DURUŞMA SALONUNDA
01 Ocak 1970
Seksen yaşındaki adam torunuyla arkadaşına baktı, baktı, sonra:
“Oğlum bu işin sonu kötü olur,” dedi.
“Ya, dede niye kötü olsun?”
“Siz çok büyük bir şeyin içine giriyorsunuz. Çok sıkıntılı bir yola giriyorsunuz, bu yolu size açmazlar. Bu yolun sonunda sizin önünüzü keserler, korkuyorum ki bu acı olur sizin için. Ben bunu geçmişte bir şekliyle gördüm, bunu gören insan olarak ben buna üzülüyorum.”
Sözünün burasında duraksadı, sonra;
“İstiklâl Savaşı oldu, bizim köyden 14 yaşına kadar olanlar cepheye gitti. Kimler kaldı biliyor musun? Gayrimüslimler kaldı, yaşlılar kaldı, bir de askere gitmemek için dağlara çıkan eşkıyalar, ha bir de askere gitmemek için elini kolunu kesenler kaldı. Bizim büyükler gitti. O elini kolunu kesenler, gayrimüslimler bizim malımıza mülkümüze göz koydu. Bir kışı geçirmek için muhtaç olduğumuz bir çuval buğdayla tarlamızı satın aldılar. Allah göstermesin namusumuza varıncaya kadar. Dağdaki eşkıya da geldi, tarlamıza karşılık aldığımız buğdayı da o aldı götürdü. Sonra ne oldu? Savaş bitti, bir kısmı şehit oldu, bir kısmı gazi. Bu insanların hepsi bir araya geldiler gazileri karşılamak için. Ta kazaya kadar gittiler, onları aldılar, köye kadar getirdiler. Onlara dediler ki: ‘Ya siz vatanımızı kurtardınız, siz şöylesiniz böylesiniz, bu tarlalar yine sizin, ekin biçin yarısı sizin olsun, yarısını bize verin.’ Biz 20-30 yıl o tarlalarda babamla birlikte çalıştık, bize bu tarlaları ortak verenler de çekip gittiler köyden. 20-30 yıl sonra tarlalarımızı yeniden satın aldık. Allaha şükür biz malımıza mülkümüze yeniden kavuştuk. O ilçeye gidenlere de baktık ki onların çocukları hâkim olmuş, savcı olmuş, kaymakam olmuş, asker olmuş, şu olmuş bu olmuş. Oğlum bunların hepsi o makamları mevkileri nasıl kazandıklarını bilmiyorlar mı? Siz onların yerine talip olmaya kalkıyorsunuz, sizi yaşatırlar mı, size bu imkânı verirler mi oğul?”
Adam seksen yaşındaydı, çok şey görmüştü. Sözünün sonunda;
“Oğlum sizi asarlar, dedi…”
Bu sohbetin üzerinden bir buçuk iki yıl ancak geçti. 12 Eylül ihtilali oldu. Seksen yaşındaki dedenin torunu Hasan Çağlayan ile arkadaşı Muhsin Yazıcıoğlu sanık sandalyesindeydi. İkisi de savcının idamını istediği 220 kişinin içindeydi.
( DAVA’NIN DAVASI KURGULANMIŞ BIR DAVANIN ARKA PLANI )
