« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

07 Ağu

2007

Hiroşima ve Nagazaki haberlerine sansür

01 Ocak 1970

1945 yılının 8 Ağustos günü ABD'nin Japonya'nın Hiroşima'ya atılan atom bombası insanlık tarihinde bir anda en çok insanın hayatını kaybettiği olay olarak tarihe geçti. Ancak Venezüellalı bir gazetecinin yaptığı bir araştırmaya göre bu dünyanın en büyük felaketi son 60 yılda medyada Japonya ve ABD'nin uyguladığı sansür nedeniyle bir türlü kendine yeterince yer bulamadı.

Gazeteci Silvia Gonzales 'Hiroşima - Hiçbir Zaman Olmayan Haber' adlı kitabında Washington ve Tokyo'nun uyguladığı sansür nedeniyle Hiroşima felaketinin hiçbir zaman medyada yeteri kadar yer bulamadığını ifade etti. Gonzales her iki ülkenin de Hiroşima ve Nagazaki bombardımanları konusunda medya üzerinde uyguladığı baskı ve sansürün bugün de devam ettiğini söyledi.

6 Ağustos günü sabah saat 08:12'de ABD ordusuna bağlı Enola Gay adlı uçak 'Little Boy - Ufaklık' kodlu bir atom bombasını Hiroşima'nın üzerine bıraktı. Daha etkili olması için yerden 300 metre yüksekte patlatılan ve etkisi 12 bin ton dinatime eşit olan bomba ilk anda 80 bin insanın ölümüne neden oldu. Birkaç hafta içerisinde 60 bin kişi daha bombalamanın etkileri sonucunda hayatını kaybetti. Yıllar sonra yaşanan ölümlerle birlikte bombalamanın bilançosu 230 bini aşkın olarak gerçekleşti.

3 gün sonra ise ABD Nagazaki'ye 'Fat Man - Şişko Adam' kodlu bir atom bombasını attı. Burada da 80 bin kişi hayatını kaybetti ve Japonya kayıtsız şartsız olarak ABD'ye teslim oldu.

7 Ağustos 1945 tarihli Japon gazetelerinde Hiroşima olayları sadece birkaç paragraflık haberlerle kendine yer buldu. Patlamaların ardından Japonya ordusu bombanın bir atom bombası olduğu konusunda bilgi sahibi olmasına rağmen 'yeni bir tür bomba' ile Hiroşima'ya saldırıldığını duyurdu ve basna atom bombası terimini kullanmayı yasakladı. ABD medyasında ise genişçe yer buldu ancak verilen haberler dönemin Washington idaresinin verdiği kısıtlı bilgilerle derlenmiş haberlerden ibaretti.

ABD atom bombası geliştirme sürecinde de basına ciddi sınırlamalar getirmişti. Manhattan Projesi olarak adlandırılan deney ve araştırma döneminde ABD idaresinin resmi Sansür Bürosu tüm haber editörlerile gönderdiği bir talimatta atom bombası ile ilgili tüm haberlerin yayınlanmasını yasaklamıştı. Ancak 6 Ağustos'ta bombanın atılmasının ardından basına uygulanan bu yasak Japonya'nın teslim olmasını sağlayacak atmosferi yaratmak için kaldırıldı.

Japonya'nın 15 Ağustos'ta teslim olmasının ardından ülkede basın ABD'nin komutası altındaki idarenin yoğun baskıları ile karşı karşıya kaldı. 1946'da 6 bin çalışanı bulunan Japonya Sansür Komitesi ülkedeki tüm mektup yazışmaları, telefon konuşmaları ve telgraf gönderimlerini mercek altına aldı. Bu süreçte Hiroşima ve Nagazaki'ye atılan bombaların sonradan ortaya çıkan etkilerinin araştırılması da yasaklanmıştı.

Gazeteci Gonzales kitabında yayınladığı bir araştırmada 400 kadar gazeteciye 20'inci yüzyılın en büyük haber olayını sordu. Gazetecilerin yüzde 78'i Hiroşima ve Nagazaki'nin bombalanmasını en büyük haber olayı olarak belirled. Ancak Hiroşima haberleri her dönemde çeşitli baskı ve sınırlamalar nedeniyle medyada kendine yer bulamadı. Uzun yıllar sonra yapılan kapsamlı araştırmalar ise 'yeni dertleri olan' dünyanın medyasının ilgisini tam olarak kendine çekmeyi başaramadı.

Bu konuda ABD ve Japonya idarelerinin uguladığı sansür başlıca etken oldu. Nagazaki'ye atılan bombadan bir ay sonra ABD askeri kılığında bölgeye gizlice girmeyi başaran gazeteci George Weller'ın çektiği fotoğraflar ve olayla ilgili haberleri aradan 60 yıl geçtikten sonra daha yayımlandı. Weller'ın haber ve fotoğraflarına ABD ordusu 60 yıl sansür koydu. ABD hükümetleri felaketin dehşetini 60 yıl dünya kamu oyundan saklamaya çalıştı.

Gonzales yaptığı açıklamada Hiroşima ve Nagazaki'yle ilgili halen ortaya çıkarılmayan çok sayıda gerçek olduğunu ve bunların araştırılması gerektiğini savunuyor. Ancak ünlü gazeteci ABD ve Japonya hükümetlerinin hala bu olayların araştırılması ile ilgili olarak uygulanan sansürün de devam ettiğini belirtiyor.

M. Metin KAPLAN

15 Nis 2024

14 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Halim Kaya

11 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 102,79 M - Bugn : 31030

ulkucudunya@ulkucudunya.com