« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

M. METİN KAPLAN

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

HARBİDEN

      Efendi BARUTCU

06 Ara

2019

HUKUKUN ÜSTÜĞÜNLÜĞÜ VE HUKUK DEVLETİ

06 Aralık 2019

Sancak Dostları Vakfı Divan Sohbetlerinin bu haftaki konusu Konumuz "HUKUKUN ÜSTÜĞÜNLÜĞÜ VE HUKUK DEVLETİ"idi.

Misafir konuşmacımız AHBV Hukuk Fak. Öğretim Elemanı Dr. Halim Alperen Çıtak Bey özetle söyledikleri aşağıdaki gibidir;

Anayasa’nın 2. maddesinde ifadesini bulan hukuk devleti ilkesi, modern milli devlet modelinin temelinde yer alır. Anglosakson ülkelerinde “hukukun üstünlüğü” adıyla bilinen hukuk devleti; özlü bir tanımla, kendi koyduğu kurala uyan, eylem ve işlemlerinin yargısal denetime tabi tutulmasından “gocunmayan” ve vatandaşlarına “insanca” yaşama imkânı sunan devlettir.

Hukuk devleti, yüzyıllar süren bir mücadelenin mahsulüdür. Feodal Avrupa’ya, “mülk devlet” anlayışı hakimdi. Serfler, derebeyinin mülkiyetindeki diğer mallardan farksızdı. Yeniçağ’da merkezi krallıkların doğuşu, “polis devlet” modelini ortaya çıkardı. XIV. Louis’nin “devlet benim” sözünde tecessüm eden bu düşünceye göre mutlak egemen olan kral, “kamu yararını sağlamak” ve “kamu düzenini korumak” amacıyla her türlü tedbiri, hiçbir sınır gözetmeksizin ittihaz etme imkanına sahipti. Nihayet, XVIII ve XIX. asırlarda, hukuku siyasi otoritenin üzerinde ve onu bağlayan bir “değer” olarak konumlandıran hukuk devleti fikrine ulaşıldı.

Hukuk devletinin maddi unsurları (yöneldiği hedefler); insan onuru, hürriyet, eşitlik ve adalet idealleridir. Herhangi bir devletin söz konusu idealleri benimsediğini iddia etmesi, onu kendiliğinden “hukuk devleti” kılmaz. Çünkü hukuk devleti ilkesinin hayata geçirilebilmesi için bazı şekli unsurlara / somut mekanizmalara ihtiyaç vardır.

Hukuk devletinin ilk gereği, temel hak ve hürriyetlerin teminat altına alınmasıdır. Devlet, anayasasında, evrensel kabul gören hak / hürriyet kategorilerine yer vermeli ve söz konusu hak / hürriyetlerin ihlali halinde başvurulacak hukuki çareleri göstermelidir.

İkinci gereklilik, kuvvetler ayrılığıdır. Yasama, yürütme ve yargı organları, birinin yekdiğerine tahakküm kurmasına imkân vermeyecek bir tarzda teşekkül etmelidir. Bilhassa yargı erkini temsil eden hâkim ve savcıların her türlü baskı ve müdahaleden korunması, kuvvetler ayrılığının en önemli tecellisidir.

Hukuk devletinin üçüncü unsuru, demokrasidir. Halkın, kendisini etkileyecek kamusal karar alma süreçlerine olabildiğince fazla katılması, devletin “insani” taleplere karşı daha duyarlı hale gelmesini temin eder.

Dördüncü gereklilik, bütün devlet tasarruflarının yargısal denetime açık olmasıdır. Böylece kamu kudretinin, anayasa ve kanunların çizdiği çerçeve içerisinde kalarak “dizginlenmesi” mümkün olur.

İdarenin sorumluluğu, hukuk devletinin beşinci unsurudur. Bu yolla kamu tüzel kişilerinin, eylem ve işlemleriyle üçüncü kişilere verdikleri zararların tazmin edilmesi sağlanır.

Hukuk devletinin en önemli fonksiyonu, siyasi iktidarı önceden belirlenmiş birtakım kural ve ilkelerden müteşekkil bir çerçeve içerisine sokarak, hayatı daha “öngörülebilir” kılmasıdır. Bu durum, ülkede huzur ve güven ortamı oluşturmanın yanında, ekonomik gelişmeyi de teşvik eder. Yarın başına beklenmedik bir şey gelmeyeceğinden emin olan, mahkemelerin adil ve tarafsız karar vereceğine inanan vatandaşlar, daha uzun vadeli ve daha verimli işler yapabilirler.

İrtibatsız yığınların, ortak değerler etrafında kenetlenerek bir “millet” haline gelmesi, ancak huzurlu, güvenli ve öngörülebilir bir iklimde mümkün olur. Şu halde hukuk devleti / hukukun üstünlüğü, milliyetçi düşüncenin asla ihmal etmemesi gereken prensipler arasındadır.

Yazarın tüm yazılarını okumak için tıklayınız.

Ziyaret -> Toplam : 147,95 M - Bugn : 332178

ulkucudunya@ulkucudunya.com