« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

M. Metin KAPLAN

11 Oca

2021

“MAHPES’TEN MEKTUPLAR”

11 Ocak 2021

“MAHPES’TEN MEKTUPLAR” bildiğiniz gibi Bursa Ülkü Ocakları’nın efsâne başkanı Efendi BARUTÇU’nun yeni yayınlanan kitabının adıdır.

Efendi BARUTÇU’yu ülkücü olan herkes tanır: Bâzıları Afşin’den, bâzıları Maraş Lisesi’nden, bâzıları İstanbul Edirnekapı Öğrenci Yurdu’ndan, bâzıları Bursa Eğitim Enstitüsü’nden, bâzıları Bursa Ülkü Ocakları Başkanlığından, bâzıları Bursa, Üsküdar Paşakapısı, Eskişehir, Afyon veya Bartın Özel Tip Cezaevi’nden, bâzıları bu cezaevlerinin ziyâret yerlerinden, bâzıları MHP Bursa Milletvekilliği aday adaylığından, bâzıları Türk Ocakları Genel Merkezi Yönetim Kurulu Üyeliğinden, bâzıları Türk Ocakları Genel Başkanlığı adaylığından, bâzıları da çeşitli gazete ve dergilerdeki yazılarından tanır.

Efendi BARUTÇU’yu Ülkücü Hareket’in Kurucu Lideri Alparslan TÜRKEŞ de tanırdı, öyle iyi tanırdı ki 12 Eylül sonrasında Ülkü Ocaklarına Genel Başkan olmasını teklif etmişti… Efendi BARUTÇU’yu Ülkücü Hareket’in en mühim mütefekkir ve ideoloğu S. Ahmed ARVASÎ de tanırdı, çünkü BEE’de öğretmeniydi… Efendi BARUTÇU’yu şehit Gün SAZAK da tanırdı, hatta Eskişehir Cezaevi’nde birkaç kez ziyâret de etmiş idi… Elhâsıl Efendi BARUTÇU’yu ülkücü olan herkes tanır… Unutmuşum, -kendisi Ülkücü olmasa da- MHP Genel Başkanı Devlet BAHÇELİ de tanır, Efendi BARUTÇU’yu hem de o kadar iyi tanır ki nikâh şâhitliğini yapmıştır...

Efendi BARUTÇU’yu hasbelkader ben de iyi tanır ve bilirim… Ülküdaşlarımız, Efendi BARUTÇU’yu Bursa Ülkü Ocakları’na Başkan seçtiklerinde beni de –hasbelkader- II. Başkan seçmişlerdi… 3-4 ay emri altında birlikte faâliyet yürüttük… (Bir gün Bursa’nın komünistleri toplanıp, 150-200 kişilik bir grup olarak Bursa İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi’ne demirler ve taşlarla saldırdılar. Bizi -9-10 Ülkücüyü- kantinde ablukaya aldılar… Cahit Yazıcı ve ben yaralandık… O vakit silâhımı çektim, ama ateş etmedim. Bu, canımızı kurtarmaya yetmişti, zirâ... Ancak bu, II. Başkanlıktan istifa etmeme sebep oldu.)

Efendi BARUTÇU başkan seçilir seçilmez hemen Bursa’da teşkilâtlanma ve eğitim faaliyetlerine başladı: Önce, Ülkü Ocakları’nı tek odalı ve bir masa birkaç sandalyeli bir yerden kurtarıp, dayalı döşeli 2 oda, bir salon ve mutfağı bulunan bir dâreye taşıdı… Sonra bizzat giderek, Bursa’nın bütün ilçelerinde Ülkü Ocaklarının kurulmasına öncülük etti… Sonra Necmettin HACIEMİNOĞLU, Mustafa KAFALI ve İbrahim KAFESOĞLU gibi Hocaları konferans vermek üzere Bursa’ya dâvet etti. O arada seçilmiş bir grup Ülkücüyü eğitsin diye S. Ahmed ARVASÎ’ye emânet etti. Arvasî Hoca bu Ülkücülere bir dizi seminer verdi… Sonra Tıp Fakültesi ve Sosyal Bilimler Fakültesi’nde Öğrenci Dernekleri’nin kurulmalarını sağladı… Nihâyet 18 Mart 1975 günü Çanakkale’de ve yine 29 Mayıs’ta Uluabat’ta, Bursa Ülkü Ocakları’nın yürüyüşlerini organize etti.

