« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

09 Haz

2014

‘Masada Başka, Mikrofonda Başka Konuşuyorlar’

Utku Çakırözer 01 Ocak 1970

Demirtaş’tan Hükümete

HDP ve BDP’li siyasetçilerin “Çözüm süreci yolunda gidiyor” şeklinde algılanan açıklamalarının ardından Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Selahattin Demirtaş ve Sırrı Süreyya Önder’e yönelik sert sözleri kafaları karıştırdı. ‘Çözüm yakın’ ve ‘İpler kopuyor’ ikilemi ile karşı karşıya olduğumuz şu günlerde, HDP’nin ilk turdaki cumhurbaşkanı adayları arasında adı geçen sürecin önemli aktörlerinden BDP EŞ Genel Başkanı Demirtaş ile görüştük.

Bu kinle Çankaya’ya çıkamaz
Demirtaş, Başbakan Erdoğan’ın kendisini de içeren son çıkışlarını şöyle değerlendiriyor:
“Başbakan’ın üslubu, sesinin tonu, mimikleri ve mesajlarının içeriği bir fecaat. Sanki yüz yıllık Kürt sorununu çözmek isteyen başbakan değil. Burnundan kıl aldırmayan, kibirli, üst perdeden konuşan biri var karşımızda. Bu üslup Türkiye’yi yöneten birine yakışmıyor. Hele de cumhurbaşkanlığı asla yakışmıyor. Bir siyasi partinin liderinden ‘O zat’ diye bahseden biri nasıl hepimizin cumhurbaşkanı olabilecek? Erdoğan için Çankaya yolları çok dikenli. Bu kadar kin ve nefretle, bu kadar hakaretle, o hedefe zor ulaşır.”

Masada başka, mikrofonda başka
“Bu meseleyi Türk ve Kürt halkının bilgisi dışında çözmek mümkün değil. Halk neler olduğunu bilmeden bu süreç yürümez. Ama bakıyoruz masada başka konuşuyorlar, mikrofonların önünde bambaşka. AKP heyeti bize hazırlıklar yaptıklarını söylüyor. Erdoğan ve Arınç ise çıkıp ‘Hayır böyle bir şey yok’ diyor. Hangisine inanacağız? Görüşmelerin şeffaf olması ve kamuoyuna bilgi verilmesi gerekli. İkircikli tutumdan kaçınılmalı. Yoksa bu süreç tıkanacak.”

Sürecin psikolojisi zehirleniyor
“Başbakan bir taraftan ‘Biz süreçten vazgeçmedik’ diyor, diğer yandan HDP/ BDP’ye hakaretler yağdırıyor. Hep başkalarının seviyesini eleştiriyor ama kendi seviyesi yerlerde. Bu üslup sorunu doğal olarak süreci zorluyor. Başbakan’ın etrafında kimse de sesini çıkaramadığı için, sürecin psikolojik ortamı sürekli zehirleniyor. Bu süreci, kafası karışık bir başbakan yüzünden heba edemeyiz.”

İmralı’da ‘siyasi heyet’ yok
Demirtaş ile görüşmemizde çokça tartışılan ve Erdoğan’ın çok sert ifadelerle karşı çıktığı ‘sürecin siyasi boyutu’ meselesine de açıklık getirdi:
“Sırrı Bey’in (Süreyya Önder) söylediği ‘siyasi boyut’, BDP heyetinin AKP’li bakanlarla heyet halinde yaptığı görüşmelerdir. Daha önce bizim arkadaşlarımız hükümetten tek isimle konuşuyordu. Şimdi bu, HDP ile AKP arasında heyetler arası görüşmeye dönüşmüş durumda. Yoksa bizim ‘İmralı’ya siyasi heyet gidecek’ gibi bir iddiamız yok.”
Görüşmelerde hükümetin vaatleri konusunda da Demirtaş, “Terörle Mücadele Kanunu’nun kalkması, ifade özgülüğünün önünün açılması gibi vaatler veriyorlar, hazırlık var diyorlar. Biz de hızla yerine getirilmesini bekliyoruz” dedi.

Gözü milliyetçi seçmende
Başbakan’ın, Demirtaş’a tepkisinin arkasında, BDP liderinin “Dağa kaçırılan çocuklar meselesinin ‘istihbarat’ tarafından yönlendirildiği” iddiası yatıyor. Demirtaş tartışma yaratan o sözünü şöyle izah etti:
“Görüştüğümüz ailelerin söylediği şu: ‘Oraya gelip televizyonlara konuşanlar arasında çocuğu dağa olmayanlar var.’ Ben onları kastediyorum. Yoksa, çocuğu dağa giden aileler var. Üzüntüleri, talepleri var. Bunları karşılamak için de çaba gösteriyoruz. Ama kimsenin tanımadığı ailelere kamera tutulup bize hakaret ettiriliyor. Bu bir psikolojik harekât.”
Demirtaş’ın ‘psikolojik harekât’ tezine göre hükümet şunu amaçlıyor:
“Erdoğan ‘Psikolojik üstünlüğü elde etme’ ve ‘Milliyetçi seçmene hitap etme’ çabası içinde. Olayı çözmek değil tırmandırmak istiyor. Dertleri gerçekten o çocukları dağdan indirmek olsa, bunu çok farklı hallederlerdi. Nitekim iki buçuk yıl PKK’nin elinde tutulan kaymakam örneği var. Kamuoyundan gizli onlarca görüşme yapıldıktan sonra iade edildi. Sonuç almak istenseydi, bu çocuklar için de böyle yapılabilirdi ama hükümetin konuşmalarıyla eylemleri arasında büyük çelişki var.”

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

15 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Halim Kaya

22 Nis 2024

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 103,13 M - Bugn : 16269

ulkucudunya@ulkucudunya.com