« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

21 Şub

2011

Arabistan'a ve İran'a değil İngiltere'ye benzeyecektir

Mehmet Şevket Eygi 01 Ocak 1970

M. Kemal Paşa'nın ölümünden sonra Sabataycılar tarafından çıkartılmış Kemalizm resmî ideolojisini bir din gibi benimseyenler, Türkiye Müslümanlarına din, inanç, inandığı gibi yaşamak hürriyeti verildiğinde ülkenin Arabistan'a, İran'a, Malezya'ya döneceğini iddia ederek yaygara kopartıyorlar.

Bu iddialarında ve korkularında samimi midirler? Kesinlikle değildirler. Çünkü onların kültürü, Müslümanlara din hürriyeti verildiğinde ülkemizin Arabistan'a veya İran'a değil; İngiltere'ye, Norveç'e, İsveç'e, Avusturya'ya, Almanya'ya ve diğer medenî demokrat ülkelere döneceğini bilmeye yeterlidir.

Dindar Müslüman aileler, kız çocuklarını ilkokuldan liseye kadar başörtülü olarak okutabilirlerse, Türkiye İran ve Arabistan olmaz; mesela İngiltere olur. Niçin? İran veya Arabistan olabilmesi için BÜTÜN kız çocuklarının örtülü olması gerekir. İsteyen aileler başörtülü gönderiyor, istemeyenler başı açık gönderiyorlar, işte İngiltere sistemi.

Tasavvuf ve tarikat tekkeleri açılsın, Müslümanlar zikrullah yapsın... Bu durumda Türkiye ne İran'a benzer, ne Arabistan'a. Arabistan'da Vehhabîlik hâkimdir, onlar tasavvufu reddederler, tarikatları yasaklamışlardır. Tarikat evliyasına da "Evliyauşşeytan" derler. İran'da Şiî-Caferî mezhebi hâkimdir. Onlar da (anayasaları serbestlik verse de), uygulamada Sünnîlere tam bir din hürriyeti tanımazlar ve vermezler. Binaenaleyh Türkiye'de tarikatlar serbest bırakılırsa, dergâhlar tekkeler zaviyeler açılırsa ve zikrullah yapılırsa ülkemiz İngiltere'ye, diğer medenî ve demokrat Batı ülkelerine benzeyecektir.

Devletimizin, halkımızın, ülkemizin 1000 yıldan fazla kullanmış olduğu millî yazımızın serbest bırakılması; Müslümanların İslam ve Kur'an yazısıyla günlük gazeteler, dergiler, kitaplar çıkartabilmeleri de bizi Arabistan'a, İran'a veya Malezya'ya benzetmekten çok medenî ve demokrat Batı ülkelerine benzetecektir.

İnsan, Kemalistlerin ve çağdaşların yaygaralarına hem üzülüyor, hem öfkeleniyor. Yazımın başında belirttiğim gibi onların kültürleri İran'a, Arabistan'a, Malezya'ya değil; İngiltere'ye benzeyeceğimizi anlamaya yeterli olduğu halde fanatizmlerinden, militanlıklarından, insafsızlıklarından, adaletsizliklerinden dolayı demagoji yapıyorlar.

Biz "bütün kadınlar ve kızlar tesettüre girsin" dersek Türkiye'yi İran'a veya Arabistan'a benzetmek istemiş oluruz.

Bendeniz bir Müslüman olarak elbette bütün kadın ve kızların tesettürlü olmasını arzu ve temenni ederim. Lakin Türkiye'nin durumu, rejimi, sistemi, düzeni, realitesi buna müsait değildir. Bu yüzdendir ki, ülkemin İngiltere'ye benzemesini istiyorum.

Türkiye Müslümanları, İslam'ı aslına uygun şekilde anladıkları, yorumladıkları, uyguladıkları takdirde 10 sene içinde bu ülkenin kadın ve kızlarının yüzde 90'ı kendi rızalarıyla seve seve tesettüre girecektir.

Mahalle baskısıyla mı?.. Belki yüzde 10 mahalle baskısı olabilir ama geri kalan yüzde 90'ı kendi istekleriyle, tesettür kıyafeti onları cezp ettiği için kapanacaklardır.

Mahalle baskısı etik ve yasal mıdır?

Maruf, güzel, iyi, doğru, makul şeylerde mahalle baskısı elbette doğrudur.

Yasal olmasına gelince, adil kanunlar bir şeyi yasaklamıyorsa onu yapmak suç olmaz, kabahat olmaz. Ceza hukukunun temel prensibi "kanunsuz suç ve ceza olmaz" ilkesidir.

Osmanlı Devleti zamanında Ramazan ayında, gündüzleri alenen (açıkta) yemek içmek yasaktı. Bugün böyle bir yasak yok. Lakin bazı şehirlerimizde mahalle baskısı var. Oruç tutmayanlar açıkta yiyip içmiyorlar. Böyle bir baskıyı kınamaya kimsenin hakkı yoktur. Zaten toplumsal barış ve mutabakatı sağlamak için çoğunluğun oruç tuttuğu bir yerde azınlığın alenen yiyip içmemesi gerekir. Akıl, mantık, insanlık, vatandaşlık, bilgelik bunu icap ettirir.

Hülasa:

Okullara giden Müslüman kızlar, Müslüman kadın memurlar, Müslüman kadın avukatlar, Müslüman öğretmenler, Müslüman üniversite öğretim görevlileri başlarını serbestçe örtebilirlerse, Türkiye İran'a ve Arabistan'a benzemez; demokrasinin ve insan haklarının beşiği olan İngiltere'ye benzer.

Meydan okuyorum:

Bu yazımda normal zekâlı bir insanın kolayca kabul edebileceği çok mantıklı bir üslupla gerçekleri, doğruları yazmış bulunuyorum. Safsata ve demagoji yapmadan, gerçekleri çarpıtmadan beni çürütecek varsa (küfür ve hakaret etmeden) yazsın, okuyalım... Benim fikirlerimi çürütebilirlerse özür beyan edeceğim... Lütfen gerekçe olarak M. Kemal Paşa'nın ölümünden sonra çıkartılmış Kemalizmi göstermesinler. Ben öyle bir dine inanmıyorum. Hukuktan bahsetsinler, adaletten ve eşitlikten, temel ve evrensel insan haklarından ve hürriyetlerinden, gerçek demokrasiden, İngiltere'den, Norveç'ten, İsveç'ten...

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

15 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Halim Kaya

22 Nis 2024

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 103,35 M - Bugn : 76387

ulkucudunya@ulkucudunya.com