‘DÜŞMAN’, Ülkücü Hareket’in Bursa’da böylesine hızlı teşkilâtlanmasına ve büyümesine müsâade edemezdi! Nitekim etmedi; 9 Temmuz 1975 günü “bir kişinin öldürülmesi ve bir kişinin yaralanması”nı bahâne ederek, 21 Temmuz günü Efendi BARUTÇU ve benim tutuklanmamızı sağladı… Netice olarak Efendi BARUTÇU’ya 16 yıl 8 ay ağır hapis, bana da 16 yıl 8 ay ağır hapis ve 2 yıl hapis cezası verdirdi.

Efendi BARUTÇU ile ‘kader’ ve “suç değil”, ama “cezâ ortaklığımız” böylece başlamış oldu… Bursa, İstanbul/Üsküdar Paşakapısı, Eskişehir, Afyon Kapalı Cezaevlerinde hep aynı koğuşlarda kaldık. (Bartın’da aynı koğuşta değildik). Bursa Cezaevi tecrit koğuşunda da birlikte yattık… Bilenler vardır, Cezaevleri öyle yerlerdir ki birlikte kaldığınız kişilerin “ruhlarını dahi çırılçıplak” görürsünüz… Hiçbir şey gözünüzden kaçmaz. İyi kötü, güzel çirkin, doğru yanlış, helâl haram, fazîlet rezîlet, zâfiyet meziyet her bir vasfını apaçık görürsünüz, duyarsınız, olmazsa hissedersiniz. Seneler ve seneler boyunca her gün ve her gün 24 saat birliktesinizdir, çünkü. Ki biz, Efendi BARUTÇU ile 8 sene aynı koğuşta yaşadık… Uzun lâfın kısası, şâhitliğimin eğer bir önemi varsa; Efendi BARUTÇU benim tanıdığım en mükemmel Ülkücüdür!

Ülkü, Ülkücü Hareket’in bütün değerlerini kapsayan ve bir mânâda Ülkücü Hareket’in amaçlarını gerçekleştirmeye yönelik gösterilen gayretlerin toplamıdır. Ülkü, insanın ya milleti ya ümmeti ya insanlık veya hepsi için ulaşılmasını şiddetle arzu ettiği son hedeftir. İşte arzu ve hayal edilen bu son hedefe varmak gâyesiyle, yorulup yılmadan, bıkıp usanmadan fazîlet ve cesâretle ve de fedâkârca çalışanlara da Ülkücü denir.

Ancak Ülkücülerin sayısı –maalesef- pek fazla değildir, çünkü Ülkücülük çok çetin bir yoldur. O yola herkes dayanamaz. Büyük bir hevesle başlasa da herkes bu meşakatli yolda sonuna kadar gidemez… Her insanın sanatkâr veya kahraman olması nasıl mümkün değilse, Ülkücü olması da onun gibi âdeta imkânsızdır… Hatta Ülkücülük sanatkârlıktan da kahramanlıktan da zor ve daha fazla bir şeydir. Sanatkâr, yaradılışının icabına uygun olarak istemese bile eser vermeğe mecburdur. Kahraman ise belki bir ömür boyu bekledikten sonra gerektiğinde kendini fedâ edecektir. Ancak Ülkücü onlar gibi değildir. Ülkücünün vazifesi ve hizmeti belirli bir an için değildir… Ülkücü, şahsiyetini azîm, irâde ve sabırla Ülkücülüğün icabına göre terbiye eder ve hazırlar. Ve de hayatının her anını, yalnız ülküsü uğruna harcar. Ülkücü olmanın en zor tarafı da budur.

