« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

01 Ağu

2010

Çok faydalı nasihatler / Ertuğrul Özkök

01 Ocak 1970

TÜRK ordusunun 102 subayı hakkında, “yakalama kararı çıkarıldığını” öğrendiğimde, Ege’de sakin bir denizin karşısında dolunayı bekliyordum.



Ne referandumu, ne erken seçimi, ne Ergenekon’u.

Hiçbiri umurumda değildi.

30 yıl sonra tekrar “Kabusname”yi okuyordum.

Yani Kuhistan Sultanı’nın 1000 yıl önce prenslere, devlet erkânına tavsiyelerini.

İşte o an gözümün önüne ne geldi biliyor musunuz?

O sabah.

Bülent Ecevit ve Süleyman Demirel’in evlerinden alınıp Hamzakoy’a götürüldüğü sabah.

Zincirbozanlar geldi.

Tek parti dönemlerinin “toplu tevkifatları”, 27 Mayıs’ın “Yüz bilmemkaçlar olayı”, toplu sürgünleri geldi.

* * *

Malum küfürbaz zevatın tepkisini şimdiden duyuyorum:

Yaratıcılıkları, “Ne alakası var” türünden alelade ve nakıs bir cevvaliyeti aşamayacak.

Ben sadece “Hafızamın hesabını size mi vereceğim” deyip geçeceğim.

Evet aklıma o sabah geldi.

Yani “hoyratlıklar”, “insafsızlıklarla” dolu sabahlar.

Darbenin planının hesabını soran bir yakalama emri, insanda böylesine ters bir çağrışım yapabilir mi?

Çağrışım ters değil de, doğru ise yapar.

Ne yazık ki Ergenekon’da yapılan bazı hoyratlıklar, artık bizlerde yakın tarihin siyasetindeki “en olağanüstü halleri” çağrıştırmaya başladı.

Bir darbenin hesabı, darbe yöntemleriyle soruluyorsa, o ülkeye intikam tohumları da ekilmeye başlanmış demektir.

Aldığınız her intikam, bir başka intikamın tohumlarını bu toplumun zaten mümbit tarlalarına ekiyor.

Artık aklı başında, düzgün

AK Partililer de bu gerçeği

görmeye başladılar.

Onlar da Ergenekon’un giderek “Adalet arama” gerekçesinden “İntikam alma” bahanesine dönüştüğünün farkındalar.

Ergenekon davası, askeri darbelerin “hoyrat yöntemlerine” doğru hıza akıyor.

* * *

Bir de şu tersliğe bakın.

“Kaçacak” diye yakalama emri çıkarılan adam, hababam içeri giriyor çıkıyor ama bir türlü kaçmıyor.

Bavulu hazır bekliyor. Biliyor ki, arkasındaki kamuoyu her gün biraz daha büyüyor.

Rüzgârı almış, göğsünü gere gere teslim oluyor. İlk başlardaki gibi, gazeteci ordusunun arasından iki büklüm, yüzünü saklayarak geçmiyor.

Öyle şeyler yapılmış ki, artık Ergenekon’da gözaltına alınmak utanç değil, iftihar vesilesi haline gelmiş.

Kamuoyu gözünde dava düşmüş, Silivri’de moraller tavan yapıyor.

Biliyorlar ki, yarın bir gün o kapılardan, bir zamanların Barış Derneği mağdurları gibi, başları dimdik çıkacaklar.

Öyleyse hâlâ bu telaş niye?

Referandum kampanyasının başladığı gün, Türk ordusunun 102 subayına “yakalama emri” çıkarılmasının arkasından sırıtan niyet görünmüyor mu sanıyorsunuz?

O kadar belli ki, bir “harp oyunu”nu yargılamak için başka bir “harp oyunu” düzenlenmiş.

* * *

Peki öyleyse ne yapılacak?

Kabusname’yi açıyorum.

Ne yapılması gerektiği orada açıkça yazılıyor:

“Sabır...”

“Sabır ikinci akıldır...”

Yapılan hoyratlıklar, bir insanın hafızasındaki darbe hoyratlıklarını çağrıştırmaya başladığı zaman, tek referans budur.

Sabır...

Zaten “Kabusname”nin tercümesi nedir?

“Çok faydalı nasihatler...”

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

15 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Halim Kaya

22 Nis 2024

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 103,29 M - Bugn : 17899

ulkucudunya@ulkucudunya.com