« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

13 Şub

2012

BAHTİYAR VAHABZADENİN “GÜLÜSTAN” MANZUM HİKAYESİNDE MİLLİ BAGIMSIZLIK TEMASI

Dr. Rövşen ALİZADE 01 Ocak 1970

ÖZET
Bu çalışma, Bahtiyar Vahapzadenin ikiye bölünmüş Azerbaycanîn kaderinden bahs
eden “Gülüstan” şiirinin mazmun ve şiirsel yapısının tahlilini ele almaktadır. Çalışmada,
Bahtiyar Vahabzade”nin şiirsel dehası ve şiirlerinin yapısı muhteşem sanat ve yaratıcılık
olayı gibi gösterilmektedir. Eserin “Gülüstan” adı, vaktiyle Ruslarla Farslar (Rusya ile
İran) arasında Gülüstan mıntıkasında yapılmış anlaşmaya işaret eder. Burada
Azerbaycarfın tarihî kaderine balta Vuranlar kendi adı ve adresi ile gösterilmiştir.
Sovyetler döneminde, Kuzey Azerbaycan°ın 1813 yılında Rusya ile İran arasında
yapılmış anlaşma ile eski Rus İmparatorluğunun içinde kalması resmî kurumlar tarafından
Azerbaycan halkının mutluluğu gibi gösterilmiştir. Ancak Bahtiyar Vahapzade bu yalan
siyasete itiraz ederek şiirde bu siyasetin iç yüzünü açmış, onu açıkça ifşa etmiş, “gözlüklü”
Rus”la “topsakal” Fars arasında bölünen Azerbaycanın feci durumunu olduğu gibi
göstermiştir.
Çalışmanın bir sonucu olarak, Sovyet İmparatorluğunun halklar hapishanesi olması,
Stalinizmin milyonlarca insanı sorgusuz, sebepsiz olarak duvarlara dayayarak kurşunlaması
eserin alt yapısı olarak yansıtılmaktadır.

