« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

09 Mar

2015

Adam, kendisine çalışıyor

Mümtaz’er Türköne 01 Ocak 1970

Adam yerinde duramıyor, üstelik elini attığı her işi istediği gibi sonuçlandırıyor, yani başarıyor; ancak ne var ki sadece kendisine çalışıyor. Memleketin yüksek menfaatleri tek kişinin kaprislerine, hesaplarına ve en önemlisi çaresizliğine feda ediliyor.

Mehmet Baransu'nun tutuklanması, 17/25 Aralık savcıları ve hakimi için HSYK kararı ile kovuşturma açılması "millî orduya kumpas kuruldu" tezgâhının içi kurt dolu meyvelerinden sadece ikisi. Türkiye'de son bir buçuk yılda kimin nasıl değişip tanınmaz hale geldiğini anlamaya çalışanlar bu tezgahın faillerini, maksatlarını ve sonuçlarını sorgulamalı. En çok da bu ülkeye maliyetini... Yanlış hesap mutlaka geri dönecek, bu arada ne kadar gecikirse milletin ödediği bedel o kadar artacak.

Tek tek memleketin uğraştığı sorunlara ve kabaran faturaya bakın, sorumlusu sadece tek kişi.

"Ben diyorum ki faiz sebeptir, enflasyon da neticedir". Erdoğan'ın Başçı ve Babacan'a karşı ileri sürdüğü bu tez, sıradan bir tavuk-yumurta meselesi değil. Kimin doğru düşündüğünü döviz kuru bağıra bağıra söylüyor. Koskoca Cumhurbaşkanı'nın belli ki Merkez Bankası Başkanı'na ve Ekonomi Bakanı'na "uyarıyı yaptım, artık biraz kendilerine çekidüzen versinler" deme yetkisi var, ama bu yüksek ekonomi dehası dolara bir türlü söz geçiremiyor. Ülke ekonomisi sürekli kan kaybediyor.

Suudi Arabistan'a gidip Sisi'nin ayak izlerine basmanın Türkiye'de değil, sadece Erdoğan'da karşılığı var; çünkü mesele onun kişisel meselesi. Apar topar koalisyona katılıp Musul'a gitme kararı da, sadece ve sadece Erdoğan'ın uluslararası yalnızlıktan kurtulmak için bulduğu bir çözüm. Putin'in "Türk akımı" önerisi, gençlerin tabiriyle bir "keklenme" durumuydu. Arabistan, Erdoğan'a önüne bir alternatif koyarak sıkıştığı yerden kurtarmayı teklif ediyor. Dikkat edin bu politikaların hiçbiri devletin kurumlarında, kurullarında belirlenmiyor. Gazeteci tutuklayan, yargının bağımsızlığını ortadan kaldıran, muhalefeti susturan, gırtlağına kadar şaibelere gömülmüş, kişisel-keyfî bir yönetimde ısrar eden tek bir kişiye uluslararası alanda çıkar sağlamak ve meşruiyet kazandırmak için uygulanıyor. Devlet aklı ve milletin ezeli-ebedî bekası için değil, tek kişiyi yolsuzluk şaibeleri ile beli bükülmüş yönetimiyle birlikte ayakta tutmak için. Dikkat edin, Türkiye'nin koalisyona katılması, gazeteci tutuklamasını dengeleyecek.

Çözüm sürecinde gelinen son safha, hükümetin değil doğrudan Erdoğan'ın kişisel teşebbüslerinin eseri. Arınç'ın Dolmabahçe görüşmesine hükümet sözcüsü sıfatıyla yaptığı itirazlardan belli. Hakan Fidan'ın istifasıyla, Devlet'in inisiyatifi dağılmış durumda. "PKK silah bırakacak!" vaadi ile seçim kazanma hesabı, ancak tepede bütün gücü elinde tuttuğunu zanneden birinin görebileceği bir rüya.

Türkiye'nin üç temel sorun alanında her şeye müdahale eden ve attığı her adımda milletçe ödeyeceğimiz faturayı kabartan tek bir kişiden bahsediyoruz. Bölge politikası, ekonomi ve çözüm süreci tek bir kişinin artık sistematik hale gelen hataları ile giderek ağırlaşan sorun alanlarına dönüşüyor. Sorun çok büyük. Bu üç temel sorun alanının tamamında hükümetin kurumları ve mekanizmaları ile oluşturduğu farklı perspektifleri var. Devlet tek kişinin verdiği kararlarla yönetilmez. Bu yüzden bütün devlet cihazı elinin altında olan Başbakan'ın ağzından çıkan sözle, "yetkisiz ve sorumsuz" cumhurbaşkanının söyledikleri aynı terazide tartılmaz. Erdoğan devleti yönetmiyor, politikaları belirlemiyor; sadece yüksek perdeden pişmiş aşa soğuk su boca edip işleri karıştırıyor, yönetilmesini engelliyor.

Erdoğan'ın döviz kuruna sözü geçmiyor, uluslararası çevrelerde itibarı yok ve çözüm sürecine sadece iktidarda kalma hesapları ile yaklaşıyor. Ayakta tutmaya çalıştığı inşaat sektörü çökerse, Erdoğan ekonomisi çökmüş olacak. Çözüm süreci devletin ve -Kürt'üyle, Türk'üyle- milletin kaybettiği, PKK'nın sürekli mevzi kazandığı ve Erdoğan'ın seçim hedefine dayalı bir çıkar hesabına dönüştü. Bölgemizdeki inisiyatif kaybı, tek kişiye bağlı politikaların eseri ve o tek kişi çalışıyor, çok çaba harcıyor ama sadece kendisine çalışıyor. Memleket kaybediyor.

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

15 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Halim Kaya

22 Nis 2024

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 103,19 M - Bugn : 17925

ulkucudunya@ulkucudunya.com