« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

08 Ara

2014

Berenger mi gergedan mı?

Gültekin Avcı 01 Ocak 1970

Olaylar bir taşra kasabası meydanından bir gergedanın hızla geçmesiyle başlar.
Bir gergedan görür Berenger ve arkadaşı.

İnanamazlar ama ezilme tehlikesi geçirince tereddütleri kalmaz.

Kahvehane sakinleri hararetle gergedanın tek boynuzlu mu çift boynuzlu mu olduğunu tartışmaya koyulur.

Önlem almayı hiç düşünmezler.

Her geçen gün ortada dolaşan gergedanların sayısı artmaktadır.

Sonunda anlaşılır ki kasaba sakinleri önce usul usul, sonra giderek artan bir hızla gergedana dönüşmeye başlamaktadır.

Bu dönüşümü dehşetle izleyenler olduğu gibi, değişime ayak uydurup gergedanların erdemlerinden söz etmeye başlayanlar da ortaya çıkar.

Bir gün gergedanın biri, hukuk kitapları basan büyük bir yayınevine daldı, içeridekiler canlarını zor kurtardı.

Orada bulunan Madam Boeuf, yayınevini basan gergedanı tanıdı.

Ona sevgi ile böğüren gergedanın Madam Boeuf'un kayıp kocası olduğu anlaşıldı.
Kasabanın bütün kurumları gergedanlaşmaktan paylarını alır.

Düzenli öbekler halinde gergedanlar, sokak ve caddelerde o garip homurtularıyla inleme ve öfkeyi andıran marşlar söyleyerek dolaşmaktadır.

Üstelik önlerine çıkan her şeyi ezerek ve yok ederek.

Kasabanın en muhalif ve kimseye güvenmeyen isimlerinden Botard da gergedan olmuştur.

Vicdanla değil menfaatle konuşanlar

İnsanken söylediği son söz şu:

“Zamana uymak gerek.”

Geride insan olarak düzene zaten karşı olan Berenger ve biricik aşkı nişanlısı Daisy kalmıştır.

Lakin o da Berenger’nin insanlık karşısında gergedanları kötülemesine karşı çıkar ve “böyle konuşma onlar tanrısal varlıklar” der.

Ve insanları gergedanlardan üstün tuttuğu için Berenger’ye “artık birlikte yaşamalarının mümkün olmadığını” söyler.

Yazık ki sonunda Daisy de kötü kokulu ve iğrenç böğürtülü bir gergedan olur.

Artık gergedanların değerleri hâkimdir kasabada.

Gergedanlık kasabada öyle yüceltilmiş, öyle kutsanmıştır ki, zavallı Berenger aynanın karşısına geçip suretine bakar.

Usulca her ne kadar insan olsa da o kadar çirkin olmadığını mırıldanır.

Öyle ki, Berenger'nin "gergedanlaşmaması", adeta ona acı verir.

Kasabada insan olarak yapayalnız kalan Berenger haykırır:

— Son insanım ben! Sonuna kadar da insan kalacağım. Teslim olmuyorum!”

‘Gergedan’ın yazarı “ideolojinin dili olan Brecht’ten hiç hazzetmem” diyen Eugene Ionesco.

Absürt tiyatronun mühim isimlerinden.

Oyun, Peyami’nin tabiriyle “sürü insanı”nın öyküsüdür.

Akılla değil sloganla, bilgiyle değil ihtiras ve tutkuyla, vicdanla değil menfaatle konuşan insanların hikâyesi…

Ionesco esrar perdesini şu sözlerle aralar:

“İnsanlar sizin düşüncelerinizi artık paylaşmıyorsa, sanki canavarlarla karşı karşıyaymışsınız duygusu uyanıyor insanda. Gergedanların saflığı, aynı zamanda acımasızlığı var onlarda. Onlar gibi düşünmüyorsanız göz kırpmadan öldürebilirler sizleri.”

İlerlediğini sanarak gerileyenler

Budur oyunun esrarı.

Bu ülkenin sorunu siyaseti aştı artık insanlık sorunu.

Birey, kitlenin nobran dalgalarında yitirdi kimliğini, değerlerini ve değersizliklerini.

Şahsiyetini kaptırdığı kitlesel anaforda asla kendisi olamıyorlar.

Şuursuz kalabalıklar, şahsiyeti değirmen gibi çarklarında öğütür.

Ne Helena’ya güzel diyebilirler ne Gorgonlar’a çirkin.

Nemesis’in hışmından kaçtıklarını sanarak Hydra’nın kucağında huzur ararlar.

Her sözleri, her halleri mensup olduğu sosyeteyi, ırkı, çevreyi ve yüklendikleri telkinleri heceler.

Sahiplerinden daha softa, daha radikal savunmalar ve nutuklar düzerler.

İşte o meşhur Peyami Safa, “sürü insanı” der bu silüetlere.

“Yüz bin tanesi bir tek adam etmez” der.

Ve “nüfusunuzu artırmak için bunların sayısını azaltmakla işe başlayın, sayılardan değil bireylerden müteşekkil bir sosyete kurun” diye ilave eder.

Hiçbir realitenin mili, menfaat ve telkinle perdeli gözlerini açamaz bunların.

İlerlediğini sanarak gerileyenlerin dramı gerçekten hazin.

Soru şu:

Berenger mi olacağız gergedan mı?

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

15 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Halim Kaya

22 Nis 2024

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 103,39 M - Bugn : 400

ulkucudunya@ulkucudunya.com