Her bir halkın kendini ifade ediş biçimleri vardır. Halk yalnız bu biçimler aracılığıyla
kendisini etnik varlık gibi ifade ederek yaşatır. Şiir ya da, edebî anlatım, buanlatı, bir türlü
etnik kendini ifade etme biçimlerindendirMillî şiir, millî musiki, millî ananeler - boyalar
dünyası etnokozmik kimliğin bütün manalı özelliklerini kendinde bulundurmuş olur. Bunlar
etnopisikolojik kavramlar gibi tarihî kategorilerdir. Burada tarihîlik hem onların teşekkül
ve biçimlenmesine, hem de millî mazmununa aynı derecede aittir. Bu anlamda, millî şiiri
milletin tarihinden hiç bir güçle ayırmak mümkün değildir. Aslında, millî adını kazanmış
bir şiiıgşiir yahut şiir dünyası bütün bir halkın tarihî demektir. Türk dünyasının ulu şairi
Bahtiyar Vahapzade°nin de şiirleri 20. asır Azerbaycan millî kimliğinin tarihi demektir.
Bahtiyar Vahapzade ister şiirsel dehası, isterse de şiirlerinin yapısı bakımından
muhteşem sanat ve yaratıcılık olayıdır. O, yalnız şair değildi, Azerbaycan halkının konuşan
dili, düşünen beyni idi. Halk onu millî değerlerin dönmez~yorulmaz koruyucusu olarak her
zaman sevmiştim, şimdi de severek kalbinde yaşatmaktadır. Azerbaycanın büyük bilim
adamlarindan proiİYaşar Karayev haklı olarak yazmıştır:”Bahtiyar Vahabzadenin
yaradıcılığında zaman ve Vatan anlayışı bir de ışık anlayışı ile bağlıdır” 1
Büyük şair kendisinin önemli şairlik devrini Sovyetler döneminde yaşadı. Bu devir
Azerbaycan şiiri millî semboller, ritmli sözler, seslerin uyumlu kullanımıyla ve siyasi-millî
öğelerle zengindir. Biz bunu Bahtiyar şiirinde de görmekdeyiz. Ancak B. Vahapzade yalnız
simgesellikle yaşayan şair değildir. Sembolizm -, fikrin şiirsel öğelerle ifadesi onun coşup-
taşan millet sevgisine dar gelirdi, ; şairin ilhamını önleyirdi. Ona göre de, B.Vahapzade
kendi döneminin bütün yasaklarına, baskılarına rağmen, açık milli millî ruhlu şiirler de
yazmıştır. Tabii ki, bu şiirler dergilerde, qazetelerde yayınlanmırdı, ; ancak onlar elyazısı
şeklinde halkın arasında dağıtılır, dilden-dile dolaşırdı. Bu türlü eserlerinden birisi şairin
1959 yılında yazdığı “Gülüstan” manzum hikayesidir.
Bu eser ikiye bölünmüş Azerbaycanün kaderinden bahs eder. Eserin “Gülüstan” adı
vaktiyle Ruslarla Farslar (Rusya ile İran) arasmda Gülüstan mmtıkasında yapılmış
anlaşmayı bildirir. Burada Azerbaycadm tarihî kaderine balta Vuranlar kendi adı ve adresi
ile gösterilmiştir:
“ Koyulan şartlara razıyık diye,
Taraflar kol çekdi mühaideye. ..
Taraflar kim idi ?
Her ikisi yad l
Yaaıermı edeeeıe bu heııee imdat ?W
Sovyetler döneminde Kuzey Azerbaycan?n 1813 yılında Rusya ile İran arasında
yapılmış anlaşmaya göre eski Rus İmparatorluğunun içinde kalması resmî kurumlar
tarafından Azerbaycan halkmın mutluluğu gibi gösterilmiştir. Ancak Bahtiyar Vahapzade,
yalan siyasete itiraz ederek şiirde bu siyasetin iç açmış, onu aşkar ifşa etmiş,
“gözlüklü” rusla Rusla “topsakal” Fars arasında bölünen Azerbaycanün feci dıuumunu
olduğu gerçek boyutuyla göstermiştir:
“İpek yaylığıyla o asta-asta
Silib eyneyini gözííne taktı.
Eyilib yavaşca masanın üste
Bir mühüre baktı, bir kola baktı.3
Kağıza yavaşca o da kol atdı,
Dudağı altından gülümseyerek,
Bir kalem asrlık hicran yaratdı,
Bir halkı yarıya böldü kılıç tekfl
1 Vahapzade, B. Seçilmiş eserleri. Azerneşr. Bakü: l974,C.l.sf.9
2 Vahapzade, B, a.g.e.sf.77
3 Vahapzade,B, a.g.e. 76
4 Vahapzade, B, a.g.e.78
Öz sivri ucuyla bu lelek kalem
Deldi sinesini Azerbaycanın.
Başını kaldırdı,
Ancak dembedem
