« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

27 Ara

2009

Öcalan-Guzman ve Türkiye-Peru farkı

Mehmet Ali KIŞLALI 01 Ocak 1970

İki terör örgütü; Türkiye’de PKK ile Peru’da Sandero Luminoso (Aydınlık Yol) hemen hemen aynı yıllarda ve benzer temel inançları yaymak üzere faaliyete geçmiş iki terörist örgüt. Birinin lideri Abdullah Öcalan, diğerininki Abimael Guzman. Biri üniversiteden ayrılmış bir öğrenci, diğeri tanınmış bir felsefe profesörü. Birinin mücadelesi 1992’de, diğerininki 1999’da noktalanmış. İki lider de yakalandıklarında ağırlaştırılmış ömür boyu hapse mahkûm edilmişler. Biri İmralı Adası’ndaki askeri bölgede kalıyor, diğeri Peru’nun Lima Limanı’ndaki Calleo-San Lorenzo Deniz Üssü’nün yeraltındaki dört hücresinden birinde. Birinin tek başına kalması insan haklarına aykırı bulunduğundan, yanına birkaç kötü şöhretli mahkûm komşu getirildi. Diğerinin yanındaki komşular arasında ise Tupac Amaru terör örgütünün lideri Victor Polay ile bir zamanlar Peru Milli İstihbarat Servisi Başkanı olup kendisiyle pazarlıklar yapmış olan Viladimiro Montesinos var. Birinin muhakemesi sırasında ülkesinin ceza yasasından ölüm cezası çıkarıldı, diğerinin ülkesinde bu ceza zaten yoktu. Onun için ikisi de aynı cezaya çarptırıldılar. Birinin muhakemesi, kararı verecek yargıçların can güvenliğini garanti etmek için başlarına tanınmamalarını sağlayacak çuval geçirildi. Öbürünün davası dünyanın gözleri önünde, açık yapıldı. Birinin mahkûmiyeti sonrası, aradan birkaç yıl geçince; 2003’de ‘Tüm terör suçlularına anayasaya aykırı yasalar uygulandığından’ gerekçesiyle, yeniden muhakemeleri sağlandı. Birkaç yüz mahkûm yeni yargılama sonunda serbest bırakıldı. Ama lider yeniden aynı cezaya çarptırıldı. Birinin yakalanmasından hemen sonra, cezaevinde kendisine daha iyi koşullar uygulanması karşılığında yapılan pazarlıklarda ödünler verdiği; bunların terörle mücadeleye yardımcı olduğu duyuldu. Diğerinin ise kendiliğinden örgütüne silah bırakma, ülke topraklarından çıkma emri verdiği öne sürüldü. Ülke birkaç yıl sürecek sükûnet dönemine girdi. Birinde olaylarda görece artış olduysa da sonra uygulanan, genel seçimler gibi kimi demokratik yöntem havayı yumuşattı. Diğerinde ise siyasi iktidarın içeriği tam belli olmayan, güçlü dış etkiler kaynaklı olduğu düşünülen bir ‘Açılım’ yaklaşımı ülkedeki dengeleri değiştirdi. Mahkûmun kimi istekleri adeta uygulanması şart koşullar olarak kabul edilmeye başlandı.

Sanıyorum Guzman ile Öcalan farkı, her dönemde açıklama gerektirmeyecek kadar belirgin.
***
İşte size, terörle mücadele konusunda benzer koşullar karşısında kalmış, ama kendilerine özgü önlemler almakta olan iki ülke ve iki terör liderine uygulanmakta olan devlet politikaları.
İki ülkede oluşan olayları 1980’li yılların ortasından itibaren izlemeye çalışan bir basın mensubu olarak hep merak etmişimdir; Türkiye acaba bu Peru’da olup bitenleri ne kadar yakından izleyebildi? Bir ara Dışişleri Bakanlığı’ndaki o bölgede görev yapan okul arkadaşlarından yardım aradığımı, ama bunların hiçbirinin bu Türkiye için önemli gelişmeleri yakından izlemediğini saptamıştım.

Peru’nun Parlak Yol Lideri Profesör Abimael Guzman’ın yakalanıp mahkûm olmasından sonra, kendisine sağlanan kimi ayrıcalıklar karşılığında, şimdi koğuş komşusu olan zamanın İstihbarat Başkanı Montesinos’a neler verdiğine dair dünya basınında ilginç haberler çıktığını hatırlıyorum.

Şimdi Peru’dan hiç ses çıkmıyor. Ama İmralı ülke güvenliği ile ilgili faaliyetlerin zor izlenir ve görülmemiş tarzda şekillenmesinin adeta merkezlerinden biri haline gelmiş görünmekte. Evet; 1993’te Peru’da Guzman’ın yaptığı gibi Öcalan televizyona çıkıp terörün durdurulması için yandaşlarına hitap etmiyor. Ama hemen her hafta avukatlarıyla yaptığı konuşmalar aynıyla dışarıya yansıtılıyor. Onun direktifleriyle Türkiye’de iç ve hatta dış politika şekilleniyor. Hücresi onun en küçük isteklerine bile uyularak sık değişikliklerden geçiriliyor.
İçte ve dışta, bu Türkiye için yaşamsal önemde olan gelişmeleri kimler nasıl izliyor? İzliyorlar mı? Bugüne kadar resmi kaynakların bu konulardaki değerlendirmelerinden işaret yok. Oysa böyle ciddi çalışmalar yapılıyor olsa Türkiye bundan dersler alıp, yararlı uygulamalar yapmaz mıydı?

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

15 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Halim Kaya

22 Nis 2024

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 103,23 M - Bugn : 24668

ulkucudunya@ulkucudunya.com