« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

01 Eyl

2014

Yogi suretindeki komiser

Gültekin Avcı 01 Ocak 1970

AKP’nin toplumu marjinal seviyede polarize etmesiyle ortaya yeni bir ırk çıktı.

Partizanlık kelimesi kâfi değil.

Kendinden başkalarıyla iletişim kurmayan buna lüzum da duymayan içe kapalı bir ırk şuuru görüyorum.

İletişime lüzum görmüyorlar çünkü güç onlarda.

AKP bu ülkede başka bir devlet ve ayrı bir toplum haline geldi.

Lideri “halk/milli irade” derken AKP’lileri, “devlet” derken hukuki sınırları olmayan bir AKP hükümetini işaret ediyor.

Oysa İslam tüm ırkları tek kalp haline getirmişti.Moral bir bütünleşmeydi bu.

AKP İslamcılığında ise toplum birbirine kin ve husumet besleyen kamplara ayrıldı.

Bin bir entrika ve anarşiyle manayı maddeye kurban ettiler.

Koestler zaviyesiyle yogi görünümlü komiser oldular.

Mussolini’nin faşizmi devleti göklere çıkarmıştı, Hitler Alman ırkını, bunlar da partiyi.

Batı’da faşizm yeniden dirilir mi sorusuna “mümkündür” diyor Duverger.

Batı için “mümkün olan”, Türkiye için “muteber” bir kimliğe büründü bile.

Hatırlayın Parti diktatoryası İttihatçılar’la girmiştir bu memlekete.

Yazarlar kalemlerini teslim ediyor

İttihatçılar’ın bu tenkil edici (örnek olacak şekilde cezalandırıcı) “merkez-i umumi” anlayışı, yıllar sonra İslamcı bir kisveyle dolaşıyor aramızda.

“Soru soran gazeteci evine sağ salim gidebiliyorsa basın özgürlüğü vardır” diyen bir yeni Başbakan.

Ve mahkeme kararlarına direnen, “kuvvetler ayrılığı engel” diyen, MİT Kanunu, İnternet Kanunu ve HSYK Kanunu gibi düzenlemelerle Anayasa’yı aşıp toplumu kuşatan bir yeni Cumhurbaşkanı.

“İkinci bir Şeflik Dönemi”nin portresidir bu.

İktidar ve güç şehvetini kendi taraftarlarına da olabildiğince tattıran AKP, kendi inşa ettiği immoral bir hukuk ve değerler sistemine taraftarlarıyla birlikte kapandı.

Toplum sözleşmesi ise dışarıdan seyrediyor normlar anarşisini.

Hayat gibi bir gün gücün de kaybolacağını kendileri de unuttu, AKP’ye perestiş edenler de.

Öyle ki inanç akidelerinin yasaklayıcı bentleri, parti ve lider sevdasıyla çoktan yıkıldı.

Düşünüyorum da…

Belki hayata veda ederken son sözleri “paralel” olacak.

Belki Münker ve Nekir’in sorularına bile “paralel” diye cevap verecekler meçhul.

Kara kâbuslardır bunlar hayal değil.

“Nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz, nasıl ölürseniz öyle dirilirsiniz” diyor ya Peygamber.

Bu ülkede insanlar iktidardan nemalanma uğruna hürriyetlerini feda ediyorlar.

Otorite ve özgürlük dengesini bırakıp salt otoriteyi tercih ediyorlar.

Yazarlar iradelerini ve kalemlerini teslim ediyorlar.

Freud’un isyankâr şakirdi Jung “maşeri bir cinnet” diyor buna.

Kitleler esaretinden bile habersiz.

Nasıl “Mein Kampf”ın nas’ları Alman halkının fiili anayasası olduysa, AKP’nin “indî değer(sizlik)leri” de AKP toplumunun anayasası oldu.

Cemaat ve tarikat şuur ve tutkusunun çok ötesinde marazi bir meftunluk bu.

Faşizmde de böyle oldu

İktidarın ürettiği değerler anarşisi topluma da dalga dalga yayıldı.

“Sosyal öğrenme” tezinin öncülerinden Prof. Albert Bandura’nın “Bobo doll deneyi” geliyor aklıma.

Deney, şiddetin insanın sadece doğasında olan bir formdan değil; gözlem, taklit ve benzer dış faktörlerden de oluşabileceğini göstermişti.

Kıyasen denebilir ki; yolsuzluklar, hırsızlıklar ve istikrar arz eden hukuksuzluk ve kanunsuzluklar da yığınlar tarafından kanıksanıp kabul ediliyor.

Maşeri vicdan körelip zümre perspektifi hâkimiyet kazanıyor.

Öyle ki artık kitleler suçlara ve ahlaksızlıklara “kabul edilebilir” nazarıyla yaklaşıyor.

Zira artık “muteber hukuk ve ahlak” değişmiştir.

Kitlelerin seçmekten de öte hürriyetlerini teslim ettiği liderin/şefin değer yargılarıdır önemli olan.

Şef ile yığın arasındaki emsalsiz bağ böyle teşekkül eder.

Şefin muhatap kitlesi, halk değil iktidar devşirdiği yandaş kitledir.

Nasyonal sosyalizm ve faşizmde de böyle oldu.

Bizde de böyle oluyor.

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

15 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Halim Kaya

22 Nis 2024

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 103,22 M - Bugn : 7651

ulkucudunya@ulkucudunya.com