« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

Nurullah KAPLAN

31 May

2007

RUSSELL PARADOKSU

31 Mayıs 2007

RUSSELL PARADOKSU


" Bir köyde tek berber vardır. Ve bu berber sadece kendisi tıraş olamayanları tıraş etmektedir. O halde bu berberi kim tıraş etmektedir?"

Ünlü bir ilim adamı olan Bertrand Russel 1918 yılında, iştigal ettiği matematikteki "Küme elemanları" ile ilgili olarak ortaya attığı görüşünü yukarıdaki örnek ile açıklamıştır. Üzerinden geçen 90 yıllık zaman zarfınca Russell ya da Berber paradoksu olarak ünlenen sorunun cevabı hakkında matematikçiler hâla uzlaşma sağlamış değil.

Paradoks, Batı'ya açılan pencerelerimizden içeriye huruç eden kavramlardan birisi; eskilerin deyişiyle fasit daire, ya da şimdilerde kullanılan haliyle kısır döngü... Paradoks, iki doğrunun ya da iki yanlışın birbiri ile çelişmesinden doğmakta ve umumiyetle ortaya atan kişilerin isimlerine atfedilerek ( Epimenides Paradoksu, Aristo Paradoksu, Galileo paradoksu, Oscar Wilde paradoksu, Don Kişot paradoksu, Hempel Paradoksu…) kalıcı hale gelmektedir.

Matematik, fizik, kimya gibi teoremleri isbat edilebilen ve kesinlik arz eden fen bilimlerinde dahi bolca paradoks tartışmasıyla karşılaşmak mümkün. Hemence hatırlanması mümkün olanlardan bir kaçını sayacak olursak:
-Bildiğim tek şey var, o da hiçbir şey bilmediğim.
-Su iki hidrojen ve bir oksijenden oluşur. Hidrojen, 'yakıcı' bir gaz; Oksijen de 'yanıcı' bir gazdır. Nasıl oluyor da ikisi biraraya geldiklerinde 'söndürücü' olabiliyorlar?
-Ben her zaman yalan söylerim.
-Soru: Bir odada papa ve ben varım. Odada kaç kişiyiz? Cevap:Bir kişiyiz, çünkü ben aynı zamanda papayım. V.s…

Aslında ne yukarıdaki paradoksların cevabı, ne de berberi kimin tıraş edeceği sorusu benim umurumda değil. Cevabını aradığım paradoksun sorusu sath-ı mailine girdiğimiz şu seçimde bir ülkücü olarak kime, nasıl ve neden oy vereceğimiz. Daha önceki hiçbir seçimde böyle bir sorunun cevabını aramadım. Çünkü bu soruya verilecek cevabımız ayrıca değerlendirme yapmaya yer bırakmayacak kadar kesin ve net idi.

1999 seçimleri sonrasında kurulan hükümette yer alan partimiz MHP, koalisyon ortağı olmakla başlattığı yanlışlıklar silsilesine iktidar süresince devam etmiş olsa da koalisyon sonrasında bunların sona ereceğine inanıyorduk. 2002 seçimleri sonrasında, üstelik meclis dışında kalmışken hatalarını değerlendirip, bunlardan ders alarak yoluna devam edeceği ümidindeydik. Ancak partimizin çok değerli yöneticileri ülkücülerden özür dileyip, helâllik istemek yerine bizleri çok kıymetli politikalarını anlamamakla (kısacası aptallıkla) itham ederek yollarına devam etmeyi tercih ettiler.

Küresel sermaye olarak yüzünü gösteren "Dünyanın Efendileri" ABD'nin askeri gücünü de kullanarak dünya hakimiyeti için son yirmi yıldır operasyon üstüne operasyon yapmaktalar. Bu mali, siyasi ve askeri operasyonlardan ziyadesiyle etkilenen milletimiz tarihinin en zor dönemeçlerinden birisinde daha imtihan vermekte. Bu imtihanı geçebilmesi de şüphesiz ki milliyetçilerinin göstereceği başarıya bağlı.

Ancak bir problemimiz var: Türk milletini "dünyanın efendileri"ne kul köle olmaktan kurtarabilecek yegane ümit kaynağı olan milliyetçilerin, siyasi temsil zeminini kaplayan MHP milliyetçilikten ısrarla imtina ediyor.

Milliyetçiliğin ayırt edici ilkesi olan-milletin menfaatlerini şahsi menfaatlerden üstün tutmak- prensibi gereğince önce ülkem, sonra partim, sonra ben diyenlerin evvelen yapması gereken bütün milliyetçileri bir çatı altında toplamak, yetişmiş kadroları derleyip toplayarak azami şekilde istifade etmek üzere onları milletle kucaklaştırmak olması iktiza etmez mi? Ama yaşadıklarımız bunun tam tersi bir istikamet seyretmekte.

Milliyetçiler olarak oy verebileceğimiz tek parti var, o da MHP. Ancak o MHP ise ülkücülükten kurtulmaya, milliyetçiliğe uzak durmaya çalışmakta ısrarlı; yani milliyetçi değil. Bizim paradoksumuz bu işte.

Russell Paradoksu daha çok zaman matematikçileri meşgul edebilir; berberi kimin tıraş edeceği daha nice 90 yıllarca tartışılabilir ama, MHP paradoksu en acilinden çözülmeli. Mevcut verilere bakılırsa bu paradoksu çözmek için akıl-mantık yetmeyecektir. Her zamanki gibi iş yine gönüle kalıyor.

Bizim halkımız Giffen ya da Kelly paradokslarını bilmez pek. Ama güzel türküleri vardır… "… hem giderim, hem ağlarım…" gibi.

Yazarın tüm yazılarını okumak için tıklayınız.

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

15 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Halim Kaya

22 Nis 2024

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 103,02 M - Bugn : 13815

ulkucudunya@ulkucudunya.com