Kesdiler sesini Azerbaycanıns
O güldü kağıta kol çeken zaman,
Kıydı yüreklerin hicran sesine.
O güldü hakk için daim çarğıışan
Bir halkin tarihi faciasına.”
Bahtiyar Vahapzade bu şiiri, bu manzum hikayeyi üç büyük bağımsızlık mücahidinin -«
“Azerbaycanhn birliği ve bağımsızlığı uğrunda çarpışan Settar Han, Şeyh Muhammed
Hiyabani ve Pişeverfnin hatırasına” ithaf etmiştir. Bu üç şahıs Azerbaycan millî
mücadelesinin yegâne simalarıdır. Onlarm bağımsızlık mücadelesi sırasıyla olmakla 20.
asrın birinci yarısuıı kapsanıış olur. 20. asrın başlarında Settar Han ve Bağır Han?n idaresi
altında bağımsızlık mücadelesi az daha sonra Şeyh Muhammed Hiyabanfnin idaresi ile
devam ettirilir. Seyit Cafer Pişeveri ise II. Dünya Savaşı döneminde Güney Azerbaycan°ı
iki yıllığına kendi bağımsızlığına kavuşturdu. Bahtiyar Vahapzade, “Ancak dembedem //
Kesdiler sesini Azerbaycanın”, “O güldü hakk için daim Çarpışan // Bir halkın tarihi
faciasına” ” derken bu bağımsızlık mücahitlerini belirtirdi.
Tarih her defa aynı mazmunda tekrar olunurdu. Azerbaycan halkının tarihî hede? her
zaman aynı olduğu gibi, onun bağımsızlığına kast edenler de her zaman aynı kuvveler idi.
Ancak Bahtiyar Vahapzade Azerbaycan halkının oğlu idi; damarlarında ulu Türk'ün
kızgmlığı, hırsı, isyanı ve bağımsızlık sevgisi yaşıyordu. Bu sevgi ve kızgınlık ister
kalemle, isterse de kılıçla daima kükrerniş, Azerbaycan halkını her zaman ayakta tutmuştur.
Her bir halk kendi yarattığı tarihin taşıyıcısıdır. Bu tarih onun kan hafızasıdır. Hafıza
nedirse, halk da odur. Hafızada ne varsa, halkın yaşamında da ö olacaktır. Bahtiyar
Vahabzade ulu tarihe baktığında damarlarında kanı coşardı. Çünkü bu tarih ulu Tomris”in,
ulu Babek”in bağımsızlık tarihi, zulme, işgale karşı isyan tarihidir:
“Koy kalksın ayağa ruhu Tomrisin,
Babekin kılıçı parlasın yene.
Onlar bu şartlara sözünü desin,
zinciri kim vurdu Şii biıeğiner”
Şair bununla Azerbaycan tarihine saldıranlara hatırlatır ki, ona kast edenler er- geç
kendi cezalarını bulacaklardır. Bu halkın tarihi Tomrisîn, Babekîn tarihidir. Şaire göre,
eğer tarih hafızada ise, onda bu halkı ikiye bölenler, onun birliğine darbe Vuranlar hafızanın
intikamından korksunlar.
Bahtiyar Vahapzade şiirde Azerbaycan millî hafızasının şerefli tarihine kalemini
yönelterek halkın tarihî düşmanlarının başına âdeta sözle ateş yağdırır:
Hanı bu ellerin mert oğulları?
Açın bereleri, açın yolları.
Bes hanı bu asrın öz Köroğlusu,
Kılıç Köroğlusu, söz Köroğlusu? 8
5 Vahapzade,B.a.g.e.79
6 Vahapzade,B.a.g.e.78
7 Vahapzade, B, a.g.e.79
8 Vahapzade, B,a.g.e.79
Babaların şeni, şerefi elbet,
Bize emanetdir, emanet...
Yokmu kanımızda halkın qeyreti?
Bele saklayarlar bes emaneti? 9
Koy yıldırım çaksın, titresin cihan!
Yürekler kazebden coşsun, patlasın.
Daim hakk yolunda kılıç kaldıran
İğid babaların goru çatlasın! m
Bahtiyar Vahapzade 1959 yılında, yani Stalinizmin cismen olarak yenice bittiği, ancak
maneviyatlarda, şuurlarda ve irtibatlarda yaşadığı bir devirde resmî devlet siyasetinin
aksine giderek, Gülüstan anlaşmasını, başka bir deyişle, Kuzey Azerbaycanm Rusyanın
içinde kalmasını Azerbaycanın feci kaderi sanmıştır:
“Koy eysin başını vügarlı dağlar,
Matemi başlandı büyük bir elin.
Mersiye söylesin akar bulaklar,
Ağılar çağırsın bu gün kız, gelin! U
...Onların birleşen bu elleriyle
Ayrılır ikiye bir el, bir vatan.
Akıdıp gözünden yaş gile-gile,
Bu dehşetli hala ne deyir vatan?” 12
20.asır şairi, Azerbaycanhn 19. asrın başlarında başlayan bu feci durumunu sözle
