« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

20 May

2014

Soma skandalları

Gültekin Avcı 01 Ocak 1970

Soma faciasının üzerinden 4 gün geçti.

Ve Somalılar'ın çektiği acılara, utanç verici skandallar eklendi bu ülkede.

1- Facianın başlangıç sebebi elektrik trafosu mu yoksa grizu mu veya başka bir şey mi bilmiyoruz.

Madende yangın nasıl çıktı, patlama sonrası neler oldu?

Havalandırma sistemi neden devre dışı kaldı bilmiyoruz.

Kaçak ve yaşı küçük işçi çalıştırılıyor muydu bilmiyoruz.

Maden ocağında çalışan kaç işçi vardı, halen kaç işçi var bilmiyoruz.

Maden firmasına yapılan son denetim, şaibeli bir denetim miydi yoksa gerçek bir denetim miydi bilmiyoruz.

Neyi biliyoruz?

Çıkarılan garip emekçilerin ölü bedenlerini saymayı.

Faciaya eklenen nice skandallardan biridir bu.

2- İşçiler ekseriyetle "787 kişi vardı aşağıda" diyorlar.

Hükümet ise acı da olsa gerçeklerden bahsetmek yerine, "mükemmel bir kurtarma çalışması" yapıldığından bahsediyor.

İşçilerin 787 rakamını zikrettiğini bildiği halde, toplumu aydınlatmıyor.

Muhtemel vahim sonuçlara işaret etmiyor.

Kendi suçsuz vatandaşlarını fişleme ve izlemede parmak ısırtan AKP hükümeti, ülkesinin maden ocağında çalışan işçi sayısını da, muhtemel ölü sayısını da bilmiyor.

Acılar hâlâ tütüyor

Bu da ayrı bir skandal.

3- Başbakan Soma faciası için talihsizce "Olağan şeyler... Bu işin fıtratında bu var" ifadelerini kullanabildi.

Üstüne bir de 18. ve 19. asırlardan örnekler verdi toplumla dalga geçercesine.

15 gün önce Meclis'e verilen ve AKP oylarıyla reddedilen CHP önergesi için, Başbakan'ın "CHP önergesinde Soma'dan bahsedilmiyor" yönündeki tavrı ve en az 4-5 yerde Soma'dan bahsedildiğinin ortaya çıkması ise utancın başka bir boyutu.

Kazalar, felaketler ve cinayetler olağan gelişmeler değildir.

Olağan vakalar için insanlar kendini paralayıp çığlıklar içinde dövünerek ağlamaz.

Devlet, emekçilerin ölümlerini olağanlaştırmak için değil, olağanüstü ve istisnai bir hale getirmek, can kayıplarını minimuma indirmek için vardır.

4- Acıların halen tütmekte olduğu Soma'da, Başbakan'ın kendisini protesto eden halka takındığı kin dolu tavırlar...

Ve Başbakan'ın bu inanılmaz hışmıyla uyum gösteren Başbakan danışmanının yerdeki vatandaşı insanlık dışı bir tavırla tekmelemesi.

Yaşanan en ağır skandallardır bunlar.

Tuhaf danışman o tekmeleri, yerde zaten etkisiz halde olan vatandaşa olduğu kadar Türkiye'ye de attı ve bizi dünyaya bir kez daha rezil etti.

Başbakanlık korumalarının markete girerken dövdüğü kadınlar da cabası.

"Danışman istifa etmeli" demenin manası yok.

Zira istifa etmesi gereken o kadar çok iktidar mensubu var ki.

Oysa demokrasilerde ve hukuk devletlerinde halkın başbakanı da, devleti de, cumhurbaşkanını da, tüm devlet erkânını da temel hak ve hürriyetler çerçevesinde protesto etme hakkı vardır.

Devlet adamı dediğin...

Anayasamız da, AİHS'nin 10. maddesi de böyle diyor.

Başbakan'a yaltakçılık yapanlar kadar, protesto edip "yuh" çekenler de milli iradedir.

Ve Başbakan'a (ve siyasetçilere) "yuh" çekmek, kimilerinin hoşuna gitmese de Ceza Kanunları açısından suç değildir.

Bu itibarla devlet adamları, Başbakan Erdoğan gibi vatandaşa "Gel bir de benim yanımda yuh çek" deyip meydan okumaz veya vurmak için hamle yapmaz.

Üstelik başbakanların kalabalıklarca protesto edilmesi, siyasetin fıtratında vardır.

Bildiğim kadarıyla başbakanlar vatandaş dövmek için seçilmezler.

Devlet adamı dediğin, halkın infialini sabır ve soğukkanlılıkla karşılar.

Başbakan'ın büyükleri ne demiştir bilemem ama ceddimiz Osmanlı'nın kurucusu Osman Bey'e devlet adamlığı ve tavrı, Şeyh Edebali tarafından nasihat edilmiştir.

Şeyh Edebali ne diyordu Devlet-i Aliyye'nin kurucusu Osman Gazi'ye?

"Ey Oğul!

Beysin! Bundan sonra öfke bize; uysallık sana... Güceniklik bize; gönül almak sana. Suçlamak bize; katlanmak sana. Acizlik bize, yanılgı bize; hoş görmek sana. Geçimsizlikler, çatışmalar, uyumsuzluklar, anlaşmazlıklar bize; adalet sana. Kötü göz, şom ağız, haksız yorum bize; bağışlama sana...

Oğul!

...Öfken ve nefsin bir olup aklını mağlup eder. Bunun için daima sabırlı, sebatkâr ve iradene sahip olasın! Sabır çok önemlidir. Bir bey sabretmesini bilmelidir...

Osman! Geçmişini iyi bil ki, geleceğe sağlam basasın.

Nereden geldiğini unutma ki, nereye gideceğini unutmayasın."

Ufku geniş Şeyh, bu nasihatleri adeta 21. asırda yaşayan ve demokratik sistemde görev icra eden bir devlet adamına veriyor.

İdrak edebilenler için.

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

15 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Halim Kaya

22 Nis 2024

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 103,28 M - Bugn : 5939

ulkucudunya@ulkucudunya.com