilebilecektir. AKP iktidarının son bulması halinde benzeri krizlerin kapı önünde eşik üstünde beklediği söylemi etkili olmuştur.

6- 2001 Yılında yaşanan kriz, koalisyon hükümeti ile özdeşleştirilmiş, tek partinin istikrar, koalisyonların ise kriz doğuracağı söylemi, CHP-MHP koalisyon hükümeti ile müşahhas bir korku psikolojisine devşirilmiştir.

7-Özal'ın cumhurbaşkanı olması ve ANAP'ın zayıflamasından sonra uluslarüstü sermayenin Türkiye'de önünü açacak yeni parti kurgulamalarında iki defa başarısız kalan operatörleri, parti lideri olarak sahaya sürdükleri kişilerin halktan uzak yapıları sebebiyle tutunamadıklarını gördüklerinden yeni adaylarını halka "sizden birisi" diye takdim edebilecek birisi olarak seçip, sahaya sürmüşlerdir.

8-AKP'nin genel başkanı RTE diğer genel başkanlardan farklı olarak siyasetin içinde yetişmiştir. Öğrencilik döneminden beri iyi işleyen teşkilat yapısına sahip MSP-RP bünyesinde gençlik kolları-ilçe başkanlığı-il başkanlığı-belediye başkanlığı gibi halkla bire bir temas ederek siyasi basamaklarda yükselmiştir. Bu O'na halka yakın durma, halkın dilinden konuşma, halkın halinden anlama gibi müspet özellikler kazandırmıştır. Kimilerinin karizma olarak tarif ettiği bu duruşu sayesinde halk tarafından "bizden biri" psikolojisi ile kabul görmüştür. Halk kendi içinden birisi olarak görüp, sevdiği birini hatalarından dolayı hemen terk etmemiş, ona daha uzun süreli bir kredi açarak, sahiplenmiştir.

9- AKP iktidar partisi olmasına rağmen diğer partilerin hepsinden daha çok çalışmış ve daha profesyonel seçim kampanyası yürütmüştür. AKP'nin düzenlediği seçim mitingleri CHP-MHP ve DP mitinglerinin toplamından daha fazladır. Bir yandan R.T.Erdoğan bir yandan A.Gül gündüz seçim meydanlarında, akşam televizyon kanallarında kendi görüşlerini anlatıp durmuşlar, seçim döneminde mütemadiyen halkın önünde olmuşlardır.

10-Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde CHP'nin halktan alamadığı desteğe rağmen sivil ve askeri bürokrasiyle birlikte meclisi baypas etmesi AKP'den ziyade millet iradesine karşı tavır olarak algılanmıştır. Bunun karşılığı sandıkta ifadesini bulmuştur.

11-CHP'nin cumhuriyet elden gidiyor, kalkışın ey lâikler söylemi, askeriyenin e-muhtırası ile birleşince AKP de eşi baş örtülü birini Çankaya'ya çıkarmak istemiyorlar ey Müslümanlar söylemine sarıldı ve özellikle Anadolu'da seçim kampanyasını bunun üzerine kurdu.

12- Seçimlere iktidardaki bir hükümet partisi olarak girmek her zaman avantajdır. Hele de AKP gibi iktidar imkanlarını sonuna kadar kullanan bir parti bu avantajdan 4-5 puanlık bir oy çıkartabilmiştir.

Yazarın tüm yazılarını okumak için tıklayınız.

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

15 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Halim Kaya

22 Nis 2024

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 103,04 M - Bugn : 37350

ulkucudunya@ulkucudunya.com