durdurmaya çalışır. Mısralarmı, şiirlerini Azerbaycan halkının konuşan diline, yücelen
itirazına çevirir. Şair haykırır, işgali durdurmaya çalışır, gâh halkın katillerine, gâh da
halka hitap eder. Dünyanm ulu düzenini bozanların olmayan vicdanlarını uyandırmaya
çalışır. Ancak bunun faydasız olduğunu iyi bilen şair işgalci güçleri tarihin muhakemesine
çeker, onlar hakkında kendi hükmünü verir. Bahtiyar Türk milletinin oğlu gibi milletinin
adından konuşmak hakkını kazanmış şair idi. Bu bakımdan bütün Azerbaycan Türklerinin
adından onun işgalcilere itirazını şöyle ifade eder:
“ Bir deyen olmadı, durun, ağalar!
Axı bu ülkenin öz sahibi var.
Siz ne yazırsınız bayaqdan beri,
Bes hanı bu yurdun öz sahipleri? 13
Bes hanı hakikat, bes hanı kanun?
Uludur bu yurdun tarihi, yaşı.
Bes hanı köksüne serhat koyduğun
Bir bütün ülkenin iki gardaşı? 14
9 Vahapzade,B, a.g.e. 80
m Vahapzade, B,a.g.e.80
H Vahapzade,B, a.g.e. 80
12 Vahapzade,B, a.g.e. 80
13 Vahapzade,B,,a.g.e.80
14 Vahapzade,B,a.g.e.80
23
De görek bu şere, bu müsibete,
Onların sözü ne, qerezi nedir?
Bu halk ezel günden düşüp zillete,
Öz doğma yurdunda yoksa köledir? 15
Nece ayırdınız tırnağı etden,
Yüreği bedenden, canı cesetden?
Axı kim bu hakkı vermişdir size?
Sizi kim çağırmış vatanım1za?”16
Bu sırada, vaktile bilim adamı ve şair Sabir Rüstemhanlının yazdığı ınısraları örnek
olarak gösteririk: “Şair gösterir ki, managüzellik, liyakat, pay gibi verilmir, onu kazanmak
lazımdır: sevgide - sadakatla, halk karşısında -‹- fedakarlıkla... Buna gore de şairin
dayanmaz, ananı sesinden senın tabii gez-anın” Wo?ıünınn” şnn, hzıınn nnıiği ve
bütünlüğü fikrini yansıtan bir eserdir. Şaire göre, Azerbaycan halkının tarihî kaderi onun
birliğine, bütünlüğüne bağlıdır. Şair öz halkına yüz tutarak bu hakikati kendi çağdaşlanna
böyle anlatır:
Arazın suları sinirli, taşkın,
Şirin neğrneleri ahdır, haraydır,
Vatan kuşa benzer, kanatlarının
Biri o taydırsa, biri bu taydır.”
Kuş iki kanatla uçar, yükseler,
Men nece yükselirn tek kanadımla?
Yürekler bu dertden tüğyana geler,
Akar gözümüzden yaş damla-damla. 19
Sovyet İmparatorluğu halklar hapishanesi idi. Onun hakkında dünyada tatlı masallar
konuşulur, İmparatorluk mutlu insanların yaşadığı ülke olarak yansıtılırdı. Ancak
Stalinizm kaç milyonlarlca insanı sorusuz, nedensiz duvarlarda sıkarak kurşunlara
dizmişmış, bir hayat yaratmaya kadir olmadığı hâlde, milyonların hayatına son verrnişdir.
Bu insanların esas suçu, günahı kendi insanlıklarını anlamaları idi. Bahtiyar Vahapzade
“Gülüstan” şiirini böyle bir devirde yazmıştır. Eserde Sovyet döneminden evvelki
devirden bahs edilse de, şair, aslında, “bu günle” - daha riyakar, daha ikiyüzlü, daha
amansız olan Sovyet devirini de ifşa eder:
“İmzalı, mühürlü ey cansız Varak,
Ne kadar büyükmüş kudretin, güçün.
Asrlar boyunca savaşdık, ancak
Sarsıda bilmedik hükmünü bir gün.”
Ey kağıt parçası, evvel hiç iken,
Yazılıp, kollanıp yoktan var oldun.
Büyük bir milletin başını kesen,
Kolunu bağlayan hükındar oldunfm
15 Vahapzade,B,a.g.e. 80
16 Vahapzade,B, a.g.e. 80
17 Vahapzade,B. Payız düşünceleri. Yazıçı Neşriyatı. Bakü: l98l.s£7
18 Vahapzade,B, a.g.e. 80
19 Vahapzade,B, a.g.e. 81
20 Vahapzade,B,a.g.e. 81
24
Ancak Bahtiyar, kendi halkının oğlu gibi hangi bir milletin bağrından kopduğunu çok
güzel bilirdi. Şair iyi anlıyordu ki, bir halkın ruhunu bölmek zordur. Bu işe çaba gösterenler
tarihin, İlahi düzenin aksine giderler. Azerbaycan halkında “yürekden yüreye köprü”
