« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

M. Metin KAPLAN

04 Mar

2024

KAPİTALİZM - 3 - (8 Şubat 1977)

04 Mart 2024

M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.2.1977 – 15.2.1977 tarihleri arasında on gün süreyle yayınlanan, “Kapitalizm” başlıklı iktisadî araştırma – inceleme yazı dizisinin üçüncü bölümü.

– 3 -

Yahudiler de beynelmilel bir ekonomik güç teşkil etmektedirler. Kendilerine ağır cezalara ve hakaretlere mal olan dinleri tarafından birleştirilmiş bir halde her yere dağılmış bulunan Yahudiler, önemli ticarî ve malî muamelelere çok müsait şartlara sahiptirler.

Nihayet, ortaçağdan itibaren kilisede beynelmilel bir malî güç şeklinde ortaya çıkar. Piskoposlar, ruhanî meclisler, manastırlar, büyük gayrimenkullere sahiptirler; mahsullerinin ve yünlerinin satışlarıyla meşgul olmak zorundadırlar. İşte emtia ticareti, kilise güçlerini para ticaretine sürükler, manastırlar gerçek kredi müesseseleri haline gelir. Bunlar, bilhassa, kârlı change işlemleri için her türlü imkâna sahip olan ve memleketin hemen her yerinde komutanlıkları bulunan askerî tarikatlardır.

Daha önce tasvir edilen görünüş ortaçağda kapitalizmin ne kadar değişik kaynakları bulunduğunu göstermektedir. Bu bakımdan, kapitalizmin, senyörlerin gelirlerinden ve şehir mülkiyetinin genişlemesinden meydana geldiğini ileri sürmek, madalyonun sadece bir yüzünü görmektir. Zira, şüphesiz, bunlar kapitalizmin kaynaklarından birini teşkil etmekle beraber, bu beynelmilel emtia ticaretiyle bunun bir neticesi olan para ticaretine nazaran, daha verimsiz bir kaynaktır.

XVI. YÜZYILDA:

Kapitalist cemiyet, ancak sermaye birikimiyle yaratılabilirdi. Sorulması gereken husus, bu birikimin zamanların başlangıcındaki menşeidir.

Kapitalizmin kaynağı, şüphesiz büyük deniz keşifleri ve Hindistan’da parlak sömürge şirketlerinin kurulmasını takip eden Hint Okyanusu seferleridir; bilhassa Amerika’nın ele geçirilişidir.

Avrupalı milletler, pamuk, şeker, ipek, baharat gibi gündelik tüketim mallarıyla o zamana kadar bilinmeyen mahsulleri olan boya nebatatı, tütün, kahve vs. yi doğrudan doğruya üretici ülkelerden temin etmeye başladılar.

Diğer bir husus, Avrupalıların, sömürgelerinde yerlileri zorla, karın tokluğuna çalıştırmalarıdır. Bu konuda bütün Avrupalılar aynı derecede merhametsizdirler.

Böylece, Avrupalı tüccarlar bilhassa gerçek korsanlık hareketleri sayesinde, bazen yüzde 200-300’ü geçen muazzam kârlar elde etmişlerdir.

Buna rağmen, kapitalizmin yayılmasına tesir eden husus, yalnızca ticarî muamelelerin terakkisi değildir. XVI. yüzyılın ikinci yarısında diğer bir vakıa, birinci derecede rollerden birini oynar; bu, Avrupa’da son derece azalan kıymetli madenlerin, sömürge ülkelerince paranın ticarî kıymeti düşer. Bundan da maliyecileri, bankerleri zengin eden zaptedilmez bir change spekülasyonu doğar ve bir çok tüccar, para ticaretiyle meşgul olmak üzere ticarî muameleleri terk ederler.

Gerçekten, XVI. yüzyıldan itibaren, kıymetli madenler Avrupa’yı o derece istila eder ki, Avrupa son derece ciddi neticeler doğuran bir para krizi geçirir. On- […] hazinelerinin yağmalanması ve yeni madenlerin çıkartılmasıyla, Avrupa’da muazzam bir şekilde toplanmasıdır.

Kıymetli madenlerin toplanması ve change işlemleri üzerine spekülasyonlar, XVI. yüzyıl ve bilhassa ikinci yarısında vukubulan fiyat yükselmelerinin sebebi olur. Kıymetli madenlerin toplanmasının bir diğer neticesi; menkul sermayenin birikmesidir. Bundan ticaretin terakkisi ve sonradan yeni sanayiilerin yaratılması şeklinde tecelli eden büyük bir faaliyet doğar.

Menkul servetin artışı, yeni ekonomik mefhumların merkantil ve koruyucu sistemin doğmasına sebep olmuştur. Bu politika bilhassa XVI. yüzyıla tamamen hakimdir. Meselâ Fransa nazırı Colbert, Krallık için mümkün olduğu kadar para toplamak ve sikkelerin dışarıya çıkmasına engel olmak gayesiyle şiddetle müdafaa ettiği. Himayecilik sistemini kurmuş ve imalâthaneler tesisine gayret etmiştir.

Eshamlı şirketler gibi yeni ekonomik teşekküllerin meydana gelişi de XVI. yüzyılın ikinci yarısı ile XVII. yüzyılın başlarına rastlar.

Nihayet bu yüzyılda, XV. yüzyılda görülen gezici tüccarlar için mesele, artık ferdî ticaret olmaktan çıkmıştı. Zira bunlar zahmetli ve pahalı seferlerdi. Bu sebeple, her biri belli hisselerden meydana gelen, gerçek birer eshamlı şirket kurdular. Fakat, şimdilik bu şirketlerin faaliyetleri tek bir seferle tahditliydi ve her seferin sonunda kâr, ortakların sermaye hisseleri oranında paylaşılıyordu.

Yazarın tüm yazılarını okumak için tıklayınız.

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

15 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Halim Kaya

22 Nis 2024

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 103,13 M - Bugn : 18182

ulkucudunya@ulkucudunya.com