« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

08 Ara

2014

Yayın yasağı

Gültekin Avcı 01 Ocak 1970

Ankara 7. Sulh Ceza Mahkemesi 17 Aralık Meclis Komisyonu faaliyeti için yayın yasağı getirdi.

Yayın yasağının gerekçesi şu: “Eski bakanlar Mehmet Zafer Çağlayan, Muammer Güler, Egemen Bağış ve Erdoğan Bayraktar’ın kişilik haklarının zedelenmesinin önlenmesi, şöhret ve diğer haklarının korunması…”

Ve Basın Kanunu’nun basın özgürlüğünün esasını ve özünü düzenleyen 3. maddesine göre veriliyor bu yasaklama kararı.

Yani mahkemenin yasaklama kararına asla gerekçe yapamayacağı bir maddeden.
Oysa “başkalarının şöhret ve haklarının korunması” tüm kamuoyunu doğrudan ilgilendiren bir devlet içi yolsuzlukta söz konusu olamaz.

Çünkü her yolsuzluğun kaçınılmaz mağduru devlettir ve halktır.

Hele söz konusu olan bakan seviyesindeki kişilerin yolsuzluğu ise, mağduriyet tüm halka yayıldığı için yolsuzluk hakkında basının bilgilendirme ve aydınlatma özgürlüğü alabildiğine genişler.

Basın, bir bakan aleyhindeki iddiaların yayınlanmasında, normal bir vatandaş aleyhindeki yolsuzluk iddialarının yayınlanmasına nazaran daha da özgürdür ve etkindir.

Bir bakanın suçları, kusurları ve yolsuzlukları, kamuoyunu sıradan bir vatandaşın suç ve yolsuzluklarından daha fazla ilgilendirir ve etkiler.

Dolandırılmış ve mağdur edilmiş bir kamuoyu ve halk karşısında, bir bakanın şöhret ve itibarı ikinci derecede önem arz eder.

Önce halkın hakkı ve yararı gelir.

Tüm kamuoyunun hak ve yararı, bakanların şöhret ve itibarlarına feda edilemez.
Halkın hak ve yararının oluşabilmesi ise, basının üst seviye kamu görevlilerinin yolsuzluklarında özgür bir şekilde kamuoyunu aydınlatmasıyla mümkündür.
Kaldı ki TBMM soruşturması bir TBMM faaliyetidir.

TBMM faaliyetine mahkemenin yayın yasağı koyması Anayasa ve Meclis İçtüzüğü’ne tamamen aykırı.

Meclis soruşturma komisyonlarının Anayasa m. 100 çerçevesinde yürüttüğü faaliyet CMK manasında tam bir adli süreç ve yargısal faaliyet değildir.

TBMM soruşturma komisyonları, savcı gibi doğrudan savcılık yetkilerini kullanamaz.

Gözaltı yapamaz, arama yapamaz, el koyma yapamaz.

Bu tür işlemlere ihtiyaç duyduğunda yine savcılık ve mahkemelere konuyu intikal ettirmek durumundadır.

O halde Meclis Soruşturma Komisyonu’nun yürüttüğü faaliyet en fazla yarı adli bir faaliyettir.

Davutoğlu’nun “Yargı süreci var” ifadesi doğru değildir.

Diğer yandan bakanların korunabilmesi muhtemel şöhret ve itibarından bahsetmek hukuken mümkün değil.

Hukuki menfaatleri bulunmuyor

Çünkü bu zamana kadar 17 ve 25 Aralık’la ilgili fezlekeler, ifadeler, bilgi ve belgelerin büyük bir bölümü zaten internet ve sosyal medya ortamlarında yer almış ve kamuoyuna intikal etmiş durumda.

Yani bakanlar hakkındaki rüşvet ve yolsuzlukla ilgili iddia ve teknik ve fiziki takiplerin büyük bir bölümünden kamuoyu zaten haberdardır.

Reza Zarrab’la ilişkileri ve en vahim rüşvet iddiaları tapeleriyle birlikte zaten basına intikal etmişti.

O halde kamuoyu menfaatleri karşısında rüşvete adı karışan bakanların Meclis soruşturmasında korunabilecek bir hukuki menfaatleri de bulunmuyor.

17 Aralık’tan 8 ay önce MİT’in adı geçen bakanların Reza Zarrab’la olan uygunsuz ilişkileri rapor etmesi hususu da basında yer aldı hatta dönemin başbakanı Erdoğan’a da gazeteciler tarafından soru olarak yöneltildi.

Bir kez deşifre olan ilişki, bilgi ve belgelerin Meclisçe soruşturulması faaliyetinin gizlenmesinde hukuki bir yarar yoktur.

O halde Meclis komisyonunu faaliyetine yayın yasağı getiren mahkeme kimin yararını korumaktadır?

Yayın yasağı kararı, tek bir şeyi koruyor daha doğrusu koruduğunu sanıyor:
O da bakanların değil ama Erdoğan ve AKP’nin kamuoyu karşısındaki konum ve itibarı.

Oysa hukuka kökten aykırı bu yayın yasağı, Erdoğan Bayraktar’ın da ifade ettiği gibi bakanları da aşan ağır sorumluluk ve şaibeler olduğunu daha da güçlendirdi.

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

15 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Halim Kaya

22 Nis 2024

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 103,39 M - Bugn : 8467

ulkucudunya@ulkucudunya.com