ifadesi var. Bu köprü Azerbaycan halkının düşüncesinde onun bir Türk gibi tarihi
yaradılışının başlangıcında yapılmış köprüdür: daşı-keseyi, nizamı~yapısı İlahidendir. Kim
İlahinin takdirini boza bilir?! Kim sazın sesini böle bilir?! Kim sözün ruhunu böle bilir?!
Bahtiyar buna çalışanlara tarihi düzenin aksine gitdiklerini ve bununla da tarihin onlar
hakkında kendi kararını vereceğini hatırlatır:
“ Yürekden yüreğe köprü? Bir dayan!
Derdimiz dinirse bir sazın üste.
Şehriyar yaralı mısralarından
Köprü salmadımı Arazın üste? 22
Bu taydan o taya akışdı sel tek
Göze görünmeyen gönül telleri.
Bu selin yönünü ne çay, ne direk,
Kese bilmemiştir yüz yıldan beri.”
Ağalar bilmedi birdir bu toprak,
Tebriz de, Bakü de Azerbaycandır.
Bir elin ruhunu, dilini ancak
Kağıtlar üstünde bölmek asandır.” 24
Şair halkın bütünlüğüne karşı çıkanları varlığın İlahi takdirinin aleyhine gitmek gibi
lüzumsuz işten durdurmaya çalışır. Ancak tarihî çirkinlik ~ şeytani vesvese müşevvik
Ruslar ve Farslar tarafından ortaya atılmıştır. Bu riya, yalan çok kullanılarak, bu halkın
kanını çok akıtacaktı. Lakin şair nikbin idi; o zulme, baskıya değil, İlahi adalete, Ulu
Allahîn varlık alemine verdiği nizama inanıyordu. Ona göre de sözlerinde nizamlı,
düşüncesinde emin idi:
“Böl kağıt üstünde, böl gece-gündüz,
Toprağın üstünde direkler de düz.
Gücünü, ezmini dök de meydana,
Koşundan, silahdan sedd çek her yana.
Toprağı ikiye bölürsen, ancak
Çetindir bedeni candan ayırmakl” 25
' Şaire göre bu, 'mümkün değiLÇünkü, Azerbaycan halkının varlığı, birliği ve bütünlüyü
Ilahinin takdiridir. Ilahi takdiri bozmak rnümkünsüzdür:
“Ayırmak kimseye gelmesin asan,
Bir halkın bir olan derdi- serini.
O taydan bu taya Mustafa Payan
Okuyur Vahidin gazellerini.” 26
21 Vahapzade,B,a.g.e. 80
22 Vahapzade,B,a.g.e.80
23 Vahapzade,B, a.g.e. 80
24 Vahapzade,B, a.g.e. 80
25 Vahapzade,B,a.g.e. 81
25
Bahtiyar Vahapzade Sovyet döneminde manevi baskılara maruz kalmış şairdir. Ancak
o, hiç bir zaman kendi akidesinden dönmerniştir. Şairi iki güç ayakta tutmuş, bunlar onu
kırılmağa, eğilmeğe müsaade etmemiştir. Bunlardan birincisi Bahtiyar Vahapzademin
fıtratirıdan gelen inancı idi. Onda, Azerbaycan halkının kendi istiklaline kavuşaeağiyla
bağlı hiçbir zaman kuşku olmamıştır. İkincisi ise halkın ona olan sevgisi idi. O, bu sevgi ile
yaşıyordu. Azerbaycan halkının gönlünde bir sevgili Bahtiyar adı var idi. Ne mutlu ki, şair
kendi halkıyla bahtiyar, halkı da onunla bahtiyar idi. Bu İlahi sevgi, bu İlahi bağlılık
Bahtiyar Vahabzade°yi de, onun canından çok sevdiği halkını da istiklale kavuşturdu.
Bahtiyar°ın bu imanı daima Azerbaycan halkının yüreğindedir. Şimdi güneyli kuzeyli
Azerbaycan bir biriyle irtibattadır. Bu bağın, bu irtibatın kurulmasında Bahtiyar
Vahapzade°nin inkâr edilemez hizmetleri olmuştur. Bu nedenle onun şiirleri de Azerbaycan
halkının hafızasında her zaman canlı, her zaman diridir.
Kaynaklar
Gülüstan poeması/ http zade. azeriblogxom / 2007/ 11/ 29.
Vahapzade, B. Seçilmiş eserleri. Önder Neşriyatı, Bakü: 2004, s.76-81, C.2.
Vahapzade, B. Seçilmiş eserleri. Azerneşr. Bakü: l974,C.1.
Vahapzade,B. Payız düşünceleri. Yazıcı Neşriyatı. Bakü: 1981.
26 Vahapzade,B,a.g.e. 81

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

15 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Halim Kaya

22 Nis 2024

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 103,26 M - Bugn : 23030

ulkucudunya@ulkucudunya.com