« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

19 Oca

2015

‘Eski Türkiye’de böyle sorular sorul(a)mazdı

Adem Yavuz Arslan 01 Ocak 1970

Takip edenler biliyordur, ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Jen Psaki, günlük bilgilendirme toplantısında ‘Türkiye’nin teröre destek veren ülkeler listesine girme ihtimali’ üzerine bir soruya muhatap oldu.

İtidalli bir dil kullanan Washington, soruyu geçiştirdi.

Fakat gelin görün ki tüm havuzun gazete ve internet sitelerinde “Cemaat’in vatan haini muhabiri bu alçak soruyu sordu” diye haberler çıktı.

Haberde soruyu kimin sorduğu yoktu ama zaten amaç da ‘cemaat’ ve ‘vatan hainliği’ kavramlarını yan yana getirmek olduğu için çok da önemli değildi!

Öncelikle dünya havuzdan ibaret olsaydı AKP adına işler daha kolay olacaktı. Fakat gerçek dünya pek öyle değil.

Dünyanın başka yerlerinde özgür gazeteciler var ve hoşunuza gitmeyecek soruları pat diye soruyorlar.

Sormaya da devam edecekler.

Gelelim havuzun iddia ettiği olaya. Soru ABD’li bir gazeteciye ait.

O sorunun sembolik önemi ise daha büyük. Çünkü o kısa soru Türkiye’nin nereye doğru sürüklediğinin izlerini taşıyor.

ABD Dışişleri’nde sorulan soru tesadüfen gelmedi.

Eğer geriye doğru arşivlere bakarsanız ABD medyasında öznesi Türkiye, IŞİD ve El Kaide olan çok sayıda haberin çıktığını görürsünüz. İstihbarat raporları, tanık anlatımları vs.

Kongre’ye bilgilendirme

Öte yandan Türkiye’yi dinlediğini açıklamaktan çekinmeyen ABD istihbaratının yapıp ettiklerinizden haberdar olması kadar doğal bir şey de yok.

Üstelik o istihbarat servisi, Kongre üyelerine bilgilendirme de yaptı. Konuştuğum bazı isimler, anlatılanlardan fazlasıyla etkilenmiş gözüküyordu.

Yani ‘Türkiye’yi başta IŞİD olmak üzere sözde İslamcı örgütlerle irtibatlandıran soruların, haberlerin, demeçlerin arkası gelecek’ gözüküyor.

Üstelik bu algı sadece gazetecilerde değil.

Hele hele Paris’te yaşanan ve Fransa’nın 11 Eylül’ü olarak kabul edilen terör saldırılarından sonra ister tekil kişilerin ister devletlerin terör örgütleriyle ilişkileri daha çok mercek altına alınacak.
17 kişinin öldüğü saldırılar sonrası Müslümanlar’a yönelik küresel bir dalganın yükselmesisürpriz olmaz.

Paris saldırılarının siyasi boyutu üzerine daha uzun analizler yapılabilir ama güvenlik boyutu çok daha acil.

Çünkü ABD medyasındaki analizlere bakarsanız Fransa benzeri saldırılar yayılarakartabilir.

Çünkü IŞİD ve El Kaide’ye katılmış, silah kullanmayı bilen, öldürmeyi test etmiş yeni bir kuşak doğdu. Üstelik birçoğu iyi eğitimli, Batılı ülkelerin vatandaşı ve klasik ‘terörist tanımına’ uymuyor.

Yapılan tüm analizler de öne çıkan noktalardan birisi de Türkiye’nin maruz kalacağı tehdit.

Suriye’ye olan coğrafi yakınlık ve yakın zamana kadar Ankara’nın yaptığı bazı hatalar nedeniyleTürkiye hedef haline geldi.

Yakın tehdidin gözardı edilmemesi gereken boyutlarından birisi de şu: Türkiye’den hem IŞİD hem de Esed saflarına savaşmaya gitmiş hatırı sayılır bir genç nüfus oluştu.

Savaşçı Türkler tehlikesi

Özellikle Hatay, Mersin ve Adana hattından Esed saflarına katılmış çok sayıda Türk var.

Bu isimlerin bir kısmı döndü bir kısmı da daha sonra dönecek. Yani Türkiye sadece dışarıdan gelecek tehdide değil, iç tehditlere de açık.

İşin kötü tarafı şu; bu gerçeği hükümet ve havuz dışında herkes gördü.

Ben bu köşede bir yıl önce daha polis tasfiyeleri başlamadan önce savaşçı Türkler tehlikesine dikkat çekip istihbaratın güçlendirilmesi gerektiğini yazmıştım.

Fakat yolsuzlukları unutturmak isteyen hükümet, bırakın istihbaratı güçlendirmeyi baştaistihbarat ve terör daireleri olmak üzere Türk emniyetinin beynini çökertti.

AKP zaten PKK ile mücadeleyi bırakmıştı, artık diğerleri de serbest hareket edebiliyor.

Yani neresinden bakarsanız bakın çok zor günler bizi bekliyor.

Galiba dünya gerçeklerinden bu kadar uzak kalabilmek ancak havuzda yaşamakla açıklanabilir.

Eskiden kimse Türkiye’yi teröre destek vermekle itham edemezdi. Yeni Türkiye’de bu da oldu.

Eserinizle gurur duyabilirsiniz.

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

15 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Halim Kaya

22 Nis 2024

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 103,03 M - Bugn : 23897

ulkucudunya@ulkucudunya.com