Ülkücünün bir insan olarak, hem eksiksiz ve kusursuz, hem de birçok üstün meziyetlerle muttasıf olması lâzımdır. Bu derece mükemmel bir insan pek az bulunacağına göre, kusurlarını düzeltip, eksiklerini tamamlayarak mükemmel bir insan seviyesine yükselmek Ülkücüye düşen ilk vazifedir… Ülkücü, âdeta kendini yeniden inşâ edecektir. Yetiştiği çevreden ve gördüğü eğitimden edindiği kötü alışkanlıkları bırakmak, yanlış bilgi ve inançları değiştirmek suretiyle kendini yeniden terbiye etmek de gene Ülkücüden beklenen hayli güç bir vazifedir. Elhâsıl Ülkücü olmak meşakkatli bir iştir!

Sözün kısası makbuldür: Kendisini yakından tanıyan ve de Ülkücülüğü biraz olsun bilen bir Ülkücü olarak bütün samimiyetimle tekraren söylüyorum; Efendi BARUTÇU benim tanıdığım en mükemmel Ülkücüdür! Böyle mükemmel bir Ülkücünün, ilk kitabını yayınlamasından ve bu suretle âmiyâne tâbirle “makale yazarlığından” “kitap sâhibi yazar” sınıfına terfî etmesinden dolayı kendisini can ü gönülden tebrik ediyorum. Allah daha nice kitaplar yazıp, yayınlamasını nasip ve kısmet etsin. Amin!

“MAHPES’TEN MEKTUPLAR” yayınladığı için hakîkaten çok sevinçli ve de gururluyum… Çünkü Efendi BARUTÇU’nun “yazı yazmaya başlamasında” ufacık, küçücük ve minicik de olsa bir payımın olduğunu sanıyorum… Seneler boyunca üstelik biraz haddi de aşarak “Bütün bu bilgi birikimi ve tecrübe boşa gitmemeli yazmalısın, yaz” diye ısrar ederek, âdeta “Başının etini yedim” ve yazı yazmasına bir nebze de olsa vesile oldum… Nihâyet yazmaya başladı, birçok makalesi ile “MAHPES’TEN MEKTUPLAR” kitabı böylece ortaya çıktı.

Sayın Ülküdaşlarım; “Allah nasip ve kısmet etti” bugüne kadar 8 kitabım yayınlandı. Ancak bilirsiniz hiçbiri için hiçbir Ülküdaşıma kitabımı alın ve okuyun demedim. Ben sâdece sıradan bir Ülkücü ve yazar olduğum için demem de diyemem de… İlk defa sizden “MAHPES’TEN MEKTUPLAR”ı alıp okumanızı hassaten istirham ediyorum. Çünkü “Mârifet iltifata tâbidir, müşterisiz metâ zâyidir” denilmiştir. Ne güzel bir söz… Bir kitap da dünyanın en güzel san’at şâheseri de olsa, alınıp okunmayınca sanki zâyi’ olmuş gibidir. Kitap, alınıp okunmayınca yazarın şevki kırılır. Bir daha yazmaz, böyle böyle kâbiliyeti de körelir.

Üstelik Efendi BARUTÇU’nun “MAHPES’TEN MEKTUPLAR”ı alelâde bir kitap değildir. Her Ülkücünün mutlaka okuyup, üzerinde uzun uzun düşünmesi ve dersler çıkarması gereken bir eserdir… Ama ben “MAHPES’TEN MEKTUPLAR”ı size anlatamam ki okumanız lâzım.

Herkese ve bilhassa Ülküdaşlarıma iyi okumalar diliyorum.

Yazarın tüm yazılarını okumak için tıklayınız.

M. Metin KAPLAN

15 Nis 2024

14 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Halim Kaya

11 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 102,81 M - Bugn : 15275

ulkucudunya@ulkucudunya.com